1451’ de II.Murat’ın vefatından sonra II.Mehmet Osmanlı hükümdarı oldu.
II. Mehmet’e İstanbul’u fethettikten sonra, Fatih ünvanı verilmiştir.
İlk seferini Karamanoğulları üzerine yaptı.
II. Mehmet’in asıl amacı İstanbul’u fethetmekti.
İSTANBUL’UN FETHİ
A) İstanbul’un Fethinin Nedenleri
Bizans’ın Osmanlı Devletine ait Anadolu ve Rumeli topraklarının bağlantısını kesecek bir konumda bulunması
Bizans imparatorlarının Selçuklulardan itibaren Avrupa devletlerini Haçlı Seferleri için kışkırtması
Saltanat iddiasında bulunan Osmanlı şehzadelerinin Bizans tarafından korunması
İstanbul’un kara ve deniz yolları üzerinde bulunması nedeniyle ekonomik bakımdan önem taşıması
Peygamberimizin fethe dair müjdeleri ve İstanbul’un Hıristiyanlığın doğudaki son kalesi olması
İstanbul’un çeşitli kavimler tarafından kuşatıldığı halde fethedilememesi (Avarlar, Persler, Müslüman Araplar, Bulgarlar, Osmanlılar)
B) İstanbul’un Fethi İçin Yapılan Hazırlıklar
İstanbul’un fethi için geniş ve teknik bakımdan üstün bir plan hazırlandı
Boğazın en dar yerinde Anadolu Hisarının karşısına Rumeli Hisarı (Boğazkesen) yaptırıldı
Boğazları korumak ve İstanbul kuşatmasında yararlanmak üzere 400 parçalık bir donanma hazırlandı
Akıncı komutanlarından Turhan Bey Mora üzerine gönderildiği gibi Avrupa’dan gelebilecek yardıma karşılık Balkanlarda bir ordu toplandı
Edirne’de büyük kuşatma topları döktürüldü
Bizans İmparatorluğunun elinde bulunan Saray ve Vize Kaleleri fethedildi
C) Bizans’ın Durumu
Bu sırada Bizans İmparatorluğu İstanbul şehrinden ibaret kalmış parti ve mezhep kavgalarıyla uğraşmaktaydı.
İstanbul’un kuşatması 6 Nisan 1453’ de başladı.
Osmanlı donanması Haliç’ e indirilmesi Bizans’ın bütün ümitlerini sona erdirdi. 29/5/1453 günü İstanbul’un fethi gerçekleşti.
D)İstanbul’un Fethinin Türk Tarihi Açısından Sonuçları
Boğazlar tamamen Osmanlı egemenliği altına alındı
Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli toprakları birleştirildi
Osmanlı Devleti Merkeziyetçi Mutlak İmparatorluk haline geldi
İstanbul, Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar devlet merkezi oldu
Doğu Ticaret Yollarının kontrolü Osmanlıların ellerine geçti
Osmanlı Devletinin Kuruluş Devri sona erdi, Yükselme Devri başladı
E) İstanbul’un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları
1058 yıllık Bizans İmparatorluğu yıkıldı
Orta Çağ sona erdi, Yeni Çağ başladı
Batı Avrupa kıyısındaki ülkeler açık denizlere çıkma ihtiyarcını duydular bu durum Coğrafi Keşiflerin başlamasında etkili oldu.
.Ortodoks Patrikhanesi Osmanlı İmparatorluğunun koruyuculuğu altında varlığını devam ettirdi. Osmanlı Devleti Ortodoks Patrikhanesi’nin devamını sağlamakla;
Hıristiyan devletler topluluğunu bölmeyi
Yönetimi altındaki Hıristiyanlara hoşgörü ile davranıldığını göstermeyi
Ortodoks Kilisesinin hareketlerini kontrol altında tutmayı
Katolik Kilisesine karşı bir güç oluşturmayı
Avrupa’ da yapılacak savaşlarda Ortodoksların desteğini sağlamayı amaçlamıştır.
İstanbul’ un fethinden sonra İtalya’ya giden Bizans bilginleri Rönesansın gelişmesinde etkili oldular
İstanbul’un fethi topun yaygınlaşmasında etkili oldu. En güçlü surların bile yıkıla bileceği anlaşıldı. Bu durum feodalitenin yıkılmasına ve Orta Çağ Avrupa’sının siyasi yapısının değişmesine neden oldu
Kara ve deniz kuvvetlerinin işbirliği yapmalarının önemi anlaşıldı
Osmanlı Devletinin öneminin artması Avrupalı devletlerin ilk sürekli elçiliklerini İstanbul’da kurmalarına neden oldu.
ANADOLU FETİHLERİ
A)Amasra’nın Fethi:
İstanbul’un fethinden sonra Fatih’in amacı Karadeniz kıyılarını denetim altına almaktı
Bu amaçla Amasra’yı kuşatan Fatih, şehri Cenevizlilerin elinden aldı.(1459)
B) Sinop’un Fethi:
Fatih Amasra’dan sonra Candaroğulları’ nın elinde bulunan Sinop’un fethini gerçekleştirdi.(1460)
C)Trabzon’un Fethi:
IV. Haçlı seferi sonunda İstanbul Latinlerin işgaline uğrayınca Trabzon’da Trabzon Rum İmparatorluğu kuruldu
Fatih Trabzon’u karadan ve denizden kuşatarak burayı fethetti.(1461)
D)Karamanoğulları İle Mücadeleler:
Karamanoğlu İbrahim Bey’in ölümünden sonra Karamanoğulları Beyliği’nde iç mücadeleler başladı. Bu durumdan yararlanan Fatih Karaman Seferine çıktı
Bu sefer sonunda:
Konya ve Karaman fethedilerek Osmanlı toprağı haline geldi
Karamanoğulları üzerindeki nüfuz mücadelesi Osmanlı Devletini Akkoyunlular’ la karşı karşıya getirdi
E) Otlukbeli Savaşı (1473)
Uzun Hasan gönderdiği Yusufça Mırza adlı komutanına Tokat’ı yakıp yıktırdı, Venedikliler’le de anlaştı.
Candaroğulları ve Karamanoğulları Beylerinin de kendisine sığınması üzerine kendisini “Timur” olarak görmeye başladı.
Fatih bu gelişmeler üzerine Akkoyunlulara karşı sefere çıktı. 1473’te yapılan Otlukbeli Savaşının kazanılması:
Akkoyunlu Devleti’nin yıkılmasına zemin hazırladı.
Osmanlı Devleti, Doğu Anadolu’ya kadar genişledi.
RUMELİ FETİHLERİ
Fatih devrinde Anadolu’da fetihlerin yapıldığı sırada Rumeli fetihleri de devam ediyordu.1453-1459 yılları arasındaki mücadeleler sonunda Sırbistan Osmanlı ülkesine katıldı. Yalnız Belgrat alınamadı. Şehir Macarlıların elinde kaldı.
Mora halkının başlarında bulunan despotlardan şikayette bulunmaları üzerine Mora despotları ortadan kaldırıldı(1460). Modon, Koron, Pilos, Argos limanları ise Venediklilerin elinde kaldı.
Eflak beyinin vergilerini göndermemesi üzerine Eflak alındı (1462).
Eflak’ın alınmasından bir süre sonra Boğdan beyliği de Osmanlı topraklarına katıldı(1476)
Sırbistan’ın fethinden sonra Bosna ve Hersek Beylikleri Osmanlı topraklarına katıldı.
(1463-1465)
Osmanlı - Venedik Savaşı(1453-1479):
İstanbul’un fethinden sonra Venedikliler, Osmanlı Devletinin en büyük rakiplerinden biri haline geldiler. Bu rekabet Venedik Devletinin yıkılmasına kadar devam etti.
Osmanlı Devletinin Mora ve Sırbistan’ı fethetmesi Arnavutluk’ da faaliyetlerde bulunması Ege Denizine hakim olmak istemesi Osmanlı - Venedik Savaşını başlattı.
16 yıl süren savaş sonunda Venediklilerle Osmanlılar Barış antlaşması yaptılar.
DENİZLERDE VE DENİZ AŞIRI YERLERDEKİ FETİHLERİ
Ege Denizindeki Fetihler:
Fatih devrinde güçlenen donanma sayesinde İmroz, Taşoz, Bozcaada, Semendrek ve Limni (1456), Midilli(1462) ve Eğriboz(1470) adaları fethedildi.
B)Kırım’ın Fethi:
Fatih Trabzon’un Fethinden sonra Karadeniz’in kuzey kıyılarını özellikle Kırımı almayı amaçladı.
Kırım tarihi, ekonomik, askeri, jeopolitik açıdan büyük bir önem taşıyordu.
1475 yılında Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması Kırım’ın Kefe Limanını aldı. Daha sonra Azak ve Menkup Kaleleri alındı. (1475)
Kırım’ın fethiyle:
Kırım Hanlığı Osmanlı Devletine bağlandı.
Doğu Ticaret Yolları (İpek Yolu) Osmanlı Devletinin kontrolü altına girdi
Kara Deniz bir Osmanlı gölü haline geldi
C)İtalya Seferi
Fatih’in en büyük hedeflerinden birisi İtalya’yı fethetmekti.Bu amaçla hazırlanan Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanma ile Kefalonya, Zanta ve Ayamavra Adaları fethedildi
Gedik Ahmet Paşa daha sonra İtalya Kıyılarındaki Otronto’ yu kuşatarak fethetti (1480)
Fatih Devrinin Genel Özellikleri
Osmanlı Devleti kuruluş devrini tamamlamış yükselme devrine geçmiştir.
Osmanlı Devleti Fatih devrinde İmparatorluk haline gelmiştir.
Bu dönem içerisinde iki imparatorluk dört krallık 11 prenslik ve dükalık ortadan kaldırılmıştır
Osmanlı geleneklerinin toplanmasıyla Fatih tarafından bir kanunname hazırlanmıştır.
Fatih devrinde Osmanlı mimarisinde klasik Osmanlı-Türk Mimarisi meydana geldi.
Fatih Devrinin Genel Özellikleri
Osmanlı Devleti kuruluş devrini tamamlamış yükselme devrine geçmiştir.
Osmanlı Devleti Fatih devrinde İmparatorluk haline gelmiştir.
Bu dönem içerisinde iki imparatorluk dört krallık 11 prenslik ve dükalık ortadan kaldırılmıştır.
Osmanlı geleneklerinin toplanmasıyla Fatih tarafından bir kanunname hazırlanmıştır.
Fatih devrinde Osmanlı mimarisinde klasik Osmanlı-Türk Mimarisi meydana geldi.
Fatih camiinin yanında Sahn-ı Seman Medresesi yapılmıştır.
Fetihleri ve siyasi olaylar
Fatih Sultan Mehmet
Fatih, İstanbul’un fethi sırasında, Bizans yanlısı tutum içinde olduğu gerekçesiyle Çandarlı Halil Paşa’yı 10 Temmuz 1453 tarihinde Edirne'de idam ettirdi.
Çandarlı Halil Paşa fetihten sonra Yedikule'de Altın Kapı'da kırk gün hapis edildi, 10 Temmuz'da gözlerine mil çekildi ve idam edildi. Daha sonra kemikleri oğlu İbrahim Paşa tarafından İznik'e ***ürülüp türbesine gömüldü. Çandarlı Halil Paşa, idam edilen ilk Osmanlı sadrazamıdır.
Yeni fetihler
Sırbistan seferleri
İstanbul'un fethinden sonra Osmanlılara bağlılığını bildiren ve ele geçirdiği bazı kaleleri geri veren Sırplar, Macarlar ile iş birliği yaparak yeniden düşmanlıklarını göstermeye başlamışlardı. Bunun üzerine 1454 -1457 arasında üç kez peşpeşe Sırbistan'a sefer düzenlendi. Belgrat dışındaki bütün Sırp toprakları ele geçirildi.
Sırp Kralı Bronkoviç'in ölümüyle başlayan taht mücadelelerinden faydalanan Osmanlılar, Sırpları vergiye bağladılar. Taht kavgalarının yeniden alevlenmesi üzerine, Mora seferinde bulunan Fatih, Sırp meselesine son verilmesini emretti. Mahmut Paşa, 1459'da başkentleri Semendire'yi ele geçirilerek Semendire Sancakbeyliği'ni oluşturdu. Böylece Sırbistan'da 350 yıl sürecek Osmanlı hâkimiyeti başlamış oldu.
Mora seferleri
İstanbul'un fethinden sonra Bizans İmparatoru XII. Konstantin'in oğulları, rakipleri Kantakuzen ailesine karşı Mora'da, Osmanlıların yardımını istemişlerdi. Turahanoğlu Ömer Bey, akıncıları ile duruma müdahale etti ve muhalifler bertaraf edildi. Fakat bu sefer iki kardeş arasında mücadele başlamıştı. Bölge ülkelerinin Mora'yı istilâ niyetlerini bilen Fatih 1458'de harekete geçti. Korent'i ele geçiren Fatih, Mora'nın bir kısmını merkeze bağla*****, burada bir sancak oluşturdu. Atina ve diğer bölgeler ise Osmanlı yönetimini kabul etti. Kardeşi Dimitrios'a karşı Arnavutların desteğini alan Tomas'ın Osmanlılarla yapılan anlaşmayı bozması üzerine 2.kez Mora'ya sefer düzenlendi. Tomas, Papa'nın yanına kaçmak zorunda kaldı. Bölgeye çok sayıda Türk yerleştirildi. Venedikliler bölge halkını Osmanlılara karşı ayaklandırmaya çalışıyorlardı. Ancak bunda başarı kazanamayan Venedik, Osmanlı kuvvetleri tarafından bozguna uğratıldı (1465).
Mora seferleri ( devam )
Anadolu seferine çıkan Fatih Cenevizlilerin önemli üslerinden Amasra'yı, Candaroğulları'nın elindeki Sinop'u aldı.
Fatih Sultan Mehmed 1477'de Kırım Hanlığı'nı Osmanlı Devleti'nin egemenliği altına aldı. 1479'da bir antlaşma yaparak Venedik'le 16 yıllık savaşa sona verdi. Venedik Arnavutluk'taki kaleleri Osmanlılara bıraktı, karşılığında Mora'daki bazı iskelelerden yararlanma hakkı elde etti. Fatih Venedik'le anlaşmaya varınca, İtalya'nın öteki önemli kent devletlerine savaş açtı. 1480'de İtalya'nın güneyindeki Otranto limanını ele geçirdi. Otranto, Roma'ya giden yolda bir köprübaşı olduğu için bu olay Avrupa’da büyük yankı uyandırdı.
Bosna-Hersek seferleri ve Bosnalıların Müslüman oluşu
Osmanlılara vergi yoluyla bağlı olan Bosna Kralının, anlaşmalara riayet etmemesi üzerine Üsküp'ten harekete geçen Fatih, Sadrazam Mahmut Paşa ve Turahanoğlu Ömer Bey'e Bosna'nın tamamen fethedilmesi emrini vermişti. 1463 yılındaki seferle Bosna Kralı Osmanlı hâkimiyetini yeniden tanıdı. Ancak şeyhülislamın da fetvasıyla sonra öldürüldü ve bu topraklarda Bosna Sancakbeyliği oluşturuldu. Fakat ordunun İstanbul'a dönmesi üzerine aynı yıl, Macar kralı Bosna'ya girdi.
Bosna-Hersek seferleri ve Bosnalıların Müslüman oluşu
(Devam)
İkinci kez düzenlenen seferle Osmanlılar, Yayçe dışındaki bütün kale ve şehirleri yeniden ele geçirdiler. Bosna seferleri esnasında Hersek Kralı Stefan da ülkesinin bir kısım toprağının Osmanlılara doğrudan bağlanması şartıyla tahtında bırakılmıştı. Ancak 1483 yılında Hersek tamamen Osmanlı toprağı hâline gelecektir. Fatih, Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığı zaman "Bogomil" mezhebindeki Bosnalılara çok iyi davranmıştı. Hem Katolik hem de Ortadoksların kendi kiliselerine almak için baskı yaptıkları Bogomiller bu sebeple Osmanlı yönetimine sıcak bakmışlar ve kendilerine sağlanan din ve vicdan hürriyetinden etkilenerek zamanla Müslüman olmuşlardı. Bu Müslüman Bosnalılara "Boşnak" denilmektedir.
Fatih devrinde Osmanlıların karada en güçlü komşusu ve rakibi Macarlar, denizde ise Venedik idi. Macarlar bu dönemde tek başlarına Osmanlılarla baş edemeyeceklerini bildiğinden, doğrudan bir savaşı göze alamamış, Fatih de tabiî sınır olan Tuna'yı geçmeyi düşünmemiştir. Ancak akıncılar vasıtasıyla, Macaristan'a güvenliğin sağlanmasına yönelik yüzlerce başarılı akın düzenlenmiştir. Keza Venedik Cumhuriyeti de Osmanlılarla doğrudan karşılaşmaktansa Balkanlardaki diğer devletleri kışkırtmayı yeğ tutmuştur. Güçlü donmasıyla Mora ve Ege'deki adalara sahip olmak isteyen Venedik, Osmanlılar karşısında istediği sonucu alamamış, aksine pek çok ada ve kıyı kaleleri Osmanlıların eline geçmiştir.
Eflak ve Boğdan seferleri
Yıldırım Bayezid zamanında vergiye bağlanan Eflâk Prensliği'nin başına Fatih tarafından Vlad (Kazıklı Voyvoda) getirilmişti(1456). Osmanlılara bağlı görünen Vlad aslında gizliden gizliye düşmanlık ediyordu Vlad'ın Fatih'in elçilerini kazığa oturtarak öldürmesi üzerine 1462 yılında Fatih, Eflâk'a bir sefer düzenledi.
Boğdan'dan da yardım alan Osmanlı kuvvetleri voyvodayı uzun süre takip etti.
Neticede, sığındığı Macarların, Osmanlılarla yaptığı anlaşma üzerine Vlad'ı esir etmeleri ile mesele çözüldü. Fatih voyvodalığa Radul'u getirdi ve Eflâk bir Osmanlı eyaleti hâline geldi.
1455'ten itibaren Osmanlı Hâkimiyetini tanıyan Boğdan Prensliği'nin Kefe'nin fethinden sonra izlediği düşmanca siyaset üzerine Osmanlı kuvvetleri 1476'da Boğdan'a girdi. Fatih'in bizzat başında olduğu Osmanlı kuvvetleri Boğdan ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. Böylece Boğdan da yeniden Osmanlı hâkimiyetini tanımış oldu.
Arnavutluk seferleri
Papalık ve Napoli krallığının desteği ve kışkırtmasıyla harekete geçen Arnavutluk hâkimi İskender Bey, vurkaç taktiği ile Osmanlı kuvvetlerine baskınlar düzenlemekteydi. Bunun üzerine Fatih, bizzat sefere çıkmaya karar verdi. 1465 yılında gerçekleşen I.seferde,
İlbasan Kalesi'ni yaptırıp, içine asker yerleştiren Fatih, Balaban Paşa'yı bölge için görevlendirerek, geri döndü. Ancak, Papa ve diğer devletlerden aldığı kuvvetlerle Türklere saldıran İskender Bey, Balaban Paşa'yı şehit etti ve İlbasan kalesi'ni kuşattı. Bunun üzerine Fatih II. Arnavutluk Seferi'ne çıktı (1467). Ele geçirilen topraklarda yeni garnizonlar oluşturuldu. Bu sırada İskender Bey ölmüş ve yerine oğlu Jean geçmişti.
Arnavutlukta başlayan kargaşa sebebiyle Fatih 3. kez Arnavutluk seferini başlattı. Arnavutların elinde kalmış olan Kroya ve İşkodra kuşatıldı. Nihayet 1479'da Arnavutluk da bir Osmanlı vilayeti haline gelmiş oluyordu.
Pontus Rum Devleti'nin yıkılışı
1461'de Pontus Devleti'nin (Trabzon İmparatorluğu) başkenti Trabzon'u ele geçirdi ve bu devletin varlığına son verdi. 1462'de yeniden Rumeli seferine çıktı. Eflâk’ı Osmanlı Devleti'ne bağladı ve 1463'te Bosna'yı tamamen ele geçirdi. Aynı yıl Ege Denizi'ndeki Midilli Adası'nı alınca Venedikliler'le arası açıldı. Bu olay, 1479'a kadar sürecek olan savaşın da başlangıcı oldu. Fatih'in Ege'de ki fethettiği adalar; Taşoz, Eğriboz, Limni, Semadirek, İmroz, Midilli ve Tenedos'dur. 1465'te Hersek'in büyük bölümünü, 1466'da da Arnavutluk'taki bazı kaleleri fethetti.
Fatih'e karşı Karamanoğulları ve Akkoyunlular ittifakı
Osmanlı Devleti'nin gelişen bu gücü karşısında Karamanoğulları, Doğu Anadolu'daki Akkoyunlular'la ittifak kurdu.
Fatih, 1466'da yeni bir Anadolu seferine çıktı. Karamanoğullarının başkenti Konya'yı ele geçirdi. Ama İstanbul'a dönünce Karamanoğulları, Osmanlılara geçen yerleri geri aldılar. Sonradan sadrazam olacak olan Gedik Ahmed Paşa 1471'de Karamanoğullarını bir kez daha yenilgiye uğrattı. Akkoyunlular, Karamanoğullarını desteklemeye devam ettiler. 11 Ağustos 1473'te Otlukbeli Savaşı’nda Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı ağır bir yenilgiye uğrattı. Ertesi yıl da Karamanoğulları beyliğini tamamen ortadan kaldırdı.
KIRIMIN FETHİ ve KARADENİZ
Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları esir ticaretini önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında esas rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı fethederek başladı. 1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun tüm denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti.
DENİZLERDE DURUM
İstanbul'un fethiyle ticaret yollarının hakimiyeti Osmanlılara geçmişti. Ancak denizlerde Venedik ve Cenevizliler'in etkinliği devam ediyordu. Fatih ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve korsanlardan kurtulmak için Ege adaları üzerinde siyasetini ağırlaştırdı. Ege adalarına seferler düzenlendi. Yeni tersaneler ve gemiler inşa edildi.
İDARİ DÜZENLEMELER
Fatih Sultan Mehmed, klasik manada Osmanlı devletinin idari kurucusu sayılabilir. İstanbul'un fethinden sonra kendisini Kaiser-i Rum (Doğu Roma İmparatoru) ilan etmiş ve devlet müesseselerini yerleştirmiştir. Fatih Kanunnamesi ile Atam-Dedem Kanunu dediği gelenekleri yazılı hale getirmiş ve buna Kanunname-i Ali Osman denmiştir. Divanın idaresini sadrazamlara bırakarak, işleri kafes arkasından takip etmeye başlamış, mutlak vekilim dediği sadrazamı geniş yetkilerle donatmıştır.
Ayrıca defterdar, kazaskerler ve diğer üst düzey devlet erkanının görevleri tarif edilmiştir. Yeniçeri ordusu 10.000'e çıkarılarak güçlü bir merkezi ordu teşkil edildiğinden uç beylerinin önemi azalmış, böylece merkezi idare sağlamlaştırılmıştır. Anadolu ve Rumeli'nin en kudretli devletinin hükümdarı olarak "Han" ünvanını ilk defa o kullamıştır.
İstanbul'un fethinden sonra Yıldırım Bayezid zamanında elden çıkan topraklar yeniden kazanılmış, hatta Rumeli ve Karadeniz kıyılarında yeni yerler fethedilmiştir. Kırım'ın fethi ile Karadeniz bir Türk gölü haline getirilmiş, Anadolu birliği tamamlanmış ve Rumeli'deki Türk varlığı Belgrad'a kadar uzanmıştır. İstanbul, Fatih zamanında bir ilim ve sanat merkezi haline gelmiş, Fatih medreseleri klasik Osmanlı medreselerinin temelini oluşturmuştur. Şairler ve ilim adamları için bir cazibe merkezi haline gelen İstanbul'a bütün İslam dünyasından bilginler gelmeye başlamıştır.
FATİH'İN İNSAN HAKLARI AHİDNAMESİ
Fatih Sultan Mehmed, Bosnayı fethettiği zaman Osmanlı devlet politikasının sonucu olarak bölge halkına dini serbestiyest getirmiştir. Fatih Sultan Mehmed'in buradaki latin papazlarına verdiği 883 (1478) tarihli ferman suretinde; "Nişanı-ı hümayun şu ki Ben ki Sultan Mehmed Han'ım; üst ve alt tabakada bulunan bütün halk tarafından şu şekilde bilinsin ki, bu fermanı taşıyan Bosna rahiplerine lütufta bulunup şu hususları buyurdum: Sözkonusu rahiplere ve kiliselerine hiçkimse tarafından engel olunmayıp rahatsızlık verilmeyecektir.
Bunlardan gerek ihtiyatsızca memleketimde duranlara ve gerekse kaçanlara emn ü aman olsun ki, memleketimize gelip korkusuzca sakin olsunlar ve kiliselerinde yerleşsinler; ne ben, ne vezirlerim ne de halkım tarafından hiç kimse bunlara herhangi bir şekilde karışıp incitmeyecektir.
Kendilerine, canlarına, mallarına, kiliselerine ve dışardan memleketimize getirecekleri kimselere yeri ve göğü yaratna Allah hakkı için, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) hakkı için, yedi Mushaf hakkı için, yüz yirmi dört bin peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, yukarda belirtilen hususlara söz konusu rahipler benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr oldukları sürece hiç kimse tarafından muhalefet edilmeyecektir." Bu ferman suretinde de görüldüğü gibi azınlıklar tam bir hürriyet ortamı içinde hayatlarını sürdürmüşlerdir.
Ölümü
Fatih 1481’de, Anadolu’ya doğru yeni bir sefere çıktı. Ama daha yolun başında hastalandı ve 3 Mayıs 1481’de Gebze'deki ordugâhında öldü. Gut hastalığından öldüğü sanılmakla birlikte, zehirlendiği de söylenir. Ölümünden sonra oğlu Bayezid tahta çıktı. Fatih Camii'nde ki Türbesinde tek başına yatmaktadır.
devamını okuyunuz... >>