13. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda ele geçen eserler daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Battal Gazi Destanı, Danişmentname bunlardan en ünlüleridir. Dönemin en ünlü kişisi Nasreddin Hoca’dır. O, zekasıyla, keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle, nükteleriyle dünyaca tanınmış biridir. 13. yüzyılda yaşadığı halde halka mal olarak kendinden sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. Bu asrın en önemli şairi Yunus Emre’dir.
14. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut ‘tur.Bu kitapta hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri’nin Gürcüleri, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikayelerde nazım, nesir iç içedir. Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünü olarak olarak görülür.
Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.
15. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli, çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde, zaviyelerde dillerden.
16. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil, din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görülürse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı, yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur. Ayrıca Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı aşıklar da dönemin önemli şairleridir. Tekke Eedebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.
17. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Aşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden bir çoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri ‘dir. Her iki şair de derin ilim sahibidirler.
Bu asırda Aşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi ‘nin de dikkatini çeken Katibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür.
Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerin çoğu halk Türküsü haline gelen aşık Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır.
Dönemin diğer büyük saz şairi Aşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü, en yaratıcı olarak tanınır.
18. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda halk edebiyatı şairleri, divan şairleriyle boy ölçüşme, aruzla şiir söyleme bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır. Tekke edbeiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi, aynı zamanda büyük bir alim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi kasideler, gazeller, ilahiler bulunur. Ayrıca şairin Marifetname adında nesir eseri de vardır.
19. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Aşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir. Hem Divan hem de aşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir aşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri, koşma tarzında söyledikleridir.
Halk Edebiyatının Önemli Temsilcileri
YUNUS EMRE
* Engin hoşgörüsü, insan sevgisiyle sadece bizim değil bütün dünyanın beğenisini kazanmış eşsiz bir şair, fikir adamıdır.
* İlahi aşkı ve insan sevgisini eserlerinde işlemiştir.
* Hem aruzu hem de hece veznini kullanmıştır.
* Şiirlerinde dili oldukça sadedir, zamanının halk dilini kullanmıştır.
* Nazım biçimi olarak “ilahi”yi seçmiştir.
* “Risalet”ün Nushiye (Nasihatlar Kitabı) ve Divan” adlı kitabı vardır.
PİR SULTAN ABDAL
* Halk edebiyatında lirik şiirin öncülerindendir.
* Halk içinde çok sevildiği için isimsiz birçok şiir onun adında yayımlanmıştır.
* Tasavvufu, halkın anlayışıyla birleştirmiştir.
* Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
* Dili oldukça sadedir.
* Bektaşi tarikatına mensup olduğu için “nefes”leri ünlüdür.
HACI BEKTAŞI VELİ
* Bektaşi tarikatının kurucusudur
* Büyük bir bilgindir.
* Orta Anadolu”da etkin olmuştur.
* “Malakat”adlı Arapca eseri ünlüdür.
KAYGUSUZ ABDAL
* Kendisinden önceki şairlerden etkilenmiştir. (Özellikle Yunus”tan)
* Hem hece hem de aruz veznini kullanmıştır.
* Alaylı, nükteli, eleştirili şiirler yazmıştır.
* Edebi yazıları da vardır.
* “Budala-name, Mugaalet-name”adlı eserleri vardır.
KAYIKÇI KUL MUSTAFA
* 17. yüzyılın önemli yeniçeri şairlerindendir.
* Kahramanca şiirleriyle tanınmıştır.
* “Genç Osman” destanıyla tanınmıştır.
* Divan şiirinden etkilenmemiştir.
KÖROĞLU
* Başkaldırının, isyanın şairidir.
* Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
* Sultan Murat (II.) zamanında savaşlara katılmıştır.
* Köroğlu adlı halk kahramanıyla aynı adı ve özellikleri taşıdığı için ikisi aynı kişi olarak anılmıştır.
DADALOĞLU
* Toroslar bölgesinde yaşamış.
* Devlet yönetiminin aşiretiyle olan mücadelesi üzerine söylediği:
“ferman padişahınsa dağlar bizimdir”dizelerinin nakarat olarak kullanıldığı şiiri oldukça beğeni toplamıştır.
* Varsağı , semai ve destanları meşhurdur.
* Türküler yazmıştır.
KARACAOĞLAN
* Şiirlerini sade bir dille yazmıştır.
* Hece ölçüsünü ustalıkla kullanmıştır.
* Saz şairliğinin piri sayılır.
* Din dışı konularda yazmıştır.
* Koşmaları oldukça sevilmiştir.
* Kuvvetli lirik egemenliği hâkimdir şiirlerine.
* Anadolu”yu at sırtında gezip şiir söylemiştir.
ÂŞIK ÖMER
* İyi bir eğitim almamasına karşın şairler arasında yeteneğiyle kendine en üstte yer edinmiştir.
* Devrinin idarecilerini, dinini görünüş için yaşayanlarını eleştirmiştir.
* Aruzu kullanmıştır. Ancak hece ölçüsünde asıl karakterini bulmuştur.
DERTLİ
* 18. yüzyılın sonlarında yaşamıştır.
* Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Lirik koşmalarıyla tanınmıştır.
* Divan “ı taş baskıyla basılmıştır.
EMRAH
* Erzurumludur.
* Divan edebiyatından etkilenmiştir.
* Gazel, murabbalar yazmıştır.
* Koşma ve semaileriyle tanınmıştır.
GEVHERİ
* İnce bir söyleyiş, derin bir bilgi içeren şiirleri halk arasında çok sevilmiştir.
* Divan edebiyatında etkilendiği için mazmun ve yabancı sözcükleri çokça etkilenmiştir.
* Koşmaları ve taşlamaları oldukça ünlüdür.
BAYBURTLU ZİHNİ
* Divan edebiyatına çokça dalmaya çalışmıştır.
* Saz şairi olarak ün kazanmıştır.
* Divan“ı, Sergüzeşt-name”adlı kitapları vardır.
ÂŞIK VEYSEL
* Çocuk yaşta kör olması ona derin bir duygu zenginliği vermiştir.
* Yurt, insan ve toprak sevgisini iliklerine kadar hisseden, bunu şiirlerinde işlemiştir.
* Halk edebiyatının ve son dönem edebiyatımızın usta şairlerindendir.
* Sivas Şarkışla Sivrialan köyünde doğmuş ve yaşamıştır
Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
Halk Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır. Arapca ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı“. Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı ‘dır.
Oğuz Türkleri Anadolu’ya dilleriyle, gelenekleriyle, geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri, Anadolu’nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde, gezici şair olarak sazlarıyla şiirler söylüyorlardı.
1. İslamiyet’ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı içindeki biçimidir. Bir anlamda sözlü edebiyat dönemimizin gelişmiş biçimi olarak düşünebiliriz.
2. Halk edebiyatı ürünleri yazılı değildir. Müzik eşliğinde sözlü olarak oluşur.
3. Divan edebiyatında olduğu gibi şiir yine egemen türdür.
4. Şiirlerde başlık yoktur, biçimiyle adlandırılır.
5. Nazım birimi dörtlüktür.
6. Ölçü, hece ölçüsüdür, En çok yedili, sekizli, on birli kalıplar kullanılmıştır.
7. Şiirlere genel olarak yarım uyak hakimdir.
8. Dil halkın konuştuğu günlük konuşma dilidir.
9. Halk edebiyatı gözleme dayalıdır. Benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır.
10. Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Duruma göre şiir söyleyen aşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden şiirlerinde derin bir anlam kusursuz bir biçim görülmez.
11. Aruz ölçüsü ile şiir yazanlar olmasına rağmen asıl ölçü hece ölçüsüdür.
12. Nazım birimi dörtlüktür. Ancak nadiren de olsa Türkü ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür.
13. Dili, halk dilidir. Bu dilin öz Türkçe olduğu söylenemez. Ancak halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır.
14. Şiirler hazırlıksız söylenildiğinden daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
15. Nazım şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan v.s. kullanılmıştır.
16. Konu olarak Aşık edebiyatında aşk, ölüm, hasret, ayrılık gibi duygusal konular, doğa sevgisi, yiğitlik, zamandan şikayet işlenmiştir. Tekke edebiyatında ise konu dindir.
17. Söyleyişlerde doğa ile iç içe olmaktan kaynaklanan bir somutluk hakimdir.
18. Halk şairlerinin hayat hikayeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanır.
19. Özellikle 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir. Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin, aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır.
devamını okuyunuz... >>
Bu yüzyılda ele geçen eserler daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Battal Gazi Destanı, Danişmentname bunlardan en ünlüleridir. Dönemin en ünlü kişisi Nasreddin Hoca’dır. O, zekasıyla, keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle, nükteleriyle dünyaca tanınmış biridir. 13. yüzyılda yaşadığı halde halka mal olarak kendinden sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. Bu asrın en önemli şairi Yunus Emre’dir.
14. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut ‘tur.Bu kitapta hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri’nin Gürcüleri, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikayelerde nazım, nesir iç içedir. Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünü olarak olarak görülür.
Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.
15. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli, çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde, zaviyelerde dillerden.
16. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil, din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görülürse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı, yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur. Ayrıca Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı aşıklar da dönemin önemli şairleridir. Tekke Eedebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.
17. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Aşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden bir çoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri ‘dir. Her iki şair de derin ilim sahibidirler.
Bu asırda Aşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi ‘nin de dikkatini çeken Katibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür.
Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerin çoğu halk Türküsü haline gelen aşık Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır.
Dönemin diğer büyük saz şairi Aşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü, en yaratıcı olarak tanınır.
18. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda halk edebiyatı şairleri, divan şairleriyle boy ölçüşme, aruzla şiir söyleme bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır. Tekke edbeiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi, aynı zamanda büyük bir alim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi kasideler, gazeller, ilahiler bulunur. Ayrıca şairin Marifetname adında nesir eseri de vardır.
19. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Aşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir. Hem Divan hem de aşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir aşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri, koşma tarzında söyledikleridir.
Halk Edebiyatının Önemli Temsilcileri
YUNUS EMRE
* Engin hoşgörüsü, insan sevgisiyle sadece bizim değil bütün dünyanın beğenisini kazanmış eşsiz bir şair, fikir adamıdır.
* İlahi aşkı ve insan sevgisini eserlerinde işlemiştir.
* Hem aruzu hem de hece veznini kullanmıştır.
* Şiirlerinde dili oldukça sadedir, zamanının halk dilini kullanmıştır.
* Nazım biçimi olarak “ilahi”yi seçmiştir.
* “Risalet”ün Nushiye (Nasihatlar Kitabı) ve Divan” adlı kitabı vardır.
PİR SULTAN ABDAL
* Halk edebiyatında lirik şiirin öncülerindendir.
* Halk içinde çok sevildiği için isimsiz birçok şiir onun adında yayımlanmıştır.
* Tasavvufu, halkın anlayışıyla birleştirmiştir.
* Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
* Dili oldukça sadedir.
* Bektaşi tarikatına mensup olduğu için “nefes”leri ünlüdür.
HACI BEKTAŞI VELİ
* Bektaşi tarikatının kurucusudur
* Büyük bir bilgindir.
* Orta Anadolu”da etkin olmuştur.
* “Malakat”adlı Arapca eseri ünlüdür.
KAYGUSUZ ABDAL
* Kendisinden önceki şairlerden etkilenmiştir. (Özellikle Yunus”tan)
* Hem hece hem de aruz veznini kullanmıştır.
* Alaylı, nükteli, eleştirili şiirler yazmıştır.
* Edebi yazıları da vardır.
* “Budala-name, Mugaalet-name”adlı eserleri vardır.
KAYIKÇI KUL MUSTAFA
* 17. yüzyılın önemli yeniçeri şairlerindendir.
* Kahramanca şiirleriyle tanınmıştır.
* “Genç Osman” destanıyla tanınmıştır.
* Divan şiirinden etkilenmemiştir.
KÖROĞLU
* Başkaldırının, isyanın şairidir.
* Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
* Sultan Murat (II.) zamanında savaşlara katılmıştır.
* Köroğlu adlı halk kahramanıyla aynı adı ve özellikleri taşıdığı için ikisi aynı kişi olarak anılmıştır.
DADALOĞLU
* Toroslar bölgesinde yaşamış.
* Devlet yönetiminin aşiretiyle olan mücadelesi üzerine söylediği:
“ferman padişahınsa dağlar bizimdir”dizelerinin nakarat olarak kullanıldığı şiiri oldukça beğeni toplamıştır.
* Varsağı , semai ve destanları meşhurdur.
* Türküler yazmıştır.
KARACAOĞLAN
* Şiirlerini sade bir dille yazmıştır.
* Hece ölçüsünü ustalıkla kullanmıştır.
* Saz şairliğinin piri sayılır.
* Din dışı konularda yazmıştır.
* Koşmaları oldukça sevilmiştir.
* Kuvvetli lirik egemenliği hâkimdir şiirlerine.
* Anadolu”yu at sırtında gezip şiir söylemiştir.
ÂŞIK ÖMER
* İyi bir eğitim almamasına karşın şairler arasında yeteneğiyle kendine en üstte yer edinmiştir.
* Devrinin idarecilerini, dinini görünüş için yaşayanlarını eleştirmiştir.
* Aruzu kullanmıştır. Ancak hece ölçüsünde asıl karakterini bulmuştur.
DERTLİ
* 18. yüzyılın sonlarında yaşamıştır.
* Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Lirik koşmalarıyla tanınmıştır.
* Divan “ı taş baskıyla basılmıştır.
EMRAH
* Erzurumludur.
* Divan edebiyatından etkilenmiştir.
* Gazel, murabbalar yazmıştır.
* Koşma ve semaileriyle tanınmıştır.
GEVHERİ
* İnce bir söyleyiş, derin bir bilgi içeren şiirleri halk arasında çok sevilmiştir.
* Divan edebiyatında etkilendiği için mazmun ve yabancı sözcükleri çokça etkilenmiştir.
* Koşmaları ve taşlamaları oldukça ünlüdür.
BAYBURTLU ZİHNİ
* Divan edebiyatına çokça dalmaya çalışmıştır.
* Saz şairi olarak ün kazanmıştır.
* Divan“ı, Sergüzeşt-name”adlı kitapları vardır.
ÂŞIK VEYSEL
* Çocuk yaşta kör olması ona derin bir duygu zenginliği vermiştir.
* Yurt, insan ve toprak sevgisini iliklerine kadar hisseden, bunu şiirlerinde işlemiştir.
* Halk edebiyatının ve son dönem edebiyatımızın usta şairlerindendir.
* Sivas Şarkışla Sivrialan köyünde doğmuş ve yaşamıştır
Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
Halk Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır. Arapca ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı“. Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı ‘dır.
Oğuz Türkleri Anadolu’ya dilleriyle, gelenekleriyle, geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri, Anadolu’nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde, gezici şair olarak sazlarıyla şiirler söylüyorlardı.
1. İslamiyet’ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı içindeki biçimidir. Bir anlamda sözlü edebiyat dönemimizin gelişmiş biçimi olarak düşünebiliriz.
2. Halk edebiyatı ürünleri yazılı değildir. Müzik eşliğinde sözlü olarak oluşur.
3. Divan edebiyatında olduğu gibi şiir yine egemen türdür.
4. Şiirlerde başlık yoktur, biçimiyle adlandırılır.
5. Nazım birimi dörtlüktür.
6. Ölçü, hece ölçüsüdür, En çok yedili, sekizli, on birli kalıplar kullanılmıştır.
7. Şiirlere genel olarak yarım uyak hakimdir.
8. Dil halkın konuştuğu günlük konuşma dilidir.
9. Halk edebiyatı gözleme dayalıdır. Benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır.
10. Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Duruma göre şiir söyleyen aşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden şiirlerinde derin bir anlam kusursuz bir biçim görülmez.
11. Aruz ölçüsü ile şiir yazanlar olmasına rağmen asıl ölçü hece ölçüsüdür.
12. Nazım birimi dörtlüktür. Ancak nadiren de olsa Türkü ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür.
13. Dili, halk dilidir. Bu dilin öz Türkçe olduğu söylenemez. Ancak halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır.
14. Şiirler hazırlıksız söylenildiğinden daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
15. Nazım şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan v.s. kullanılmıştır.
16. Konu olarak Aşık edebiyatında aşk, ölüm, hasret, ayrılık gibi duygusal konular, doğa sevgisi, yiğitlik, zamandan şikayet işlenmiştir. Tekke edebiyatında ise konu dindir.
17. Söyleyişlerde doğa ile iç içe olmaktan kaynaklanan bir somutluk hakimdir.
18. Halk şairlerinin hayat hikayeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanır.
19. Özellikle 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir. Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin, aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır.