dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi
Halk Edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Halk Edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Halk Edebiyatının Dönemleri

13. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda ele geçen eserler daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Battal Gazi Destanı, Danişmentname bunlardan en ünlüleridir. Dönemin en ünlü kişisi Nasreddin Hoca’dır. O, zekasıyla, keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle, nükteleriyle dünyaca tanınmış biridir. 13. yüzyılda yaşadığı halde halka mal olarak kendinden sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. Bu asrın en önemli şairi Yunus Emre’dir.
14. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut ‘tur.Bu kitapta hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşanmış ve yayılmıştır. Kitapta Oğuz Türkleri’nin Gürcüleri, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları barışlar anlatılır. Hikayelerde nazım, nesir iç içedir. Dili destansı bir dildir. Bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden destandan halk hikayeciliğine geçiş ürünü olarak olarak görülür.
Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün kazanan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.

15. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli, çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır. Aruzla da yazmakla birlikte daha çok hece ölçüsünü kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde, zaviyelerde dillerden.

16. Yüzyıl Halk Edebiyatı

Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil, din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir. Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görülürse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar eski halk geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı, yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur. Ayrıca Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı aşıklar da dönemin önemli şairleridir. Tekke Eedebiyatının bu dönemdeki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Pir Sultan Abdal tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.
17. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu dönem Türk edebiyatının altın çağıdır. Hem Aşık edebiyatı hem Tekke edebiyatı hem de Anonim Halk edebiyatı ürünlerden bir çoğu ele geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri ‘dir. Her iki şair de derin ilim sahibidirler.

Bu asırda Aşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır. Bunların arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi ‘nin de dikkatini çeken Katibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür.

Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerin çoğu halk Türküsü haline gelen aşık Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü hece ölçüsüyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirlerine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan tabiat ve sevgili teması ile yazdığı koşmalarıyla tanınır.

Dönemin diğer büyük saz şairi Aşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü, en yaratıcı olarak tanınır.
18. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Bu yüzyılda halk edebiyatı şairleri, divan şairleriyle boy ölçüşme, aruzla şiir söyleme bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır. Tekke edbeiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi, aynı zamanda büyük bir alim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi kasideler, gazeller, ilahiler bulunur. Ayrıca şairin Marifetname adında nesir eseri de vardır.

19. Yüzyıl Halk Edebiyatı
Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Aşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir. Hem Divan hem de aşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirler, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir aşık söyleyişi vardır. Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Divan tarzı şiirleri pek başarılı değildir. Asıl lirik şiirleri, koşma tarzında söyledikleridir.


Halk Edebiyatının Önemli Temsilcileri
YUNUS EMRE
* Engin hoşgörüsü, insan sevgisiyle sadece bizim değil bütün dünyanın beğenisini kazanmış eşsiz bir şair, fikir adamıdır.
* İlahi aşkı ve insan sevgisini eserlerinde işlemiştir.
* Hem aruzu hem de hece veznini kullanmıştır.
* Şiirlerinde dili oldukça sadedir, zamanının halk dilini kullanmıştır.
* Nazım biçimi olarak “ilahi”yi seçmiştir.
* “Risalet”ün Nushiye (Nasihatlar Kitabı) ve Divan” adlı kitabı vardır.
PİR SULTAN ABDAL
* Halk edebiyatında lirik şiirin öncülerindendir.
* Halk içinde çok sevildiği için isimsiz birçok şiir onun adında yayımlanmıştır.
* Tasavvufu, halkın anlayışıyla birleştirmiştir.
* Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
* Dili oldukça sadedir.
* Bektaşi tarikatına mensup olduğu için “nefes”leri ünlüdür.

HACI BEKTAŞI VELİ
* Bektaşi tarikatının kurucusudur
* Büyük bir bilgindir.
* Orta Anadolu”da etkin olmuştur.
* “Malakat”adlı Arapca eseri ünlüdür.
KAYGUSUZ ABDAL

* Kendisinden önceki şairlerden etkilenmiştir. (Özellikle Yunus”tan)
* Hem hece hem de aruz veznini kullanmıştır.
* Alaylı, nükteli, eleştirili şiirler yazmıştır.
* Edebi yazıları da vardır.
* “Budala-name, Mugaalet-name”adlı eserleri vardır.
KAYIKÇI KUL MUSTAFA
* 17. yüzyılın önemli yeniçeri şairlerindendir.
* Kahramanca şiirleriyle tanınmıştır.
* “Genç Osman” destanıyla tanınmıştır.
* Divan şiirinden etkilenmemiştir.
KÖROĞLU
* Başkaldırının, isyanın şairidir.
* Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
* Sultan Murat (II.) zamanında savaşlara katılmıştır.
* Köroğlu adlı halk kahramanıyla aynı adı ve özellikleri taşıdığı için ikisi aynı kişi olarak anılmıştır.
DADALOĞLU
* Toroslar bölgesinde yaşamış.
* Devlet yönetiminin aşiretiyle olan mücadelesi üzerine söylediği:
“ferman padişahınsa dağlar bizimdir”dizelerinin nakarat olarak kullanıldığı şiiri oldukça beğeni toplamıştır.
* Varsağı , semai ve destanları meşhurdur.
* Türküler yazmıştır.
KARACAOĞLAN
* Şiirlerini sade bir dille yazmıştır.
* Hece ölçüsünü ustalıkla kullanmıştır.
* Saz şairliğinin piri sayılır.
* Din dışı konularda yazmıştır.
* Koşmaları oldukça sevilmiştir.
* Kuvvetli lirik egemenliği hâkimdir şiirlerine.
* Anadolu”yu at sırtında gezip şiir söylemiştir.
ÂŞIK ÖMER
* İyi bir eğitim almamasına karşın şairler arasında yeteneğiyle kendine en üstte yer edinmiştir.
* Devrinin idarecilerini, dinini görünüş için yaşayanlarını eleştirmiştir.
* Aruzu kullanmıştır. Ancak hece ölçüsünde asıl karakterini bulmuştur.
DERTLİ
* 18. yüzyılın sonlarında yaşamıştır.
* Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Lirik koşmalarıyla tanınmıştır.
* Divan “ı taş baskıyla basılmıştır.
EMRAH
* Erzurumludur.
* Divan edebiyatından etkilenmiştir.
* Gazel, murabbalar yazmıştır.
* Koşma ve semaileriyle tanınmıştır.
GEVHERİ
* İnce bir söyleyiş, derin bir bilgi içeren şiirleri halk arasında çok sevilmiştir.
* Divan edebiyatında etkilendiği için mazmun ve yabancı sözcükleri çokça etkilenmiştir.
* Koşmaları ve taşlamaları oldukça ünlüdür.
BAYBURTLU ZİHNİ
* Divan edebiyatına çokça dalmaya çalışmıştır.
* Saz şairi olarak ün kazanmıştır.
* Divan“ı, Sergüzeşt-name”adlı kitapları vardır.
ÂŞIK VEYSEL
* Çocuk yaşta kör olması ona derin bir duygu zenginliği vermiştir.
* Yurt, insan ve toprak sevgisini iliklerine kadar hisseden, bunu şiirlerinde işlemiştir.
* Halk edebiyatının ve son dönem edebiyatımızın usta şairlerindendir.
* Sivas Şarkışla Sivrialan köyünde doğmuş ve yaşamıştır



Halk Edebiyatının Genel Özellikleri
Halk Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Türklerin Anadolu’ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır. Arapca ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı“. Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı ‘dır.
Oğuz Türkleri Anadolu’ya dilleriyle, gelenekleriyle, geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri, Anadolu’nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde, gezici şair olarak sazlarıyla şiirler söylüyorlardı.

1. İslamiyet’ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı içindeki biçimidir. Bir anlamda sözlü edebiyat dönemimizin gelişmiş biçimi olarak düşünebiliriz.
2. Halk edebiyatı ürünleri yazılı değildir. Müzik eşliğinde sözlü olarak oluşur.
3. Divan edebiyatında olduğu gibi şiir yine egemen türdür.
4. Şiirlerde başlık yoktur, biçimiyle adlandırılır.
5. Nazım birimi dörtlüktür.
6. Ölçü, hece ölçüsüdür, En çok yedili, sekizli, on birli kalıplar kullanılmıştır.
7. Şiirlere genel olarak yarım uyak hakimdir.
8. Dil halkın konuştuğu günlük konuşma dilidir.
9. Halk edebiyatı gözleme dayalıdır. Benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söyledikleri her şey gerçek yaşamdan alınmadır.
10. Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Duruma göre şiir söyleyen aşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden şiirlerinde derin bir anlam kusursuz bir biçim görülmez.
11. Aruz ölçüsü ile şiir yazanlar olmasına rağmen asıl ölçü hece ölçüsüdür.
12. Nazım birimi dörtlüktür. Ancak nadiren de olsa Türkü ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür.
13. Dili, halk dilidir. Bu dilin öz Türkçe olduğu söylenemez. Ancak halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır.
14. Şiirler hazırlıksız söylenildiğinden daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
15. Nazım şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan v.s. kullanılmıştır.
16. Konu olarak Aşık edebiyatında aşk, ölüm, hasret, ayrılık gibi duygusal konular, doğa sevgisi, yiğitlik, zamandan şikayet işlenmiştir. Tekke edebiyatında ise konu dindir.
17. Söyleyişlerde doğa ile iç içe olmaktan kaynaklanan bir somutluk hakimdir.
18. Halk şairlerinin hayat hikayeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanır.
19. Özellikle 18. yüzyıldan itibaren halk şairleri, divan şairlerinden etkilenerek aruzun belirli kalıplarıyla şiirler yazmayı denemişlerdir. Hatta divan şiirinin mazmunlarını da kullanmışlardır. Bu durumun ortaya çıkmasında halk şairlerinin, aydınlar ve divan şairlerince hor görülmelerinin, değersiz ve güçsüz sayılmalarının etkisi de vardır.
devamını okuyunuz... >>

Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri

Halk edebiyatı, ortaya konan ürünlerin gösterdiği biçim ve içerik özelliklerine göre üç bölüme ayrılır:
A) ÂŞIK EDEBİYATI
B) ANONİM HALK EDEBİYATI
C) TEKKE ve TASAVVUF EDEBİYATI

A) ÂŞIK TARZI Türk HALK EDEBİYATI
* İslamiyet’ten önce başlamıştır.
* Eskiden kam,baksı adı verilen ozonlara bu dönemde AŞIKadı verilmiştir.
* Âşıklar şiirlerini bağlama adı verilen sazlarla köy köy dolaşıp söylemiştir.
* Hece ölçüsü kullanılmıştır.
* Dili sadedir.
* Nazım birimi dörtlüktür, yarım kafiye kullanılmıştır.
* Son dörtlükte şairin mahlası(adı) kullanılır.
* Şairler şiirlerini CÖNK adı verilen defterde toplarlardı.
* Aşk, ölüm, gurbet, ayrılık konuları sıklıkla ilenmiştir.
* Coşkulu, lirik bir söylenişi vardır.
* Koşma, mani, Türkü, semai, varsağı destan gibi biçimleri mevcuttur.
* 17. yüzyıldan sonra divan edebiyatından etkilenmeye başlamıştır.
KOŞMA: Halk edebiyatında en çok kullanılan biçimdir. Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Uyak düzeni genellikle şöyle olur: baba ” ccca ” ddda…

Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz
Yollar çamu kurusun da gidelim

———————–

Karac”oğlan der ki buna ne fayda
Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
Onbir ayın birisinde gidelim
Koşmaların genel özellikleri:

* Aşk, ayrılık, gurbet gibi geniş çerçeveli konuların işlendiği bir türdür.
* 11li hece ölçüsüyle yazılır.
* En az 3 en fazla 6 kıtadan oluşur.
* Dili sadedir.
* Kafiye düzeni abab,cccb,dddbşeklindedir.
* Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
* Koşmanın konularına göre güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlamaadlı türleri vardır.

GÜZELLEME: İnsan ve doğa sevgisinin lirik bir edayla işlendiği koşmalara denir.

KOÇAKLAMA: Savaş, yiğitlik, kahramanlık gibi konuları işleyen koşmalara denir. Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve dövüşleri anlatan şiirlerdir.

Köroğluyum medhim merde yeğine
Koç yiğit değişmez cengi düğüne
Sere serpe gider düşman önüne
Ölümü karşılar meydan içinde

AĞIT: Ölen kişinin arkasından duyulan acının ve onun iyiliklerinin işlendiği koşmadır. Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır).

Civan da canına böyle kıyar mı
Hasta başın taş yastığa koyar mı
Ergen kıza beyaz bezler uyar mı
Al giy allı balam şalların hani
Hıfzi

TAŞLAMA: Toplumun veya bireylerin aksayan yönlerini eleştiren koşmalara denir. Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir.

Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medres kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez

Kazak Abdal

VARSAĞI: Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri Türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Dörtlük sayısı ve uyak düzeni “Semâi” gibidir. Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu da dörtlüklerin içindeki “bre” “hey” “behey” gibi ünlemlerle sağlanır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan”dır.

MUAMMA: Kapalı bir biçimde anlatılan bir olayın ya da bilginin okuyucu tarafından anlaşılmasını, bunlarla ilgili soruların cevaplandırılmasını isteyen bir tür manzum bilmecedir.

NASİHAT: Bir şey öğretmek,bir düşüncenin yayılmasına çalışmak gibi amaçlarla söylenen didaktik şiirlerdir
devamını okuyunuz... >>

HALK EDEBİYATI(AÖF 1.SINIF DERS NOTU)

HALK EDEBİYATINA GİRİŞ
KÜLTÜR VE İLETİŞİM
KÜLTÜR:İNSAN TARAFINDAN MEYDANA GETİRİLEREK GEÇMİŞTEN BU GÜNE DOĞAYA EKLENMİŞ YARATMALAR VE DONATMALAR BÜTÜNÜDÜR.KÜLTÜR BİR BİLGİ,DUYGU VE DÜŞÜNCE BİRKTİRME ETKİNLİĞİDİR.
İŞLETİŞİM:DUYGU,DÜŞÜNCE VE BECERİLERİN AKTARILMA SÜRECİDİR.
** söze dayalı biriktirme olmasaydı kültür ve uygarlık oluşmazdı.
** duygu,düşünce,tecrübe ve becerilerin şiir şeklinde söylenmesiyle''sözlü saklama'',''sözlü edebiyat'',''halk edebiyatı'' doğmuştur.
** yazı,matbaa,elektronik aletler kulllanmadan yüz yüze ,sese ve söze dayalı kurulan iletişim ortmaına SÖZLÜ KÜLTÜR ORTAMI denir.
SÖZLÜ KÜLTÜR ORTAMI ikiye ayrılır
1.birincil sözlü kültür ortamı:bilgi duygu düşünce ve becerileri saklamak için kendinin ve muhataplarının hafızalarından başak kayıt teknolojisinin olmadığı ortam..
2.ikincil sözlü kültür ortamı:bilgi duygu düşünce ve becerilerin yazı ve elektron,ik kayıt imkanlarıyla depolanabildiği ve saklanabildiği ortam..
KÜLTÜR FARKLILIKLARININ DOĞURDUĞU TABAKALAŞMA
1.YÜKSEK KÜLTÜR:bilimsel bilgiye dayalı(nesnel,eleştiriye açık,tutarlı) ve ona dayalı yaşantıların oluşturduğu kültürel tabakadır.
2.HALK KÜLTÜRÜ:halk bilimi veaya gündelik bilgiye dayalı(duyum veya lagıya dayanan,deneme-yanılma ile elde edilen sezgisel ve deneyimsel) ve ona dayalı yaşantıların oluşturduğu külütr tabakasıdır.
*halk edebiyatı adı verilen sözlü edebiyat tür ve şekilleri;MİT,DESTAN,ATASÖZÜ,MASAL,TEKERLEME,FIKRA,NİNİ..
* halk edebiyatı çalışmaları türkiye de ;ZİYA GÖKALP,RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI,MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ gibi türkçülük akımı öncüleri tarfında ''halka doğru'' parolasıyla çıkarılmıştır.
** halkbilimi diğer adıyla FOLKLOR terimiilk kez 1846 yılında ingiliz william john thoms tarfından kullanılmıştır.
** halk bilimin değerini ve önemi ilk kavrayan ZİYA GÖKALP tir.FOLKLOR yerine HALKIYAT terimini kullanmıştır..
** halk bilimi konusunda akedemik olarak eğitim veren ve yayın yapan ilk kuruluş MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ tarfaından kurulan TÜRKİYAT ENSTİTÜSÜDÜR.
**türk halkedebiyatını araştırma incelemede yöntem üzerinde duran iil bilgin MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ dür.Aşık Edebiyatı üzerine Türkiye de ilk araştırmayı yapan kişidir.Tekke ve tasavvuf halk Edebiyatını da kurup şekillendirmişitr.
**Türk Halk Edebiyatını bir araştırma ve inceleme alanı olarak ortaya çıkışı 20 yy ve özellikle cumhuriyet dönemidir.
**
 
TÜRK HALK EDEBİYATI 3 BÖLÜMDEN OLUŞUR
1.Anonim halk edebiyatı
2.Tekke ve tasavvuf edebiyatı
3.Aşık tarzı halk edebiyatı
 
TÜRK HALK EDEBİYATININ TEMEL UNSURLARI
1.Hece vezni,kafiye düzeni,nazım birimi olarak dörtlüklere dayalı türleri (koşma,mani)açısından müşterektir
2.Şiirler çoğu kez müzik aletinin eşliğinde söylenir.
3.Halk şiiri icrasında diyaloglara yer verilir..
4.Eserler doğaçlama yaratılmış..yazıya geçirilmeyerek sözlü gelenekte muhafaza edildiği için yeni unsurlarla zenginleşmiştir.
5.Türk halk edebiyatı ürünleri sözlü olma, geleneğe bağlı ,çeşitlenmiş ve sözlü kültür ortamında anonimleşmiş ve kalıplaşmış eserlerdir
HALK EDEBİYATININ YAZILI KAYNAKLARI
*ÇİN YILLIKLARI
*GÖKTÜRK ABİDELERİ
*ESKİ UYGUR METİNLERİ
*KUTADGU BİLİG
*DİVANU LÜGATİT TURK
*TABETÜL HAKAYIK
*DİVANI HİKMET
*CODEX COMENİCUS
*DEDE KOKUT KİTABI
*TARİH KİTAPLARI
*ATASÖZÜ KİTAPLARI
*MASAL KİTAPLARI
*OSMANLI VE CUMHURİYET YILLIKLARI
*FIKRA KİTAPLARI
*MENAKIP-NAMELER
*ŞAİR-NAMELER
*DESTAN KİTAPLARI
*SEYAHATNAMELER
*DİVAN ED. ESERLERİ
*GÜNLÜK GAZETELER
*CÖNKLER VE MECMUALAR
** türk halk edebiyatınınen önemli yazılı kaynakları cönkler ve mecmualardır.
SÖZLÜ KAYNAKLARDAN HALK EDEBİYATI DERLEME YÖNTEMLERİ
**ALAN ARAŞTIRMASI
*gözlem yöntemi
-katılımlı gözlem
-katılımsız gözlem
*anket yöntemi
*görüşme yöntemi
*buldurmaca listesi yöntemi
HALK ŞİİRİNDE ÖLÇÜ VE DURAK
*Türk halk şiirinde en çok kullanılan ölçü hece ölçüsüdür.
*Halk Edebiyatında hece ölçüsünün özellikle 7 li 8 li ve11 li kalıpları çok kullanılmıştır.
HALK ŞİİRİNDE KAFİYE VE REDİF
1)YARIM KAFİYE:benzerliği daha çok bir tek sessiz harfe dayanan kafiyeler, yarım kafiyedir.
2)TAM KAFİYE:ses benzerlikleri çoğunlukla bir sessiz ve bir sesli harfe dayanan kafiyelerdir.,,
3)ZENGİN KAFİYE:mısra sonlarında redif dışında üç veya daha fazla sesin benzeşmesine denir.
4)TUNÇ KAFİYE:kafiyeyi oluşturan ses benzeşmelerinin üçten fazla olması halinde ,kafiye olan kelimeleren birinin diğerinin sonunda aynen tekrar edilmesiyle oluşan kafiyedir.
5)CİNASLI KAFİYE:sesçe aynı anlamca farklı kelime grubuyla yapılan kafiyelerdir.
DİĞER KAFİYE ÇEŞİTLERİ
1)ANA KAFİYE(AYAK):bir halk şiirinin bütün dörtlüklerinde bir plan dahilinde tekrarlanan kafiyelerdir
2)İÇ KAFİYE:mısra içinde uygun yerlerde kafiye bulunmasına denir.içerisinde iç kafiye bulunan şiire ''MUSAMMAT'' adı verilir.
KAFİYE ÖRGÜSÜNE GÖRE;
3)DÜZ KAFİYE:''a a a b'' şeklinde sıralanmış dizelerde görülen kafiye örgüsüdür..kafiyenin yarım ,tam veya zengin olması önemli değildir..
4)ÇAPRAZ KAFİYE: '' a b a b'' şeklinde sıralanmış dizelerde görülen kafiye örgüsüdür.yine kafiyenin yarım tamveya zengin olması farketmez.
REDİF:şiirde kafiye kelimesinden sonra gelen ,anlam ve görevi aynı olan ek ve kelimere redif denir.
türk halk şiirinde 3 çeşit redif vardır;
1)EK REDİF:sadece ekten ibaret olan rediftir.
2)KELİME REDİF: bir kelimeden ibaret rediflerdir.
3)EK VE KELİME REDİF:bir dizenin sonunda hem ek hem de kelime redif bulunmasıdır.
HALK ŞİİRİNDE HECELİ NAZIM ŞEKİLLERİ
**halk şiirinde nazım şeklini dış yapı özellikleri belirler.halk şiirinin dış yapı özellikleri;
* nazım birimi
*nazım hacmi
*nazım kafiye örgüsü(uyak düzeni)
a.mani tipi kafiye örgüsü:aaba
b.koşma tipi kafiye örgüsü:bu kafiye tipinin sadece ilk dörtlüğü değişen 4 kafiyeleniş çeşidi vardır;
1. aaab,cccb,dddb
2.abab,cccb,dddb
3.abxb,dddb,eeeb
4.aaaa,bbba,ccca
 
**Türk halk şliirinin heceli ürünlerinde kullanılan 3 nazım şekli vardır.;
1.mani:7 li ve 8 li hece kalıplarıyla yazılan
2.koşma:8 li ve 11 li hece kalıplarıyla yazılan
**YAPILARINA GÖRE KOŞMA ÇEŞİTLERİ
a.asıl koşma
b.koşma şarkı
c.musammat koşma
d.dedim dedi li Koşma
e.tecnis koşma
f.zincirleme koşma
g.ayaklı koşma
h.yedekli koşma
j.zincirbent ayaklı koşma
k.musammat ayaklı koşma
l.musammat zincirbent koşma
m.musammat zincribent ayaklı koşma
3.Destan:En az beş dörtlükten başlayıp sınırsız dörtlük sayısına sahip koşma tipi kafiye örgülerinden herhangi birisi kullanılan nazım şeklidir
**HALK ŞİİRİNDE NAZIM TÜRÜNÜ BELİRLEMEDE KULLANILAN HUSUSLAR
1.İİRİN KONUSU
2.ŞAİRİN ANLATIM TUTUMU
a.güldürmeye eğlendirmeye yönelik anlatım tutumu
b.övmeye yönelik
c.yermeye yönelik
d.şikayet etmeye yönelik
e.öğüt vermeye yönelik
f.bilglendirmeye yönelil
g.yas tutmaya yönelik
h.hüner göstermeye
3.ŞİİRİN EZGİSİ
4.NAZIM ŞEKLİ
5.NAZIM TÜRLERİ
**KONULARINA GÖRE KOŞMA TÜRLERİ
1.GÜZELLEME
2.KOÇAKLAMA
3.TAŞLAMA
4.AĞIT
5.VARSAĞI
6.SEMAİ
7.DESTAN
**HALK ŞİİRİNDE KULLANILAN ARUZLU TÜRLER
1.DİVAN: failatün failatün falatün failün
bentlerindeki mısra sayısına göre ad alan divanın;GAZEL,MURABBA,MUHAMMES,MÜSEDDES ,MUSAMMAT VE AYAKLI DİVAN denilen şekilleri vardır
2.SELİS: feilatün feilatün feilatün feilün
3.SEMAİ: mefailün mefailün mefailün mafilün
4.KALENDERİ:
5.SATRANÇ:
6.VEZN-İ AHER: iç kafiyesi olan vezn-i aherde her mısra,ilk üçü kendi içide kafiyeli 4 eşit parçaya bölünür.
HALK EDBİYATINDA KONUŞMALIK TÜRLER
1.ATASÖZLERİ
2.DEYİMLER
3.BİLMECELER
*mensur bilmeceler
*manzum bilmeceler
4.TEKERLEMELER
*masal tekerlemeleri
*oyun tekerlemeleri
*tören tekerlemeleri
*aşıkların söyledikleri tekerlemeli şiirler
*kargöz-hacivat tekerlemeleri
*yanıltmacalar
5.ALKIŞLAR(DUA)-KARGIŞLAR(BEDDUA)
MENSUR:nesir olarak söylenmiş şey
MANZUM:şiir olarak söylenmiş şey
 
HALK EDEBİYATINDA SÖYLEMELİK TÜRLER
1.TÜRKÜLER
2.NİNNİLER
3.AĞITLAR
4.MANİLER
 
 
 
 
 
 
devamını okuyunuz... >>

13-19.YY Halk Edebiyatı VE Nazım Biçimleri




HALK EDEBİYATI
ANADOLU TÜRK EDEBİYATI
Türklerin Anadolu’ya gelmeden önceki edebiyatları iki gruba ayrılmıştı. Arapçayı ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu “Yüksek Zümre Edebiyatı” ve İslam öncesinden gelen sözlü bir “Halk Edebiyatı.”
Anadolu’ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatları tesirini sürdürürken halk yine saz şairleri aracılığıyla Halk edebiyatını devam ettirdi. Öyleyse biz Anadolu Türk Edebiyatını iki grupta incelemeliyiz.
HALK EDEBİYATI
Oğuz Türkleri, Anadolu’ya dilleriyle, gelenekleriyle, geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri, Anadolu’nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde, gezici şairler olarak, sazlarıyla şiirler söylüyorlardı. Bunların tarihi gelişimlerini yüzyıllarına göre inceleyelim.


13. Yüzyıl
Bu yüzyılda ele geçen eserler, daha çok fetih ve savaşlara aittir. Bunların en önemlileri İslami Türk destanlarıdır. Bunlardan Battal Gazi Destanı, Danişmentname en ünlüleridir.
Bu dönemin en ünlü kişisi şüphesiz Nasrettin Hoca’dır. O, zekasıyla, keskin görüşleri ve zeki söyleyişleriyle, nükteleriyle dünyaca tanınmış bir filozoftur.
13. yüzyılda yaşadığı halde, halka öyle mal olmuştur ki kendinden bir asır sonra gelen Timurlenk ile karşılaştırılmıştır. 1208 yılında Sivrihisar’da doğan Hoca, Akşehir’de, Konya’da medrese tahsili yapmış bir alimdir.
Bu asrın en önemli şairi, hatta Türk edebiyatının, ünü sınırları aşan şairi şüphesiz Yunus Emre’dir.
Yunus Emre
Halk diliyle tasavvufu anlatan Yunus Emre, böylece dini Halk edebiyatı sayılan Tekke Edebiyatı’nın da kurucusu olmuştur. Dili yaşadığı dönemin halk dilidir. Tasavvufun en zor kavramlarını bile akıcı Türkçesiyle açıkça anlatmıştır. İki eseri vardır. Birisi Risalet’ün Nushiye adlı aruzla yazılan 550 beyitlik bir mesnevidir. Didaktik bir eserdir. Eserde dini kavramlar ve insanın nefsiyle nasıl mücadele edeceği anlatılmıştır. İkinci eseri “Divan” dır. Buradaki şiirlerin bir bölümü aruzla, çoğu heceyle söylenmiştir. Özellikle ilahileri bugün bile dilden dile dolaşır.

14. Yüzyıl

Bu asrın en önemli eseri Kitab-ı Dede Korkut’tur.
Dede Korkut Hikayeleri
Bu kitaptaki hikayeler Oğuz Türkleri arasında yaşamış ve yayılmıştır.
Kitapta Oğuz Türklerinin Gürcüler, Rumlar, Ermeniler ve diğer Türk boylarıyla yaptıkları savaşlar anlatılır.
Hikayelerde nazım, nesir iç içedir. Dili destansı bir dildir.
Hatta bazı yönleriyle destana benzer. Bu yüzden “destandan halk hikayeciliğine geçiş” ürünü olarak görülür. Halkın kullandığı dille yazılmıştır. Kimin yazıya geçirdiği belli değildir. Kitapta geçen Dede Korkut, bilge bir kişidir. Halk arasında sözü geçen, gerektikçe keramet gösterebilen veli bir zattır.
Bu asırdaki en ünlü şair, Yunus tarzı söyleyişleriyle ün yapan tekke şairi Kaygusuz Abdal’dır.

15. Yüzyıl
Bu yüzyılın tanınmış ismi Hacı Bayram Veli’dir. Ankara’da doğan Hacı Bayram Veli çok güçlü bir medrese tahsili yapmıştır.
Aruzla da yazmakla birlikte daha çok heceyi kullanmış ve dini şiirler yazmıştır. İlahileri tekkelerde zaviyelerde dillerden düşmemiştir.
16. Yüzyıl
Bu yüzyılda sadece Tekke edebiyatının değil din dışı konularda söylenen şiirlerin de metinleri ele geçmiştir.
Ellerinde sazlarla diyar diyar dolaşan, nerede bir güzel görürlerse ona aşık olan ve şiirler söyleyen şairler, ordularda, kışlalarda, hudut boylarında boy gösteren aşıklar, eski halk ozanı geleneğini sürdürmüşler ve “Aşık Edebiyatı” denen edebiyatı yaşatmışlardır. Bunların en tanınmışı,yüzyılın sonlarında şöhret kazanan Köroğlu’dur.
Köroğlu
Köroğlu aslında bir Celali eşkiyasıdır. Bu adı eski Türk destanlarındaki bir kahramandan almıştır, asıl adı Ruşen’dir.
Şiirlerinin çoğu kahramanlık üzerinedir. Hatta halk arasında yayılan Köroğlu Destanı, onun kahramanlıklarını anlatır. “Tüfek icad oldu mertlik bozuldu” sözü ona aittir.
Bu asırda Köroğlu’ndan başka Kul Mehmet, Hayali, Bahşi adlı aşıklar da vardır.
Tekke edebiyatının bu asırdaki temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır.
Pir Sultan Abdal
Sivas’ta doğan ve orada yaşayan şair, alevi tekkelerinde yetişmiş, coşkun bir lirizmi olan şiirlerinde aleviliği anlatmıştır. Tekke şairleri arasında şiirlerini sazla söyleyen ender kişilerdendir. Daha çok nefesleriyle tanınır.

17. Yüzyıl

Bu dönem Türk Halk edebiyatının altın çağıdır. Hem Aşık edebiyatı, hem Tekke edebiyatı hem de Anonim (söyleyeni belli olmayan) halk edebiyatı ürünlerinden birçoğu elimize geçmiştir. Tekke edebiyatının önde gelen şairleri Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi Mısri’dir. Her iki şair de derin ilim sahibi kişilerdir.
Bu asırda Aşık edebiyatında büyük gelişmeler olmuş, Divan şairlerine bile ilham verecek lirik şiirler söylenmiştir. Ayrıca aruzla şiir söyleyen saz şairleri, kendilerini Divan şairleri kadar başarılı saymışlardır.
Bunlar arasında Yeniçeri ordusunda bulunan ve Evliya Çelebi’nin bile dikkatini çeken Katibi, denizci olan Kayıkçı Kul Mustafa ünlüdür.
Ancak günümüzde bile çok sevilen, şiirlerinin çoğu halk türküsü haline gelen aşık, Karacaoğlan’dır. Şiirlerinin tümünü heceyle söyleyen, halk anlayışını, yaşayışını şiirine en iyi şekilde yansıtan Karacaoğlan, tabiat ve sevgililer hakkındaki koşmalarıyla tanınır.
Bu asırda dikkati çeken diğer büyük saz şairi Aşık Ömer’dir. Halk şairleri arasında en kültürlü, en yaratıcı kişi olarak tanınır.
Divan şairleriyle boy ölçüşen şair, gerçekten onları aratmayacak tarzda gazeller, murabbalar söylemiştir. Dilindeki sadelik ve akıcılık, onun başarısının delilidir.

18. Yüzyıl
Geçen asırda altın devrini yaşayan Halk edebiyatı bu asırda aynı gücünü devam ettirmiştir. Divan şairleriyle boy ölçüşme, aruzla şiir söyleme, bu devirde biraz daha yaygınlaşmıştır.
Tekke edebiyatı bu dönemde bir duraklama içindedir. Dönemin en büyük tekke şairi, aynı zamanda büyük bir alim olan Erzurumlu İbrahim Hakkı’dır. İlahiname adlı divanında genellikle tasavvufi, kasideler, gazeller, ilahiler bulunur. Ayrıca Marifetname adında nesir eseri de vardır.

19. Yüzyıl

Halk şiir geleneği bu asırda klasik söyleyişini sürdürmüştür. Özellikle Aşık edebiyatının çok yetenekli saz şairleri görülür. Bunlardan biri de Bayburtlu Zihni’dir.
Hem divan tarzı hem de aşık tarzı şiirleriyle tanınmıştır. Çok iyi bir medrese eğitimi görmüştür. Bu nedenle divan tarzında yazdığı şiirleri, Divan şairlerini aratmaz. Ayrıca Halk tarzında söylediği şiirlerde tam bir aşık söyleyişi görülür.
Dönemin diğer tanınmış şahsiyeti Erzurumlu Emrah’tır. Bunda da Divan tarzı söyleyişler görülür. Ancak bu şiirleri çok başarılı sayılmaz. Asıl lirik şiirleri koşma tarzında söyledikleridir.
Diğer dikkate değer isim Dadaloğlu’dur. Üzerinde Divan şiirinin etkisi pek görülmeyen bu saz şairi, dönemin padişahına kafa tutan koçaklamalarıyla tanınır.
Tarihi gelişimini kısaca anlattığımız Halk edebiyatının genel özelliklerini de şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Duruma göre şiir söyleyen aşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapamazlar. Bu yüzden şiirlerinde derin bir anlam, kusursuz bir biçim görülmez.
2. Aruzla şiir yazanlar olmakla birlikte kullanılan asıl ölçü hecedir.
3. Nazım birimi dörtlüktür. Ancak çok az da olsa türkülerde ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür.
4. Dili tam bir Halk dilidir. Bu dilin öz Türkçe olduğu söylenemez. Ancak halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır.
5. Şiirler hazırlıksız söylendiğinden daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır.
6. Nazım şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan v.s. kullanılmıştır.
7. Konu olarak Aşık edebiyatında aşk, ölüm, hasret, ayrılık gibi duygusal konular, doğa sevgisi, yiğitlik, zamandan şikayet işlenmiştir. Tekke edebiyatında ise elbette konu dindir.
8. Söyleyişlerde doğa ile iç içe olmaktan kaynaklanan bir somutluk hakimdir.
9. Halk şairlerinin hayat hikayeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde toplanır.

HALK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
Nazım biçimi, şiirde dizelerin, nazım birimine (beyit, dörtlük v.s.), ölçüsüne göre belli bir düzen içinde bulunmasından doğar. Halk şiirinde kullanılan nazım biçimleri dört grupta incelenir.
1. Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri
Bu edebiyatın ürünlerinin kim tarafından söylendiği belli değildir. Dilden dile dolaşarak süregelmiş ve halkın ortak malı olmuştur.
Mani
Tek dörtlükten oluşan nazım biçimidir. Yedili hece ölçüsüyle “aaxa” kafiye örgüsüyle söylenir. Yani birinci, ikinci ve dördüncü dizeler kendi arasında kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Çok az da olsa “xaxa” şeklinde kafiyelenen maniler de vardır.
Maniler her konuda söylenebilir. Dörtlüğün ilk iki dizesi genellikle konuyla ilgili olmayan doldurma dizelerdir. Asıl anlatılmak istenen, son iki dizede söylenir.
Bahçenizde dut var mı
Havada bulut var mı
Ben yarimi kaybettim
Bulmaya umut var mı
Kimi maniler dört dizeden fazla olabilir; ancak bu, çok yaygın değildir.
Kafiyelerinin cinaslı sözcüklerle sağlandığı manilere cinaslı mani denir. Bazen cinas oluşturan sözcük dize olarak alınır, bazen ise dörtlüğün başında söylenir.
Böyle bağlar
Yar başın böyle bağlar
Gül açmaz bülbül ötmez
Yıkılsın böyle bağlar
Maniler halk arasında oldukça sevilen ve yaygın olarak kullanılan nazım biçimidir. Genellikle karşılıklı olarak söylenir.
Türkü
Kendine özgü bir ezgiyle söylenen nazım biçimidir. Çoğu zaman diğer nazım biçimleri türkü ezgisiyle söylenebilir. Bu nedenle söyleyeni belli türküler de vardır.
Türkü hece ölçüsünün her kalıbıyla söylenir. Daha çok, yedili, sekizli ve on birli ölçüler kullanılır.
Her konuda türkü söylenebilir. Bunlar arasında elbette aşk, hasret ilk sırayı alır. Halk arasında heyecan uyandıran olaylarla ilgili yakılan türküler bestelenir, zamanla yurdun her köşesine yayılır. Değişik bölgelerde değişik biçimlere göre, kimi dizeler düşer, yerlerine yenileri eklenir. Böylece türkü, halka mal olur gider.
Türküler genellikle iki bölümden oluşur. Birinci bölüm türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür. Buna bent adı verilir. İkinci bölüm ise her bendin sonunda tekrarlanan nakarat bölümleridir. Bunlara da kavuştak denir. Bentler ve kavuştaklar kendi aralarında kafiyelenir.
Ninni
Annenin, çocuğunu uyutmak için kendine özgü bir ezgiyle söylediği şiirlerdir. Belli bir kafiye örgüsü olmadığı gibi, çoğu zaman dizeler arasında tam bir ölçü birliği de görülmez. Hatta ninnilerin dörtlükler halinde olmayanları da vardır.

AŞIK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
Bu nazım biçimleri saz şairleri tarafından kullanılmıştır.
Koşma
Aşık edebiyatının en çok kullanılan ve en çok sevilen nazım biçimidir. Hece ölçüsünün 11'li kalıbıyla 3 veya 5 dörtlük arasında söylenir.
İlk dörtlüğün kafiye örgüsü xaxa ya da aaab biçiminde olur. Diğer dörtlüklerin ilk üç dizesi kendi arasında kafiyelenir, dördüncü dize birinci dörtlüğün son dizesiyle kafiyelenir. Yani cccb , dddb ...
Koşmanın son dörtlüğünde şair, mahlasını kullanır.
Koşmalar konularına göre dört grupta incelenir. Aşk, hasret, ayrılık, doğa sevgisi gibi lirik konuları işleyenlere güzelleme; kahramanlık konularını işleyenlere koçaklama; bir kişi olay ya da, durumu eleştirenlere taşlama; ölen bir kişinin ardından söylenenlere ağıt adı verilir. Aslında konulara göre olan bu ayrım sadece koşma için değil semai için de geçerlidir. O yüzden bu ayrıma nazım türleri diyenler de vardır. Aşağıda bir koşma örneği görülmektedir.
Semai
Hecenin 8'li kalıbıyla 3 - 5 dörtlük arasında söylenen şiirlerdir. Kafiye örgüsü olarak koşmaya benzer. Kendine özgü bir ezgisi vardır. Semailer konusuna göre güzelleme ya da ağıt türlerinde olabilir.
Varsağı
Hecenin 8'li kalıbıyla söylenen koçaklama tarzı şiirlerdir. Güney Anadolu’da yaşayan Varsak boyunda yaygın olduğundan bu adı almıştır. Kendine özgü bir ezgisi vardır. Kafiye örgüsü, dörtlük sayısı koşmayla aynıdır. Her yönüyle semaiye benzeyen varsağılar, onlardan, ilk dörtlükte kullanılan “bre, behey, hey, hey gidi” gibi ünlemlerle ayrılır. Eğer bu ünlemler yoksa onu ayırmanın tek yolu ezgisidir.
Halk edebiyatında en çok varsağı söyleyen aşık, Karacaoğlan’dır.
Destan
Halk şiirinin en uzun nazım biçimidir. 100 dörtlüğe kadar olanları vardır. Genellikle hecenin 11'li kalıbıyla söylenir. Kafiye örgüsü koşmayla aynıdır. Savaş, deprem, yangın, salgın hastalık, eşkiya ve ünlü kişilerin serüvenleri gibi sosyal konuların yanında, mizahi ya da kişisel destanlar da vardır.

