dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi

depremi önleyen duvar kağıdı


Ekim 2011’de Van’da meydana gelen deprem 601 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden oldu. 23 Ekim günü saat 13.41’de başlayan ve yaklaşık 25 saniye süren 7.2 büyüklüğündeki deprem, birçok binanın yıkılmasına sebebiyet verdi. Panik halindeki halk kendini zorlukla sokaklara attı.
Binalardaki en büyük hasar beton parçalarının duvarlardan kopmasıyla oluştu. Bu yapısal zayıflık duvarlarda kullanılan tuğlalardan kaynaklanıyordu. Tuğlayla örülen duvarlar, düşük maliyetlerine oranla yüksek bir kalite sunuyor, ancak bu tip binalar depremlere karşı çok zayıf kalıyor.
Tuğladan örülen duvarlar dikey düzlemde gerçekleşen yüksek basınçlara karşı direnç göstersede, yatay düzlemde yeterli direnci sağlayamıyor. Sarsıntının etkisiyle yanlara doğru güçlü bir şekilde eğilen duvarlar çatlamaya başlıyor ve sağlamlıklarını kaybediyor.
Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’nde, bilim adamları tuğladan örülmüş duvarları depreme karşı daha dayanıklı hale getirmenin yollarını arıyor.
Bu konuda gerçekleştirilen ilk denemeler 90’lı yıllara dayanıyor. İlk olarak duvarlar karbon liflerinden yapılan desteklerle güçlendirilmeye çalışıldı. Aynı zamanda çok sağlam ve esnek olan bu malzeme duvarların üzerine sabitlendi. Ancak duvara uygulanan güç orantılı dağılmıyordu. Aksine tüm baskı destek noktalarında yoğunlaşıyor ve duvarları hepten dayanıksız bırakıyordu.
Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’ndeki araştırmacılar bu çalışmaları temel olarak alıp deneyleri geliştirdiler. Amaç duvarları dayanıklı bir duvar kağıdıyla güçlendirmeye çalışmaktı.
İlk olarak kullanılacak malzemenin seçilmesi gerekiyordu. Çok esnek olduğundan duvarları yumuşatabileceği düşünülen cam liflerinin kullanılmasına karar verildi.
Ancak, doğru malzemenin yanı sıra, bu malzemenin mükemmel bir şekilde sabitlenmesine olanak verecek karışım da bulunmalıydı. Üretilen karışım su, yapıştırıcı madde ve binlerce molekül zinciri içeren pilastik toplardan oluşuyordu. Karışım duvara uygulandığında, tüm çatlakların içine girerek onları kaplıyor ve suyun buharlaşmasıyla pilastik toplar birbirine kaynaşıyor. Böylece molekül zincirleri bir ağ oluşturarak duvara sıkı bir şekilde sabitleniyor. Cam lifleri de karışıma aynı şekilde sabitleniyor.
Yapılan testler, parasismik duvar kağıdıyla güçlendirilen duvarların yatay sarsıntılara karşı çok yüksek bir direnç gösterdiğini kanıtlıyor.
İnsanların hayatını alan depremler değil, binalar. Bir sonraki depremin ne zaman gerçekleşeceğini kesin olarak bilemediğimiz sürece, kendimizi korumanın en iyi yolu, depreme karşı dayanıklı binalar inşa etmek.

Hiç yorum yok: