dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi
İNKILAPLAR(YENİLİKLER) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İNKILAPLAR(YENİLİKLER) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

EKONOMİK ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

Yeni Türk Devleti kurulduğunda ülkede bir çivi bile üretilemiyordu. Var olan işletmelerin çoğu da yabancıların elindeydi.
Lozan'da kapitülasyonların kaldırılması ile ekonomik bağımsızlık sağlanmıştı. Bu nedenle ekonomi alanında yenilikler yapılmalıydı.
1. Milli Ekonominin Kurulması
Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra hemen ekonomik alanda yeniliklere başladı. Daha Lozan görüşmeleri sırasında I. İzmir İktisat Kongresi’ni topladı.
Burada Misak-ı İktisadi adıyla Milli Ekonomi ilkesi kabul edildi.
Buna göre; hammaddesi yerli sanayiye öncelik verilmesi, derhal büyük fabrikaların kurulması, esnafa kredi verebilecek bir bankanın kurulması, yabancı işletmelerin millileştirilmesi kararlaştırıldı.
2. Tarım, Sanayi, Ticaret ve Bayındırlık Alanında Yapılan Çalışmalar
a. Tarımın geliştirilmesi için önlemler alındı. Köylünün durumunu düzeltmek için Âşar vergisi kaldırıldı, tarımda makineleşme teşvik edildi. Örnek çiftlikler ve tarım kredi kooperatifleri kuruldu. Ziraat okulları açıldı.
b. Sanayinin gelişmesi için çalışmalar yapıldı. Esnafa kredi verebilmek için İş Bankası kuruldu. Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı. Özel teşebbüs teşvik edildi. Buna rağmen; teknik eleman, bilgi, teknoloji ve sermaye yetersizliği yüzünden özel teşebbüs başarılı olamadı. Bunun üzerine devlet ekonomiye müdahale etti. 1934'de Devletçilik ilkesi ve I. Beş Yıllık Kalkınma Planı kabul edildi. Bu sayede sanayi hızla gelişmeye başladı.
c. Osmanlı Devleti zamanında ticaret azınlıkların eline geçmişti. Bu nedenle ticaret hayatı milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmeye çalışıldı. 1926'da Kabotaj Kanunu çıkarılarak kendi limanlarımızda gemi işletme hakkı Türk vatandaşlarına verildi.
d. Bayındırlık çalışmalarına önem verildi. Başta demiryolu ulaşımı olmak üzere ulaşım ve haberleşme işlerine önem verildi. Yeni demir yolları, köprüler yapıldı. Planlı şehirleşmeye önem verildi.





İZMİR İKTİSAT KONGRESİ’NİN TOPLANMASI  ( 18 ŞUBAT 1923 )   


MİLLİ EKONOMİ İLKESİ’NİN BENİMSENMESİ  ( 18 ŞUBAT 1923 )


 AŞAR VERGİSİ’NİN KALDIRILMASI  ( 17 ŞUBAT 1925 )


 TEŞVİK-İ SANAYİ KANUNU’NUN KABULÜ  ( 28 MAYIS 1926 )


KABOTAJ KANUNU’NUN KABULÜ  ( 1 TEMMUZ 1926 )


 ANADOLU DEMİRYOLLARI’NIN YABANCILARDAN ALINMASI


 BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI’NIN YAPILMASI


 TÜRKİYE’NİN İHTİYACI OLAN FABRİKALARIN BİR BİR DEVLET ELİYLE AÇILMASI


 TÜRKİYE’NİN İLK ÖZEL BANKASI OLAN İŞ BANKASI’NIN KURULMASI


  TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜ DESTEKLEMEK AMACIYLA ZIRAAT BANKASI’NIN
    YENİDEN DÜZENLENMESİ


  DENİZCİLİK SEKTÖRÜNÜ DESTEKLEMEK AMACIYLA DENİZCİLİK BANKASI’NIN KURULMASI


   MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜ DESTEKLEMEK AMACIYLA ETİBANK’IN KURULMASI


  KÜÇÜK ESNAF VE SANATKARI DESTEKLEMEK AMACIYLA HALK BANKASI ‘NIN KURULMASI


 SANAYİ SEKTÖRÜNÜ DESTEKLEMEK AMACIYLA SANAYİ VE MAADİN BANKASI’NIN
    KURULMASI


  TEKSTİL SEKTÖRÜNÜ DESTEKLENMESİ AMACIYLA SÜMERBANK’IN KURULMASI


  EMLAK VE İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DESTEKLENMESİ AMACIYLA EMLAK VE EYTAM
    BANKASI’NIN KURULMASI










ÖNEMİ  :


CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA,ORTAÇAĞ GERİLİĞİNİ YAŞAYAN EKONOMİK HAYATI CANLANDIRMAK VE EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞIMIZI SAĞLAMAK AMACIYLA BİR DİZİ ÖNLEM ALINMIŞTIR.ALINAN BU ÖNLEMLER VE UYGULANAN EKONOMİ POLİTİKALARIYLA GÜNÜMÜZÜN GÜÇLÜ EKONOMİK YAPISI OLUŞTURULMUŞTUR.
devamını okuyunuz... >>

EĞİTİM ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

Osmanlı Devleti'ndeki en önemli eğitim kurumu olan medreseler iyice yozlaşmıştı. Ülkede medreselerin yanında batı tarzı okullar, azınlık okulları ve yabancı okullar vardı. Bu durum tam bir eğitim karmaşasına yol açmaktaydı. Bütün bunlar eğitim - öğretim alanındaki inkılapları zorunlu hale getirmekteydi.
Bu amaçla yapılan inkılaplar;
3 Mart 1924'de Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Bu kanunla bütün eğitim - öğretim kurumları birleştirilerek Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. 1925'de medreseler kendiliğinden kapandı. Medreselerin yerine bugünkü ilk, orta, lise ve yüksek okullarla meslek liseleri açıldı.
Atatürk'e göre eğitim - öğretim milli ve çağdaş olmalıdır. O “dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılmalı” demiştir.
Milli eğitim sisteminde gözetilmesi gereken başlıca ilkeler;
• Öğretim birliğinin sağlanması, yaygınlaştırılması ve kolaylaştırılması
• Eğitim programlarının toplumun ve çağın gereklerine göre düzenlenmesi
• Eğitim - öğretimin disiplinli ve bilimsel olması, kız erkek eşitliğinin sağlanması
• Görevlerini bilen yetenekli öğretmenlerin yetiştirilmesi
a. 1 Kasım 1928'de Harf İnkılabı yapıldı. Böylece okuma yazması kolay ve Türkçeye daha uygun olan Latin alfabesine geçildi. Türkçenin Arapça ve Farsçanın etkisinden kurtulması sağlandı.
b. 1931'de Türk Tarih Kurumu kuruldu. Böylece Türk tarihinin temelleri, eski Türk devlet ve uygarlıklarının araştırılması sağlandı. Türk tarihinin köklü ve ileri bir uygarlığa sahip olduğu ortaya kondu.
c. 1932'de Türk Dil Kurumu kuruldu. Böylece Türkçenin dünya dilleri arasında yerini alması, bilim dili haline gelmesi, yabancı kelimelerden temizlenmesi, Arapça ve Farsçanın tesirinden kurtarılması hedeflendi.
d. Güzel sanatlar alanında çalışmalar yapıldı. Devlet konservatuarı ve güzel sanatlar akademisi kuruldu.
e. Eğitim öğretimi geliştirmek için yeni okullar açıldı. İstanbul Üniversitesi kuruldu, ziraat mektepleri açıldı. Milli kültür ve milli ahlakı geliştirmek için çalışmalar yapıldı.
devamını okuyunuz... >>

HUKUKSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

1. 1921 ve 1924 Anayasası
TBMM açıldıktan bir süre sonra Teşkilat-ı Esasi adıyla Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasasını hazırladı. Bu anayasa acele hazırlandığından bazı eksiklikleri vardı. Anayasada egemenlik hakkının kayıtsız şartsız millete ait olduğu belirtilmiştir. 1921 anayasası 1924'te tamamen yenilendi.
2. Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu
Toplum ve aile ilişkilerini düzenleyen kanunlara medeni kanun denir. Osmanlı Devleti’nde medeni kanun yetersiz ve eksikti. Atatürk 1925'te İsviçre Medeni Kanunu’nu örnek alarak Türk Medeni Kanunu’nu hazırlattı. Kanun 17 Şubat 1926'da kabul edildi. Bu kanunla;
• Miras, evlenme, boşanma gibi konularda kadın erkek eşitliği sağlandı.
• Tek eşlilik ve resmi nikah zorunlu oldu.
• Türk ailesinin kuruluş ve işleyişi modern hale getirildi.
Azınlıklar Lozan'da verilen haklardan vazgeçerek Türk Medeni Kanunu’na uymayı istediler. Medeni Kanun’dan sonra yine Avrupa örnek alınarak Türk Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hazırlanarak kabul edildi.
devamını okuyunuz... >>

SİYASAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

•   Saltanatın kaldırılması ( 1 Kasım 1922)
•   Ankara’nın başkent olması (13 Ekim)
•   Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
•   Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
•   Siyasi Partiler kuruldu.
a) Cumhuriyet Halk Fırkası:Cumhuriyet döneminin  kurulan ilk siyasi partisidir. Atatürk tarafından 9 Eylül 1923’ de kuruldu.
b) Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası: İlk muhalefet partisidir. Kazım Karabekir  ve arkadaşları tarafından 17 Kasım 1924’te .kuruldu. Bu partinin Şeyh Sait isyanı ile bağlantısı olduğu düşünülerek  3 Haziran 1925’de kapatıldı.
c) Serbest Cumhuriyet Fırkası:Fethi Okyar tarafından 12 Ağustos 1930’da kurulmuştur. Laiklik ve Cumhuriyet karşıtlarının bu partide toplanmaya  başlamasıyla  kurucusu tarafından 17 Kasım 1930’da kapatıldı.
devamını okuyunuz... >>

TOPLUMSAL ALANDA İNKILAP

1. Din Kurumlarının Düzenlenmesi
Tarikat; Arapça'da yol anlamına gelmektedir. Tarikatlar insanları Allah'a ulaştıran manevi yollar olarak kabul edilmişlerdir. Osmanlı devletinde tarikat merkezlerinin büyüklerine tekke küçüklerine de zaviye denirdi. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerine doğru her alanda başlayan bozulma tekke ve zaviyelerde de görülmeye başlandı. 30 Kasım 1925'te çıkarılan bir kanunla tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı. Tekke ve zaviyelerin kapatılması laikliğe geçişin bir adımıdır.
2. Kıyafette Değişiklik
Osmanlı toplumunda devlet tarafından belirlenen belirli bir kıyafet birliği yoktu. Atatürk her alanda çağdaşlığı hedefliyordu. Kıyafet konusunda da “Türk halkını çağdaş ve görünüşüyle Medeni” hale getirmek için kılık kıyafet ve şapka konusunda yenilik yaptı. Böylece Türk halkı dış görünüşüyle de modern bir toplum haline geldi. Şapka inkılabı Atatürk'ün Kastamonu gezisiyle başladı. 25 Kasım 1925'de “Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun” kabul edilerek erkeklerin şapka giymesi yasal zorunluluk haline getirildi. Şapka dışında başka başlıkların giyilmesi yasaklandı. Kıyafette değişiklik şapka ile yapıldı. Kıyafet konusunda kadınların giysilerine karışılmadı. Ancak Türk kadını çağdaşlaşmayla beraber modern kıyafetleri benimsedi.
1934'te çıkarılan bir kanunla da din adamlarının ibadethaneler dışında dini kıyafetle dolaşmaları yasaklandı. Ülkemizde sadece Diyanet işleri Başkanı, Fener Rum Patriği, Yahudi Hahambaşı, Ermeni Patriği dini kıyafetle dolaşabilir. Kıyafette değişiklik ile insanların modern bir görüntü kazanması ve giyim kargaşasının sona ermesi sağlanmıştır.
3. Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik:
Osmanlı Devleti'nde kullanılan takvim, ölçü, tartı ve saatler Avrupa'da kullanılanlardan farklı idi. Bu durum özellikle resmi ve ticari ilişkilerde sıkıntı doğuruyordu. Çağdaşlaşma ve Avrupa ile bütünleşme hedeflendiğinden bu konuda da köklü tedbirler alındı. Bu kararlar şunlardır:
Hicri ve Rumi takvim yerine Miladi takvim kabul edildi (26 Aralık 1925). Miladi takvim 1 Ocak 1926'dan itibaren kullanılmaya başlandı. Günümüzde Hicri takvim dini gün ve gecelerin tespitinde kullanılmaktadır. Güneşin doğuş ve batışına göre kullanılan alaturka saat yerine milletler arası saat sistemi kabul edildi. Hafta sonu tatili cumartesi öğleden sonra ve pazar günü olarak düzenlendi. Osmanlı Devleti zamanında kullanılan ağırlık ve uzunluk ölçüleri 26 Mart 1931 'de kabul edilen bir kanunla değiştirildi. Ağırlık ölçülerinde okka yerine 1 kilo, uzunluk ölçülerinde karış, endaze, kulaç, arşın yerine metre kullanılmaya başlandı. Bu değişikliklerle hem bölgeden bölgeye farklılık arz eden birimler aynı ölçü haline getirildi, hem de  milletler arası ekonomik ve ticari ilişkilerde çok önemli kolaylıklar sağlandı.
4. Soyadı Kanunu
Osmanlı Devleti döneminde kişilerin tanıtımında lakapları, babalarının isimleri ve memleketleri kullanılıyordu.Bu durum:
1.   Resmi yazışmaların gereksiz yere uzamasına yol açıyor
2.   Lakaplar ve memleketten dolayı adam kayırmalar veya ayrımcılıklar yapılabiliyordu.
Soyadı Kanunu ile herkesin Türkçe bir soyadı alması kararlaştırıldı. (21 Haziran 1934) Mustafa Kemal'e ise Atatürk soyadı verildi. Soyadı Kanunu'nun kabulü ile lakaptan veya memleketten dolayı olan ayrımcılıklar veya haksızlıklar son buldu. Soyadı kanunu toplumda eşitliği sağladığı için Atatürk ilkelerinden halkçılık ile ilgilidir. .
5. Türk Kadınının Toplumdaki Yeri ve Türk Kadın Hakları
a. Kadının Türk Toplumundaki Yeri
Eski Türk devletlerinden itibaren Türk toplumunda kadının özel bir yeri olmuştur. Eski Türklerde kağanın eşi olan “hatun” devlet yönetiminde etkili idi. .İslamiyet’in kabulünden sonra kadınlar devlet yönetimi dışında başka alanlara yönelmişlerdi.Cumhuriyet döneminde Medeni Kanunun kabulü ile Türk Kadınına evlenme, boşanma, miras, mahkemelerde şahitlik gibi konularda erkeklerle eşit haklar tanındı. Türk Kadını erkeklerle eşit şartlara sahip oldu.
b. Kadınların Siyasi Haklar Kazanması
Demokrasi halkın kendi kendini yönettiği sistemdir. Bu sistemin iyi işlemesi için kadınların ülke yönetimine de katılması gerekliydi. Atatürk bu amaçla Türk kadınına siyasi haklar verilmesi için çalıştı. Bu çabalar sonunda Türk kadınına;
•   1930 yılında belediye seçimlerine katılma hakkı,
•   1933 yılında muhtarlık seçimlerine katılma hakkı,
•   1934 yılında milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi.
Siyasal haklar Türk kadınına birçok Avrupa ülkesinden çok önce verilmiştir.
6. Sağlık Hizmetleri
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ardı ardına yapılan savaşlar ve salgın hastalıklar nedeniyle halkın sağlığına gerekli önem verilememişti. Cumhuriyet dönemde bu konuda önemli çalışmalar yapıldı
   Sağlık işleri ile daha iyi ilgilenilmesi için Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı kuruldu.
   Ülkenin insan gücünün kalkınmadaki öneminden hareketle, koruyucu sağlık hizmetlerinde bulunmak ve bulaşıcı hastalıkları önlemek için tedbirler alındı.
   Sağlık kuruluşları ülke geneline yaygınlaştırıldı. Hıfzısıhha Enstitüleri kuruldu.
   Hastane, doktor ve sağlık personelin sayısı arttırıldı. Doktorların yurdun her yanında çalışması için zorunlu hizmet uygulaması getirildi.
   Salgın hastalıklar için aşılar üretildi.
   Gençliğin spor yapması teşvik edilerek sağlıklı kalmasına çalışıldı.
devamını okuyunuz... >>