TEKKE EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
Tekke ve tarikatlarda dinle, tasavvufla ilgili düşünceleri anlatmak için, ilahi aşk, peygamber sevgisi konularında ya da mensup olunan tarikatın özelliklerini anlatmak için söylenen şiirlerdir.
İlahi
Allah sevgisini işleyen ya da ona yalvarmak için söylenen şiirlerdir. Kendine özgü bir ezgiyle okunur.Yunus Emre ilahileriyle tanınır. Kafiye örgüsü koşmayla aynıdır. 8'li hece ölçüsüyle söylenir.
Nefes
Bektaşi şairlerin yazdıkları tasavvufi şiirlerdir. Peygamberimiz ve Hz.Ali’ye övgüler işlenir. Hecenin 11'li kalıbıyla olabileceği gibi 8'li de olabilir. Özellikle Pir Sultan Abdal bu tarzdaki şiirleriyle tanınır.
Nutuk
Pirlerin, mürşitlerin tarikata yeni giren dervişlere tarikat derecelerini, adabını öğretmek için söyledikleri şiirlerdir. 11'li hece ölçüsüyle söylenir.
Devriye
İnsanın var oluşunu anlatan tasavvufi şiirlerdir. Felsefi bir konuyu işlediğinden anlaşılması zordur. 11'li hece ölçüsüyle söylenir.
Şathiye
Okunduğunda saçma sanılan sözlerden oluşan ancak gerçekte çok derin tasavvufi konuları işleyen felsefik şiirlerdir.

ARUZ ÖLÇÜSÜYLE YAZILAN HALK ŞİİRİ NAZIM BİÇİMLERİ
Kendilerini Divan şairleri kadar yetenekli ve güçlü göstermek isteyen bazı Halk şairleri aruz ölçüsüyle şiir söylemişlerdir. Ancak birkaç şiir istisna tutulursa, saz şairlerinin bu konuda başarılı olduklarını söylemek zordur. Çünkü aruz ölçüsüyle hazırlıksız şiir söylemek kolay değildir. Aruzu kullanarak söylenen şiirlerin yine özel ezgileri bulunur. Bu tür nazım biçimlerinin adlarının bilinmesi yeterlidir. Bunlar Divan, Selis, Kalenderi, Satranç, Semai, Vezn-i Aher’dir. Semainin heceyle söyleneni elbette aruzla söylenenden çok daha yaygındır.

Halk Edebiyatının Önemli Temsilcileri




YUNUS EMRE
* Engin hoşgörüsü, insan sevgisiyle sadece bizim değil bütün dünyanın beğenisini kazanmış eşsiz bir şair, fikir adamıdır.
* İlahi aşkı ve insan sevgisini eserlerinde işlemiştir.
* Hem aruzu hem de hece veznini kullanmıştır.
* Şiirlerinde dili oldukça sadedir, zamanının halk dilini kullanmıştır.
* Nazım biçimi olarak “ilahi”yi seçmiştir.
* “Risalet”ün Nushiye (Nasihatlar Kitabı) ve Divan” adlı kitabı vardır.

PİR SULTAN ABDAL
* Halk edebiyatında lirik şiirin öncülerindendir.
* Halk içinde çok sevildiği için isimsiz birçok şiir onun adında yayımlanmıştır.
* Tasavvufu, halkın anlayışıyla birleştirmiştir.
* Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
* Dili oldukça sadedir.
* Bektaşi tarikatına mensup olduğu için “nefes”leri ünlüdür.

HACI BEKTAŞI VELİ
* Bektaşi tarikatının kurucusudur
* Büyük bir bilgindir.
* Orta Anadolu”da etkin olmuştur.
* “Malakat”adlı Arapca eseri ünlüdür.

KAYGUSUZ ABDAL
* Kendisinden önceki şairlerden etkilenmiştir. (Özellikle Yunus”tan)
* Hem hece hem de aruz veznini kullanmıştır.
* Alaylı, nükteli, eleştirili şiirler yazmıştır.
* Edebi yazıları da vardır.
* “Budala-name, Mugaalet-name”adlı eserleri vardır.

KAYIKÇI KUL MUSTAFA
* 17. yüzyılın önemli yeniçeri şairlerindendir.
* Kahramanca şiirleriyle tanınmıştır.
* “Genç Osman” destanıyla tanınmıştır.
* Divan şiirinden etkilenmemiştir.

KÖROĞLU
* Başkaldırının, isyanın şairidir.
* Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
* Sultan Murat (II.) zamanında savaşlara katılmıştır.
* Köroğlu adlı halk kahramanıyla aynı adı ve özellikleri taşıdığı için ikisi aynı kişi olarak anılmıştır.

DADALOĞLU
* Toroslar bölgesinde yaşamış.
* Devlet yönetiminin aşiretiyle olan mücadelesi üzerine söylediği:
“ferman padişahınsa dağlar bizimdir”dizelerinin nakarat olarak kullanıldığı şiiri oldukça beğeni toplamıştır.
* Varsağı , semai ve destanları meşhurdur.
* Türküler yazmıştır.

KARACAOĞLAN
* Şiirlerini sade bir dille yazmıştır.
* Hece ölçüsünü ustalıkla kullanmıştır.
* Saz şairliğinin piri sayılır.
* Din dışı konularda yazmıştır.
* Koşmaları oldukça sevilmiştir.
* Kuvvetli lirik egemenliği hâkimdir şiirlerine.
* Anadolu”yu at sırtında gezip şiir söylemiştir.

ÂŞIK ÖMER
* İyi bir eğitim almamasına karşın şairler arasında yeteneğiyle kendine en üstte yer edinmiştir.
* Devrinin idarecilerini, dinini görünüş için yaşayanlarını eleştirmiştir.
* Aruzu kullanmıştır. Ancak hece ölçüsünde asıl karakterini bulmuştur.

DERTLİ
* 18. yüzyılın sonlarında yaşamıştır.
* Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Lirik koşmalarıyla tanınmıştır.
* Divan “
devamını okuyunuz... >>