Kimdir öğretmen?..öğrencilerini seven;yaş beş, on ,on beş ,on sekiz fark etmez,hala bir çocuk oldukları için,yanlış bir sistemin mahkumu oldukları halde hala gülebildikleri için, okul yetmiyor gibi hafta sonu bile dershaneye (çoğu aile zoruyla bile olsa da) sabahın köründe geldikleri için,her şeyin ötesinde insan oldukları için seven kişidir öğretmen..ama..işte aması;yeterince yaşamın içinde olamayan bireyler oldukları için,niçin okuduklarını,niçin haftanın yedi günü tatlı uykularından uyandıklarını bilmiyorlar,ne olacaklarını ya da ne olmak istediklerini bilmiyorlar.bazen en basit şeyi bile anlatmak için çırpınırken karşılarında konuşup duran kişinin neden bunu yaptığını sorgulayanlar bile vardır ;hatta kendisinin orada ne aradığını düşünenler.kafalarının dersten başka her şeyle meşgul olduğunu bilerek o dersi anlatmaya çalışmak,belki de sadece biri için bir yıl boyunca uğraşmak..daha fazla ne yapabilirim..onları nasıl anlayabilirİm..dersi daha eğlenceli hale nasıl getirebilirim..onlara hayata dair ne verebilirim..daha da ötesi onlardan ne öğrenebilirim.işte cevap şu:öğretmen sadece öğretmez aynı zamanda öğrenir.bazen iyi bazen kötü tecrübeler yaşar ama çok şey öğrenir..ne olmadığını ne olması gerektiğini öğrenir.onun için en kötüsü nedir biliyor musunuz? bazılarına defalarca anlatmasına rağmen yeterince öğrenememesidir.her yolu dener,zamanını tüm sabrını harcar ama olmaz.belki biraz;.ama bir öğretmen için bu yetmez,daha fazla olabilmeli der..dener..dener...sonra şöyle der:bazen ne kadar zorlarsan zorla buna gücün yetmez..bu iş iki kişiliktir..öğretmenin nefesi kadar, öğrencinin hevesi ve kapasitesi de önemli.dört tip öğrenci vardır:kimisi heveslidir ama zor öğrenir..kimisi zekidir ama tembeldir..kimisin de ikisi de yoktur(şansız olanlar)ya da hepsi vardır(şanslı olanlardır ama sayıları azdır).öğretmen en çok ilk ikisine üzülür..kapasitesi olup da yapmayanlarla olmadığı halde o kapasiteyi zorlayanlara. bu hep böyledir;ama öğretmen hepsini sever,hepsi için ayrı ayrı uğraşır.
Bazen seyreder onları kürsünün arkasından.öyle masum durular ;sonra kendisini deliye döndürdükleri anlar gelir aklına;kısılan sesi,şişen ayakları,kurumuş dudakları,bir an olsun yıkılan umutları; ama hayatı bilmedikleri için suçsuz oldukları gelir aklına öğretmenin..her defasında affeder onları.onlar bilmese de ,sevmese de.benim yaşımda olsalar anlarlardı beni,kendilerini;yapmazlardı bu hataları der.gülümser kendince.mesleğine ve öğrencilerine olan inancını yitirmemeye çalışır..
dünyanın ,doktorluk gibi belki de en zor mesleğidir bu..çünkü değeri en az bilinen şeyi vermeye çalışır..."İlim"....birçok insan buna inanmaz belki.en çok çalışan ama en az kazanan gruptur.sorumluluğu ağırdır;çünkü sorumlu olduğun şey bir evrak,yiyecek ya da eşya değildir.mideye giren yada üzerine giyilen şey ya da yanlış bir evrakın mutlaka bir dönüşü vardır ;ama insanın beynine ve yüreğine kazınan şeylerin silinmesi ya da çıkarılıp atması kolay değildir.bu yönüyle zordur ve tabi bu hassasiyetle mesleğini yapanlar için..bu söylediklerime katılmıyor olabilirsiniz.şunu söyleyebilirim,klasik bir söz: bunu yaşamanız lazım..
ben de bu mesleği yapmadan önce öyle düşünürdüm;yarım gün git,ara tatil,yıl sonu tatili,şu tatil bu tatil..kısaca tatil yaparak para kazanabildiğin bir meslek;ama inanın öyle değil.işine önem veren ,hitap ettiği zümreye önem veren biri için öğretmenlik, sabır ve sevgi isteyen ,anlayana çok şey öğreten bir meslek..
Öğretmen olmak isteyenlere sesleniyorum: eğer insanları ve konuşmayı seviyorsanız,yeterince sabırlıysanız,yeri geldiğinde öğrencilerinize , ailenizden ve çocuklarınızdan bile çok ilgi gösterebileceğinize inanıyorsanız,kazandığınız şeyin paradan çok bir insan olacağı gerçeğine sıcak bakıyorsanız, ,belki de hiç atanamayıp ücretli,dershane ya da özel okul öğretmeni olabileceğiniz aklınıza geliyorsa yapın derim;ama
eğer bunlardan biri bile eksikse yapmayın derim..hem kendinize hem öğrencilerinize yazık etmiş olursunuz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder