dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi

AÖF EDEBİYAT 3.SINIF 11 VE 13.YY TÜRK DİLİ 1.VE 2. ÜNİTE ÖZETLERİ


11-13. YÜZYILLAR TÜRK DİLİ



Ünite -1-



KARAHANLI TÜRKÇESİ İLE YAZILMIŞ ESERLER

Karahanlı Türkçesi: Eski Türk yazı dilinden gelişmiş İslami orta asya Türk yazı dilinin ilki Karahanlı Türkçesi’dir. 11. ve 13. yy’lar arası gelişen bu yazı dilinin merkezi Doğu Türkistan’da KAŞGAR’dır. Orhun ve Uygur Türkçesi’nin devamı olan bu dönem Türkçesine Hakaniye Türkçesi de denir.

Türk dilinin gelişimi şu yönde olmuştur;

Köktürkçe- Uygurca- Karahanlı Türkçesi

 11-13. yy Karahanlı Türkçesi(Hakaniye Türkçesi)(Orhon ve Uygur Türkçesinin devamı)

 13-14.yy Harezm-Altınordu Türkçesi (İslami dönem doğu Türk Edebiyatının başlangıç döneminin devamı)

 14-16.yy Çağatay Türkçesi

 10.yy’ın başlarına doğru çevredeki Türk boylarını idaresi altına alarak müstakil bir Türk devleti kuran Karahanlı Türkleri Satuk Buğra Han’ın 950 de islamiyeti kabulüyle ilk Türk-İslam devletini kurmuş oldular.

 Karahanlıların hangi Türk boyundan çıktığı konusu tarihçiler arasında tartışma konusu olmuştur.Bununla ilgili ileri sürülen teoriler ;

1.Uygur Teorisi

2.Türkmen Teorisi

3.Yağma Teorisi

4.Karluk-Yağma Teorisi

5.Çigil Teorisi

6.T’u-chüe Teorisi

7.Karluk Teorisi(En doğrusu kabul edilen)Bu teoriye göre Karahanlılar sülalesi T’u-chüe A-shi-na hanedanının bir kolu olan KARLUK hanedanına dayanmaktadır.



 Karahanlı devletinin kurucusu Bilge Kül Kadir Han ’dır.

Karahanlı devletinin bütünü Satuk ‘un oğlu BAYTAŞ tarafından 960 yılında islamlaşmıştır.

Karahanlı Devletinin önemli kültür merkezleri; Semarkand,Buhara,Otrar ve Taşkent’tir.

1056 yılında Kaşgar’da Süleyman Arslan Han’dan sonra hükümdarlığa Tavgaç Ulug Buğra Han geçmiştir.Buğra Han adaletli ve dürüst yönetiminin yanı sıra bilim ve sanat adamlarını korumasıyla da ün salmıştır.Kutadgu Bilig ve D.L.T. onun zamanında yazılmıştır.

 Eski Türkçe,Orhon Yazıtlarının dili olan Orhon Türkçesi ile başlar ve Eski Uygur Türkçesi ile devam eder.6.ve 10. yy.ları kapsayan bu dönemden sonra gelen Karahanlı Türkçesi (=Hakaniye Türkçesi) kronolojik olarak 11.yy. ile başlar.Karakanlu Türkçesi ile başlayan dönem ilk yapılan çalışmalarda Orta Türkçenin başlangıcı kabul edilmiştir.

K.Gronbech ,A.von Gabain,Louis Ligeti ve Ahmet Caferoğlu yapmış oldukları çalışmalarda Karahanlı Türkçesini Eski Türkçenin içine almamışlar Eski Türkçe için daha çok Orhon ve Uygur Türkçesiyle yazılan eserleri dahil etmişlerdir.Karahanlı Türkçesi ile yazılmış eserler Orta Türkçenin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

Bu konuda son yapılan çalışmalar farklılık göstermektedir. Marcel Erdal,Andras Rona Tas ve Lars Johanson gibi bilim adamları da Orta Türkçenin başlangıcı olarak 1200’lü yılları (13.yy) kabul ederler ve Karahanlı Türkçesini de Eski Türkçe içinde değerlendirirler.

Orta Türkçe Deyimini Karahanlı Türkçesi için ilk defa Carl Brockelmann ,1928’de yayımladığı Divanı Ligatit Türk’ün söz varlığını incelediği çalışmasında kullanmıştır.

Gronbech, Ligeti ve Brockelmann‘ın da Orta Türkçe terimini kullandıklarını görüyoruz.

 _______________



Kutadgu Bilig

Balasagunlu Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır.Yusuf Has Hacip’in öğretilerini okuyup benimsediği filozoflar Farabi ve İbn-i Sina’dır.

Y.H.H. ,K.B. ‘i Karahanlı sülalesinden Buğra Karahan Ebu Ali Hasan bin Süleyman Arslan Karahan adına,hicri 462(1069-70)yılında ,18 ay içinde yazmıştır.

K.B.in sözlük anlamı ‘Mutlu Olma Sanatı’ dır.

Y.H.H. eserini mey.getirirken Firdevsi’nin ‘’ Şeh-name’’sinden etkilenmiştir.

K.B. İslami Türk edebiyatının ilk en büyük ürünüdür.



Y.H.H.’in eserinde dört soyut kavramı kişileştirmiş ve bu kişilere de temsil ettikleri kavrama göre şu adları vermiştir;

*Ana karakterler:

-Kün Togdı  ;( hükümdar )“Gündoğdu” ; adaleti;

-Ay Toldı     ; (vezir)‘Ay doğdu’;baht,talih, mutluluğu;

-Ödgülmüş  ;(vezirin oğlu)’Övülmüş’ aklı ve anlayışı;

-Odgurmuş  ;(Vezirin kardeşi)’’Uyanık’’;dünya işlerinin sonunu, yani akibeti temsil eder.



 Eserde bu 4  ana karakter dışında 3 kişi daha vardır.

*Yardımcı Karakterler:

-Küsemiş; Ay toldı başkente geldiğinde ona yuardım eden kişi.

-Ersig; Hükümdarın mabeyncisi.

-Kumaru; Odgurmış’ın müridi.





Kutadgu Bilig eserinin başında mensur ve manzum mukaddimeler ile babların fihristi bulunmaktadır.Bunların devamında yer alan Tanrı övgüsü ve Tanrıya yakarış  İslami-Türk edebiyatının bize kadar gelen ilk tevhit ve münacaat örneğidir.33 beyitten oluşan bu manzume mesnevi şeklinde yazılmıştır.

Kutadgu Bilig 900 yıllık bir geçmişi olan İslami Türk edebiyatının ilk en büyük ürünüdür.

Aruzun Mütekarib (fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl ) vezniyle yazılan didaktik bir eserdir.6645 beyitten oluşmaktadır.Eserin bütünü her beyitin kendi arasında kafiyeli olan mesnevi tarzında yazılmıştır.Yanlızca eserin sonundaki 3 bölüm gazel tarzında kafiyelenmiştir.



-Kutadgu Bilig: 3 nüshası vardır.

1) Viyana(Herat) Nüshası:Bulunan ilk nüsha .Avusturyalı doğu bilgini Joseph von Hammer-Purgstall ,18.yy.’ın sonlarına doğru bir sahaftan satın alarak Viyana Sarayı Kitaplığına vermişir.Uygur harfleriyle kopyalanmış



2) Mısır Nüshası:Arap harflidir.İzzeddin Aydemir adına kopyalandığı düşünülmektedir.Kahire’de Mısır Devlet Kütüphanesi’ndedir. Kahire’deki Hidiv Kütüp. müdürü Dr.Moritz tarafından bulunmuştur.

3) Fergana Nüshası: Arap harflidir.1914’de Fergana’da Zeki Velidi Togan tarafından bulunmuştur ve bir yazıyla bilim düntasına tanıtılmıştır.



Eser üzerindeki en önemli çalışma Reşit Rahmeti Arat’a aittr. (1947) Önemli bir yayın da Semih Tezcan’a aittir. Ayrıca eser üzerinde Agop Dilaçar ve Robert Dankoff da çalışmışlardır

------------------

Divanu Lügati’t Türk

Karahanlı döneminden bize kalan ikinci önemli eser ise, Türkçe’nin bilinen ilk sözlüğü olan ve Kaşgarlı Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed tarafından yazılan Divanı Lügati’t Türk’tür.Eldeki bilgilere göre eserini 1072’de yazmaya başlamış 1077’de bitirmiştir.

Kaşgarlı Mahmud’un bu eserinden başka bir de Cevahirün –nahv fi-Lügati’t Türk(Türk dilinin gramer cevherleri) adlı bir de gramer kitabının old. bilinmektedir fakat bu eser bu güne kadar bulunamamıştır.



Ansiklopedik bir sözlük olan Divanı  Lügati’t Türk ,hem  Araplara Türkçeyi öğretmek hem de söz varlığı ,anlatım özlellikleri,kültürel zenginlik açısından Türkçenin Arapçadan hiç de geri kalmayan bir dil olduğunu

göstermek amacıyla mey.getirilmiştir.Dönemin kültürel özellikleri dili ağzı hakkında da bilgi verir.



 Eserde yer alan dörtlükler hece ölçüsü ile beyitler ise aruzla yazılmıştır. Kaşgarlı Mahmud eserinde Türk dilini lehçelere göre dil bilgisi kurallarını başarıyla ilk kez belirlemiştir. Eserde 764 dize, 289 atasözü vardır.



Tek nüshası vardır, bu nüsha Diyarbakırlı Ali Emiri tarafından 1917 de bir sahaftan satın alınmıştır. Divanı Lügat it Türk üzerinde ilk çalışma Kilisli Muallim Rıfat’a aittir. Eser Besim Atalay tarafından da Türkçeye çevrilmiştir. Divandaki söz varlığı ise ilk defa Carl Brockelmann tarafından incelenmiştir.

Ayrıca James Kelley ve Robert Dankoff da eser üzerinde çalışmışlardır.



Özbek bilgini Salih Mutallibov ’’Türkiy Sözler Devanı’’ adıyla eserin Özbekçeye çevirisini yayınlamıştır.

Divanı  Lügati’t Türk’te yer alan manzum parçalar Talat Tekin tarafından incelenmiştir.

Divanı  Lügati’t Türk’ün dilbilgisi üzerine, ilk gramer yayını  Mehmet Vefa Nalbant(Divanı  Lügati’t Türk Grameri-1-) ’a aittir.

 ------------------



Atabet’ül Hakayık(Hakikatlerin Eşiği)

Manzum bir öğüt kitabıdır.12. yy’da yazıldıgı tahmin edilmektedir. Türk ve Acem meliki Muhammed Bin Dad Sipehsalar Bey’e sunulmuştur.Eser Yüknekli Edip Ahmet’e aittir.13 bölümden oluşan eser 40 beyit, 101 dörtlüktür. Beyitler aruzun fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ul vezniyle yazılmıştır.





Bilinen dört nüshası vardır.

1. Semerkand Nüshası: Hattat Zeynel Abidin tarafından düzenlenen bu nüsha Uygur harfleriyle yazılıdır. En iyi ve en eski tarihli nüshadır





2. Ayasofya Nüshası: Abdurrezak Bahşı tarafından düzenlenen bir nüshadır.Metin üst satırları siyah mürekkeple Uygur harfleri,alt satırları kırmızı mürekkeple Arap harfleriyle yazılmıştır.

3. Topkapı Müzesi Nüshası: Arap harflidir.

4. Uzunköprü’de Seyid Ali’nin kitapları arasında bulunan ve Arap harfli olan bir nüshadır. Baştan, ortadan ve sondan eksiktir.

Bu eser üzerinde ayrıntılı tek çalışma Reşit Rahmeti Arat’a aittir.1951’de yayımlanmıştır.



________________





KARAHANLI TÜRKÇESİYLE YAZILMIŞ KURAN TERCÜMLERİ



İlk Kuran tercümeleri satır altı tercüme niteliğindedir. Karahanlılara ait old.tahmin edilen çeviriler şunlardır:

1. Türk İslâm Eserleri Müzesi (TİEM) No. 73’te kayıtlı olan nüsha: Bu nüsha Muhammed bin el-Hâc Devletşah eş-Şîrazî tarafından 734/1333-34 yılında kopyalanmıştır. Türkçe bölümler kırmızı mürekkeple ve nesih yazı stiliyle yazılmıştır. Sözvarlığı açısından başka metinlerde bulunmayan yeni sözcüklere rastlanmaktadır. 902 (451 varak) sayfadan oluşan bu tercümenin Kur’ân tercümeleri içinde en eskisi olduğu kabul edilmektedir.



2. Anonim Tefsir: Bu eser Orta Asya Tefsiri, Anonim Tefsir ve Müellifi Meçhul Kur’ân Tefsiri adlarıyla da bilinmektedir. Bu tefsir Peterburg’daki Asya Halkları Enstitüsü Kitaplığındadır. Bu tercümenin diğerlerinden farkı satır-arası tercümenin yanı sıra surelerle ilgili tefsir ve hikâyelere de yer vermesidir. Satır-arası çeviri Karahanlı Türkçesiyle, tefsir ve hikâyeler ise, Kıpçak, Oğuz ve Çağatay unsurlarının kullanıldığı Harezm Türkçesiyle yazılmıştır. Eser, 1914 yılında Zeki Velidi Togan tarafından Fergana’da bulunmuştur.



3. Manchester-John Rylands Nüshası: Manchester, Rylands Kitaplığı Arapça Yazmalar Bölümü 25-38’de kayıtlı olan nüshanın telif ve istinsah tarihi belli değildir. Rylands nüshası, Türkçe ve Farsça çeviriyi içermektedir.



4. Taşkent, Özbek Bilimler Akademisi, No. 2854’te kayıtlı olan bu nüsha da satır-arası Türkçe ve Farsça çeviri yer alır, yorumlar içermez. Bu yazma üzerine çalışan Semenov’a göre Türkçe çeviri Karahanlı Türkçesi dil özelliklerini yansıtır.





KARAHANLI TÜRKÇESİYLE YAZILMIŞ ESERLER ÜZERİNE YAPILAN BELLİ BAŞLI ÇALIŞMALAR



Kutadgu Bilig Üzerine Yapılan Çalışmalar

Viyana (Herat) nüshasını, 1796 sıralarında diplomat olarak İstanbul’da bulunan Avusturyalı doğu bilgini Joseph von Hammer-Purgstall bir sahaftan satın alarak Viyana’ya götürüp Viyana Sarayı Kitaplığına vermiştir. Hammer kitabın kimi sayfalarını Paris’te bulunan Amédée Jaubert’e göndermiş, Jaubert de 1825’te yazdığı bir makaleyle Kutadgu Bilig’i bilim dünyasına tanıtmıştır.Bu yayın Kutadgu Bilig üzerine yapılan ilk yayındır, ama bu yazı fazla ilgi uyandırmamıştır.



Eser üzerindeki ikinci çalışma Hermann Vámbéry’ye attir. Bu yazmanın 915 beyitini matbaada döktürdüğü Uygur harfleriyle ve Almanca çeviriyle yayımlamıştır.Aynı yazma üzerine daha sonra Wilhelm Radloff’un çalışmaları başladı. Radloff ilk çalışmasında bu nüshanın tıpkıbasımını yayımlar. İkinci çalışmasında ise eserin çeviriyazısı yer alır.



Eserin bulunan ikinci nüshası Mısır nüshasıdır. 1896’da Kahire’deki Hidiv Kütüphanesi müdürü Alman Dr. Moritz tarafından bulunmuştur. Radloff’un 1891’den sonraki çalışmasında Kahire’de bulunan Mısır nüshası da yer alacaktır. Kutadgu Bilig üzerine çalışmaları devam eden Radloff, çalışmasının ikinci kısmına bu nüshayı da katıp karşılaştırmalı metni Rus çeviriyazı harfleri ve Almanca çeviriyle yayımlar



Kutadgu Bilig’in üçüncü nüshası olan Fergana nüshası ise, 1914 yılında Fergana’da Zeki Velidi Togan tarafından bulunmuş ve bir yazıyla bilim dünyasına tanıtılmıştır. Arap yazısıyla yazılmış olan bu nüsha, 6095 beyittir. Birinci Dünya Savaşı ve Bolşevik isyanları sırasında kaybolan bu nüsha, 1925 yılında Özbek bilgini Fıtrat tarafından tekrar bulunmuş ve bir yazıyla tanıtılmıştır: “Kutadgu Bilig”, Maârif ve Okutguçı II (1925) Taşkent.



 Bu yayınların arkasından Türk Dil Kurumu üç nüshanın tıpkıbasımını yayımlamıştır



Reşit Rahmeti Arat, 1947 yılında Kutadgu Bilig’in üç nüshasını (A, B, C) karşılaştırarak eserin metnini yayımlar. Arat’ın bu çalışmalarını çeviri ve indeks yayınları izlemiştir ancak indeksi tamamlayıp yayımlayamadan aramızdan ayrıldığı için indeks Kemal Eraslan, Osman F. Sertkaya ve Nuri Yüce tarafından yayımlanmıştır.



 Dizin üzerine önemli bir yayın Semih Tezcan tarafından yapılmıştır: “Kutadgu Bilig Dizini Üzerine”



Reşit Rahmeti Arat’ın Kutadgu Bilig’in tercümesini yayımladığı 1959 yılında Mecdut Mansuroğlu tarafından “Das Karakhanidische” adlı Karahanlı Türkçesi üzerine yazılmış ilk küçük Karahanlı Türkçesi grameri Philologiae Turcicae Fundamenta’da yayımlanmıştır.



Kutadgu Bilig üzerine Agop Dilaçar tarafından 900. yıldönümü dolayısıyla hazırlanmış olan kitapta eser her yönüyle incelenmiştir: “900. Yıldönümü Dolayisiyle KUTADGU BİLİG İNCELEMESİ, 1972.



Karahanlıların devlet anlayışlarını ve devlet örgütlenmesini ayrıntılı bir biçimde inceleyen Reşat Genç’in Karahanlı Devlet Teşkilatı adlı çalışması 1981’de yayımlanmıştır.



Robert Dankoff tarafından Kutadgu Bilig’in İngilizce çevirisi yapılmıştır:

Kutadgu Bilig’in sadece dilbilgisi açısından incelenmesine dayanan ilk çalışma Ahmet Bican Ercilasun tarafından yapılmıştır. Sadece filler konusunun incelendiği bu çalışma 1984 yılında yayımlanmıştır.



Kutadgu Bilig diğer Türk dillerine de çevrilerek yayımlanmıştır. Türk dillerine yapılan çeviriler hakkında ayrıntılı bilgi veren bir çalışma ise Mehmet Ölmez tarafından yapılmıştır: “Çağdaş Türk Dillerinde Kutadgu Bilig Çevirileri”,





Anlatım özelliği açısından Orhon yazıtlarından beri görülen ikilemeler Kutadgu Bilig’de de yer alır, eser bu açıdan Zühal Ölmez tarafından incelenmiştir. Zühal Ölmez, “Kutadgu Bilig’de İkilemeler (1)”,



 Yine anlatım özelliği olarak bir çok eserde kullanılan deyimler Kutadgu Bilig’de de yer alır. Bu inceleme de Zafer Önler tarafından yapılmıştır: Zafer Önler, “Kutadgu Bilig’de Yer Alan Deyimler”.



Karahanlı Türkçesi’nin ilk ayrıntılı grameri Necmettin Hacıeminoğlu tarafından hazırlanmıştır. Bu çalışmada Karahanlı Türkçesiyle yazılmış eserlerin dilbilgisi incelenmiştir. İlk baskısı 1996 yılında yayımlanan bu çalışmanın ikinci ve üçüncü baskıları 2003 ve 2008 yıllarında yapılmıştır: Necmettin Hacıeminoğlu, Karahanlı Türkçesi Grameri,



Kutadgu Bilig’deki yapım ekleri İbrahim Taş tarafından 2005 yılında doktora tezi olarak hazırlanmış ve daha sonra yayımlanmıştır: İbrahim Taş, Kutadgu Bilig’de Söz Yapımı..





Kuran Tercümeleri Üzerine Yapılan Çalışmalar

TİEM 73’te kayıtlı nüshanın ilk yarısı Abdullah Kök tarafından doktora tezi olarak yapılmıştır: Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur‘an Tercümesi



 İkinci yarısı ise, Suat Ünlü tarafından doktora tezi olarak çalışılmıştır: Karahanlı Türkçesi Satır-Arası Kur’an Tercümesi



Anonim Tefsir’in sözvarlığı A. K. Borovkov tarafından hazırlanmıştır.Borovkov’un bu çalışması Halil İbrahim Usta ve Ebülfez Amanoğlu tarafından Tükçeye çevrilmiştir: Orta Asya‘da Bulunmuş Kur‘an Tefsirinin Söz Varlığı (XII.-XIII. Yüzyıllar).



John Rylands Kitaplığındaki nüshanın sözlüğü Eckmann tarafından hazırlanmış, ölümünden sonra 1979’da L. Ligeti’nin önsözüyle yayımlanmıştır. Bu nüsha üzerine diğer bir çalışma da Aysu Ata tarafından yapılmıştır: Türkçe İlk Kur’an Tercümesi (Rylands Nüshası) KARAHANLI TÜRKÇESİ (Giriş-Metin-Notlar-Dizin), 2004.



Taşkent’teki tercüme üzerine ise şu çalışma yapılmıştır: A. A. Semenov, “Sobraniye vostoçnıh rukopisey, Taşkent 1957. ___________________





ÜNİTE-2-

KARAHANLI TÜRKÇESİ GRAMERİ 1;

SES BİLGİSİ VE SÖZCÜK YAPIMI



SESBİLGİSİ

Ünlüler

Karahanlı Türkçesinde kapalı /ė/ sesiyle birlikte dokuz ünlü vardır: a, ı, o, u, e, ė, i, ö, ü.

Mecdut Mansuroğlu, Karahanlı Türkçesindeki kapalı /ė/’nin yazımında i ~ e arasında sık sık kaymaların olduğunu ve Kutadgu Bilig’in yazmalarından birinde /ė/ sesinin çoğunlukla fethalı ye ile yazıldığını belirterek kapalı /ė/ sesinin varlığına dikkat çeker.

İlk yazılı metinlerden itibaren yazımının /ė/ ile olduğunu takip ettiğimiz sözcüklerin, Karahanlı Türkçesinde de kapalı /ė/ ile olduğunu söyleyebiliriz: bėş, yėl, ėl, bėr-, ėki, tė-, yėr.





Ünlü Uyumu

Önlük-Artlık Uyumu



Karahanlı Türkçesi metinlerinde bu uyumu bozacak örnekler bulunmamaktadır. Önlük-artlık uyumu daima korunmuştur.





Düzlük-Yuvarlaklık Uyumu

Bugün Türkçede yaygın biçimde varlığını gördüğümüz düzlük-yuvarlaklık uyumu, Karahanlı Türkçesinde hem kimi sözcüklerde hem de kimi eklerde uyumsuzluk göstermektedir.. Düz ünlüler-den sonra düz, yuvarlak ünlülerden sonra düz-geniş ya da dar-yuvarlak ünlülerin birbirini takip etmesi kuralına dayanan bu uyuma uymayan sözcükler ve ekler bulunmaktadır.



 Uyuma Girmeyen Sözcükler: Karahanlı Türkçesiyle yazılmış metinlerde uyuma girmeyen düz ya da yuvarlak biçimleri kalıplaşmış olan sözcük örnekleri şunlardır: adruk ‘farklı, fark’ , altun  , anuk ‘hazır’, aġu ‘zehir’ ,artuk ‘fazla, çok’ ,artut ‘hediye’, belgü ‘nişan, alamet, iz’ ,azuk ‘azık, yiyecek’ ,edgü ‘iyi’  bulıt ≍ bulut (bir yerde),.



Uyuma Girmeyen Ekler: Düzlük-yuvarlaklık Uyumu bakımından eklendikleri sözcüklerin ünlüsü ile uyuma girmeyip yuvarlak ünlülü olan ekler:



1. +AĠU topluluk sayı adı yapan ekler: biregü ,ikegü , üçegü, törtegü, vd,



2. -ĠU gelecek zaman/gereklilik eki: açġu, barġu ,barġum kaçġu ,kelgü , alġumız, vd.



 -GU sıfat-fiil eki: tirilgü (kişi), kėlgü (yol) , vd.



3. -Ur fiilden fiil yapma eki: açur- ‘acıktırmak, aç bırakmak’ , bışur- ‘pişir-mek’ içür-, taşur- ‘taşırmak’, tegür..



4. -sU, -sUn, -sUnI 3. tekil kişi emir kipi: alsu , barsun , bilsü , bilsün , bolmasun , çıksun, kalsunı , kevilsün ‘gevşesin’, kılsu , kutadsunı , vd.



5. -U ulaç eki: al-u bėr- , bakın-u tur- , ıŋraşu ‘inleşerek’ , meŋzet-ü , sınayu , taşlatu ‘dışarıya yollayarak’ , vd



6. -GUçI eki: alġuçı , bėrgüçi,kėlgüçi, sözlegüçi ,tėggüçi, küçegüçi ‘cabbar, zorlayıcı’ vd.



7. -ĠUz- eylemden eylem yapan ek: tirgüz- vd.



8. -ĠUr- eylemden eylem yapan ek: arġur- ‘yormak, zayıflatmak’ , tirgür- , sızġur- ‘sızdırmak, zayıflatmak’ ,turġur- ‘yapmak, inşa etmek’ vd.



9. -DUk sıfat-fiil eki: bardukuŋ , bildügini ,karıştukta, kıldukuŋ vd.



10. -DUr- eylemden eylem yapan ek: bildür-, biltür- indür,kıldur- ,kıltur-, kėltür- sevdür- vd.



11. -DÜz- eylemden eylem yapan ek: bildüz- ‘bildirmek, öğretmek (Oğuzca)’, vd.





Dudak uyumu bakımından eklendikleri sözcüklerin ünlüsü ile uyuma girmeyip düz ünlülü olan ekler:



1. -mIş belirsiz geçmiş zaman: bolmış , boġulmış , kör-miş , körünmiş , ökünmiş, ukul-mış , yarutmış , vd.

-mIş sıfat-fiil eki: urulmış (mesel) , ökünmiş (kişi) , vd.



2. +nI belirtme durumu eki: boynını , köŋülni, kuşnı , kümüşni , ölümni , söz-ni. vd.



3. +DIn ayrılma durumu eki: busuġdın ‘pusudan’, köŋüldin ,kündin , sütdin , yazuktın , yoldın , ölümdin , vd.



4. +DI belirli geçmiş zaman 3. tekil kişi: boldı ,boġuldı, içtürdi , öldi ,öldürdi , soktı ,tegürdi vd.



5. +(s)I 3. tekil kişi iyelik eki: aşnusı ‘öncesi’ , boynı , köŋüli , közi , ordusı ‘sarayı, şehri’ ornı vd.



6. -gıl/-gil 2. tekil kişi emir eki: arturġıl ,bolġıl ,kötürgil, sürgil turġıl , ukġıl , vd.



7. -ġlı sıfat-fiil eki: boluġlı, korkuġlı ,turuġlı , yörügli , tüşügli .



8. -ġInçA ulaç eki: bolġınça , çıkmaġunça , tutġınça





Ünlü Değişmeleri

Yuvarlaklaşma

Çift dudak ünsüzlerinin (b, p, m, v) etkisiyle meydana gelen ünlü yuvarlaklaşmaları, Karahanlı Türkçesinde de yaygın olmamakla beraber kimi örneklerde görülmektedir, ancak bu sözcükler hem düz hem de yuvarlak ünlüyle yazılmışlardır:

avuçġa ‘ihtiyar’  ~ avıçġa

evrül- ~ evril- ‘dönmek, devretmek’

sevül- ‘sevilmek’ ~ sevil-

yapul- ‘örtünmek, kapanmak, gizlenmek’ ~ yapıl-

mün- ‘binmek’  ~ min-





Benzeşme

Yuvarlak ünlülerin ilerleyici ve gerileyici benzeşme yoluyla birbirlerini etkilediği ve yuvarlaklaşmanın gerçekleştiği örneklerin sayısı da azdır. Bu yolla gerçekleşmiş tutarlı ve düzenli değişimlerden söz etmek mümkün değildir. Metinlerden tesbit edilmiş örnekler şunlardır: bulıt ~ bulut

körkit- ‘göstermek’ ~ körküt-

ögdi ‘övgü’~ ögdü

soġık ~ soġuk –

unıt ~ unut- vb.



Büzüşme

Ulaç eki almış asıl eylemin üzerine iktidarlık çatısını kuran u- yardımcı eyleminin gelmesiyle iki eylem birleşerek olumluda -u-, olumsuzda ise, -uma-/-üme- biçimini oluşturur:

kaçumaz ‘kaçamaz’ < kaç-u u-maz

yiyümedi ‘yiyemedi’ < yiy-ü u-madı

kirümez ‘giremez’ < kir-ü u-maz

ayuġay ‘söyleyebileceğim’ < ay-u u-ġay

tapnuġay men ‘hizmet edebileceğim’ < tapın-u u-ġay



Bu büzüşme olayını ayrıca ikegü sözcüğünde görürüz: ikegü < iki+egü ‘ikisi beraber, ikisi bir arada’





Ünsüz Değişmeleri

 -b-, -b > -v-, -v değişimi



Orh.T ebir- ‘çevirmek, dolanmak’ > Uyg. evir- > KT evür-

Orh.T sebin- > Uyg. sevin- > KT sevin-

Orh.T abla- > Uyg. avla- > KT avla-

Orh.T eb > Uyg. ev > KT ev

Orh.T sab > Uyg. sav > KT sav

Orh.T sub > Uyg. suv > KT suv



ç- ~ ş- değişimi

çöpik ~ şöpik ‘meyve yenildikten sonra atılan şey, çör çöp’

çaġıla- ~ şaġıla- ‘çağlamak’



Bu örneklerin dışında DLT’de ünsüzlerden sonraki hece başındaki durumlarda /ş/’nin yerini bazen /ç/ alır (ş > ç), kimi örneklerde sözcüklerin /ş/’li biçimleri de mevcuttur.

Uyg. yapşur- > yapçur- ‘yapıştırmak’ ~ yapşur-

OrhT. kikşür- > kikçür- ‘iki kişiyi birbirine kışkırtmak’

Uyg. tapşur- > tapçur- ‘ulaştırmak, teslim etmek’





-z ~ -s değişimi

Daha çok geniş zamanın olumsuzunda görülen bu değişimin, nadiren kimi sözcüklerde de (ikili biçimlerle) gerçekleştiği görülür:

kögüz ~ kögüs : kögsi,

KB yalŋuz ~ yalŋus



 Olumsuz Geniş Zaman çekiminde (bu çekimin –maz ile yapıldığı örnekler de vardır) yaygın olarak görülen bu değişimin örnekleri şunlardır:

bilmes sizler , bolmas , bol-mas men , kelmes , kılmas sizler , konmas, körmes , ötnümes men , tegmes , tegilmes , yatmas , vd.



-d- / -d ~ -d- / -d değişimi

Karahanlı Türkçesi’nde /d/ sesi, dal (d) ya da zel (d) ile yazılır. Hatta /d/’den /y/’ye geçişin de kimi örnekleri görülür. DLT’de /d/ ile /d/ arasında bir tereddüt vardır. Yazımda hem /d/ hem de /d/ vardır. /d/ ile olan sözcüklerin çoğu /d/ ile de yer alır:



Örnekler: /d/ ~ /d/ değişimi

bod ‘boy, kamet’ ~ bod

bodun ‘halk, kavim, ulus’ ~ bodun

kuduġ ‘kuyu’ ~ kuduġ

kudruk ‘kuyruk’ ~ kudruk

ked ‘pek, iyice, çok’ ~ ked



  /d/ > /d/ değişimi

Aşağıdaki sözcükler metinlerde /d/ ile yer almaktadır:

adak ‘ayak’

adır- ‘ayırmak’

adġır ‘aygır’

ıd- ‘salmak, göndermek’

kedim ‘giyim, elbise’

ked- ‘giymek’

kod- ‘koymak, bırakmak’



 /d/ ~ /y/ değişimi

kadın ‘kayın, dünür, hısım’ ~ kayın

kadıŋ ‘kayın ağacı’ ~ kayıŋ

kedim ‘giyim, elbise’ ~ keyim

kod- ‘koymak, bırakmak’ ~ koy-

yad- ‘yaymak, dağıtmak, bol bol vermek’ ~ yay-







/k/ ~ /h/ değişimi

Düzenli olarak her sözcükte görülmeyen /k/ ~ /h/ nöbetleşmesinin metinlerdeki örnekleri değerlendirildiğinde aslında /k/’lı biçimlerin az, /h/’lı biçimlerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu sesi taşıyan sözcüklerden olan okşa- sözcüğü, Kutadgu Bilig’in nüshalarında ohşa-biçimindedir. Bu sözcük, KTer. Rylands nüshasında da her yerde ohşa- biçimindedir.



 Tek yerde geçen aksak (KB 3238)sözcüğü de yazmalarda ahsak biçimindedir. KB’de sadece yakşı sözcüğünde /h/ ile nöbetleşme görülür:

Yakşı sözcüğü her iki Kuran Tercümesinde de hep yahşı biçimiyle yer almaktadır.

Divan’daki kayu ‘hangi, hani’~ hayu



kayda ‘nerede’~ handa  nöbetleşmeleri lehçe farklılığını göstermektedir.

Bu durumda Karahanlı Türkçesi için söz içinde bir k>h değişimi ya da nöbetleşmesinden söz etmek mümkün olmamaktadır. Nöbetleşme ise, sadece yukarıda belirtilen sözcüklerle sınırlıdır.





/ŋ/ ~ /m/ değişimi

ahsuŋ ‘sarhoşken kavga eden ~ ahsum

iŋir ‘alaca karanlık’ ~ imir





/ŋ/ ~ /n/ değişimi

erŋek ‘parmak’ ~ ernek

sıŋuk ‘kırık, kırılmış’ ~ sınuk

meŋgü ~ mengü





b- > m- değişimi

İçinde /n/ ve /ŋ/ seslerini bulunduran sözcüklerin başındaki /b/ sesi, gerileyici benzeşmeyle /m/’ye değişir:

OrhT. beŋgü ‘ebedi, sonsuz’ > meŋgü

OrhT. buŋ ‘ihtiyaç, yokluk, dert, sıkıntı’ > muŋ

Uyg. buyan ‘sevap’ > muyan

OrhT. beŋiz ‘beniz’ > meŋiz



Yer Değiştirme (Metatez)

Az sayıda sözcükte görülen bu ses olayının örnekleri şunlardır:

buġday ‘buğday’ ~ budġay

çamġur ‘şalgam’ ~ çaġmur

ögren- ‘öğrenmek’ ~ örgen-

yaġmur ‘yağmur’~ yamġur

konşı ‘komşu’ ~ koşnı



Ünsüz Düşmesi

r > Ø

berk ‘sıkı, sağlam’ ~ bek

birle ‘ile’ ~ bile

kurtul- ‘kurtulmak’ ~ kutul-



 Biçimbilgisi

Yapım Ekleri:

Karahanlı Türkçesinde çok sayıda türetim eki bulunmaktadır.







SÖZCÜK YAPIMI



Addan Ad Türeten Ekler

+aġu/+egü: Daha çok vücut adlarına eklenerek eklendiği adla ilgili karakteristik özellik ifade eden adlar yapar:

içegü “kaburga kemiklerinin iç tarafındaki kısım”< iç

karnaġu “koca karınlı adam” < karın

boynaġu “zorba, cebredici, isyankâr”< boyun



 +(a)ġu(n)/+(e)gü(n):

Topluluk sayı adları yapar:

kadnaġun “kayınbabalar”< kadın

adınaġu “başkaları”< adın

biregü “biri, birisi”< bir

üçegü “üçü” < üç

törtegü “dördü”< tört



+ç, +aç/+eç:

Küçültme ve sevgi bildiren adlar yapar:

anaç “anne gibi davranan küçük kız”< ana

ataç “olgun kişi gibi davranan çocuk”< ata

begeç “beyceğiz” < beg

ekeç “abla gibi davranan küçük kız”



+ça/+çe:

Küçültme ve kuvvetlendirme bildiren adlar yapan bu ek eşitlik durumu ekinin kalıplaşmasıyla yapım eki işlevini kazanmıştır: barça “hepsi” < bar

neçe “kaç, ne kadar”< ne



 +çı/+çi:

Meslek adları yapan bu ekle türemiş sözcükler çok olduğu için bir kısmına yer verdik.

aġıçı “ipek kumaşları muhafaza eden kişi, hazinedar”  < aġı

ajunçı “hükümdar, idareci” < ajun

alçı “hilekar, aldatıc” < al

başçı “öncü, önder”< baş

bedizçi “nakkaş, ressam” < bediz

etükçi “çizmeci”  < etük

temürçi “demirci”< temür

yolçı “yol gösterici”< yol





+çIl:

Sıfat türünde sözcükler türetir:

yaġmurçıl “yağmuru çok olan yer”< yaġmur

igçil “hastalıklı, hasta”< ig



+daş/+deş:

Ortaklık ve eşitlik ifade eden adlar yapar:

kadaş “kardeş”< ka “akraba, kardeş”

karındaş “kardeş”

kandaş “babaları bir olan kardeşler” < kan

koldaş “hizmetkâr”< kol

yerdeş “hemşehri (Oğuzca)”< yer



 +DAm:

Az sayıda sözcük türeten bu ek, belirteç ya da soyut ad türünde sözcükler türetir:

birtem “bütünüyle, tamamen; uzun süre” < bir

erdem “erdem, fazilet” < er “adam”

oktam “ok atımı, okluk” < ok



+dak:

Fazla örneği olmayan bu ekle türetilmiş sözcükler eşya adı ya da sıfat türündedirler:

baġırdak “korse” < baġır

 kovdak “cılız”< kovı “içi boş, kof”



+e:

Aşağıdaki sözcük, yaklaşma-bulunma durumu eki olan +e’nin kalıplaşmasıy-la türemiştir:

keçe “gece” < keç “geç”



+er:

Günümüz Türkçesinde de aynı anlamda kullanılan bu ek, Eski Türkçeden beri üleştirme sayı adları yapar:

birer “birer”  < bir

 miŋer “biner” < bıŋ



+ġaç:

Küçültme adları yapar:

kuşġaç “serçe”  < kuş

 yıġaç “ağaç”< Orh. ıġaç “ağaç” < *ī “ağaç”



+gey:

Niteleme sıfatları türetir:

küçgey “zalim, zorba”< küç

özgey “sadık, vefalı” < öz





 +ġıl/+gil:

Bu ek, renk adları ve geometrik şekillerle ilgili adlar türetir:

başgıl (at) “başı beyaz, dört ayaklı hayvan” < baş

kırġıl “kırçıllı” < kır

 törtgil “dört köşeli” < tört

üçgil “üçgen”< üç





+k, +ak/+ek:

Küçültme ismi yapar:

başak “okun temreni” < baş

 butık “budak, dal” < but ‘but, bacak’

karak “göz bebeği” < kara

kısrak “kısrak” < kısır “doğum yapmamış at”

oġlak “oğlak” < oġul

ortak “ortak” < ortu ~ orta

saġrak “küçük kap, kâse, büyük kadeh”) < saġır “kap”

yolak “küçük yol” (< yol, vd.



+kıya/ +kiye, + kına:

Küçültme adları türetir:

kızkıya “kızcağız” (DLT III, 170) < kız

sözkiye “sözceğiz” < söz

közkiye “gözceğiz” < köz

azkına “azıcık, pek az” < az



+l:

Renk ve benzerlik ifade eden adlar türetir:

başıl “beyaz tepeli” < baş

kızıl “kızıl” < *kız “kırmızı”

yaşıl “yeşil” < *yāş “taze



+la/+le:

Belirteç türünde adlar türetir:

arala “arasında” < ara

 tünle “geceleyin” < tün

 birle “birlikte” < bir





+lAġ:

Genellikle yer adları türetir:

tarıġlaġ “ekilen yer, tarla” tarıġ

turuglaġ “durulacak yer” < turuġ

üdleg “zaman, felek” < üd



+lXg

Adlardan sıfat türeten bu ek, çok sayıda sözcük türetmiştir:

adaklıġ “ayaklı” < adak

asıġlıġ “faydalı” < asıġ “fayda”

bedizlig “süslü” < bediz

küçlüg “zorba, zalim”< küç

yazukluġ “günahlı”< yazuk “günah”



+lXk:

Yer ve eşya adları ile soyut adlar türetir:

aşlık “aşevi” < aş

edgülük “iyilik” < edgü

eliglik “eldiven” < elig

 baylık “zenginlik” < bay

koyuġluk “koyuluk” < koyuġ



+sıġ:

Benzerlik ifade eden sıfatlar türetir:

begsig “bey soylu, asil” < beg

kulsıġ “kula benzeyen kişi< kul

uluġsıġ “büyüklük taslayan” < uluġ



+sXz:

Olumsuz sıfatlar türetir:

arıġsız “kirli, pis, murdar” < arıġ

arkasız “yardımsız, desteksiz” < arka

emgeksiz “zahmetsiz” < emgek “zahmet”

köŋülsüz “gönülsüz, zorla”

kutsuz “şanssız” < kut “şans”

yolsuz “yolundan sapmış”< yol







 Addan Eylem Türeten Ekler

 +A-:

Geçişli ve geçişsiz eylemler türeten bu ekle türemiş sözcüklerden bazıları şunlardır:



Geçişli eylem türetenler:

aşa- “yemek yemek” < aş

tuza- “tuzlamak” < tuz

küçe- “zorlamak, zulmetmek”< küç



Geçişsiz eylem türetenler:

adna- “değişmek”< adın “başka, diğer”

orna- “yerleşmek” < orun “yer”

meñze- “benzemek” < meñiz “yüz”

tüne- “gecelemek” < tün “gece”, vd.



+(A)d-:

Geçişsiz eylemler türetir:

bilged- “akıllanmak” < bilig

 köped- “çoğalmak< köp

kutad- “mutlu olmak” < kut “mutlu” y

okad- “yok olmak” < yok



+(A)r-:

Geçişsiz eylemler türetir:

karar- “kararmak” < kara

sarġar- “sararmak” < sarıġ “sarı”

yaşar- “yeşermek” < yaş “taze” belgür- “belirmek” < belgü “işaret”





+DA-:

Geçişli eylemler türetir:

alda- “aldatmak” < al “hile” soñda- “kovalamak, çekiştirmek”< soñ “sonra” ünde- “çağırmak, seslenmek” ün “ses”





+ġar-:

Geçişli eylemler türetir:

andġar- “yemin ettirmek” < and “yemin”

çınġar- “gerçeği araştırmak” ‘tasdik etmek, doğrulamak’< çın “gerçek”

muŋkar- “bunaltmak, sıkıntıya sokmak”< *muŋġar- < muŋ“bun, sıkıntı, acı; ihtiyaç”

otġar- “hayvan otlatmak” < ot “ot”





+ġır-:

Geçişsiz eylemler türetir:

tazġır- “kelleşmek”< taz “kel”

tozġır- “tozlanmak”< toz





+I-:

Geçişsiz eylemler türetir:

tatı- “tat vermek” < tat

yıdı- “kokmak”< yıd “koku” öli- “nemlenmek”< öl “nem”





+(X)k-:

Geçişsiz eylemler türetir:

andık- “and içmek”< and birik- “birikmek, toplanmak, bir olmak”< bir

tüpük- “eksiksiz olmak, tamamlanmak”< tüp, vd.





+la-/+le-:

Geçişli ve geçişsiz eylemler türetir :

adutla- “avuçlamak”< adut “avuç”

başla- “başlamak, yönetmek”< baş

baġla- “bağlamak”< baġ

emle- “ilaçlamak”< em “ilâç”

süle- “asker sevketmek” < sü “asker”

talula- “seçmek”





+lAn-:

“bir şeye sahip olmak, ... gibi olmak” v.b. anlamlarında geçişsiz eylemler türetir:

azlan- “azımsamak”< az

azuklan- “yiyecek sahibi olmak”< azuk “yiyecek”

bulıtlan- “bulutlanmak” < bulıt

emgeklen- “zahmet çekmek”< emgek küçlen- “güçlenmek”< küç





+U-:

Geçişsiz eylemler türetir:

bayu- “zenginleşmek” < bay “zengin”

kalnu- “kalınlaşmak”< kalın

taru- “daralmak” < tar “dar”





Eylemden Eylem Türeten Ekler

 -ar-/-er-:

Ettirgen çatılı eylemler türetir:

çöker- “çökertmek, düşürmek”< çök-

kėter- “ortadan kaldırmak”< kėt-



-DUr-:

Ettirgen çatılı eylemler türetir:

açtur- “açtırmak”< aç-

çıktur- “çıkartmak”< çık-

kondur- “kondurmak” < kon-

sevindür- “sevindirmek, memnun etmek”< sevin-, vd.

uktur- “bildirmek, anlatmak”< uk-, vd.



-ġIr-:

Örneklerini sadece DLT’de tesbit ettiğimiz bu ekle türetilen sözcükler benzerlik bildiren eylemler yapar:

kolġır- “ister gibi olmak”< kol- “istemek”

kelgir- “gelir gibi yapmak”< kel-

tamġur- “damlar gibi olmak”< tam- “damlamak”, vd.



 -ġUr-:

Ettirgen çatılı eylemler türetir:

arġur- “yormak” < ar- “yorulmak”

ötgür- “geçirmek” < öt- “geçmek”

sızġur- “(yağ) eritmek”< sız- “erimek”

todġur- “doyurmak” < tod- “doymak”

tirgür- “diriltmek” < tir-



-(X)k-:

Dönüşlü ve edilgen çatılı eylemler türetir:

oŋuk- “solmak”< oñ- “solmak”

öçük- “nefesi kesilmek”  < öç- “nefesi kesilmek;

sönmek” (DLT I, 166) sezik- “sezmek” < sez- “hissetmek”

turuk- “toplanmak, birikmek” < tur- “durmak”, vd.



Edilgen eylemler:

basık- “basılmak, mağlup edilmek” < bas- “basmak”

bölük- “bölüklere ayrılmak” < böl- “bölmek”

savruk- “savrulmak” < savur- “savurmak”



-(X)l-

Edilgen ve dönüşlü çatılı eylemler türetir:

anutul- “hazırlanmak, hazır hale getirilmek”< anut-

bėril- “verilmek” < bėr- “vermek”

basıl- “basılmak”< bas-

bitil- “yazılmak” < biti- “yazmak”

kesil- “kesilmek” < kes-

tökül- “dökülmek”< tök- “dökmek”, vd.



Dönüşlü eylemler:

adrıl- “ayrılmak” < adır-

egilmek “eğilmek”< eg-yıġıl- “toplanmak”< yıġ-, vd.



-msın-/-msin-:

Eklendiği eyleme ‘benzer ve gibi olma’ anlamları katar:

barımsın- “gider gibi görünmek”< bar-

kelimsin- “gelir gibi görünmek”< kel-

tarımsın- “eker gibi görünmek”< tarı-

yemsin- “yer gibi görünmek”< ye-



-(X)n-:

Dönüşlü ve edilgen çatılı eylemler türetir:

alkın- “mahvolmak, bitmek, tükenmek” < alk-

bezen- “süslenmek” < beze- “süslemek”

sevin- “sevinmek”

tilen- “aranmak, dilenmek; istenmek”< tile-

yun- “yıkanmak; boy abdesti almak” < KB yu-, vd.





Edilgen eylemler:

baġlan- “bağlanmak”< baġla

bitin- “yazılmak”< biti-

tuzlan- “tuzlanmak” < tuzla-, vd.



-Ir-(I):

Geçişsiz ve geçişli eylemler türetir:

kurır- “kurumaya başlamak” < kurı- “kurumak”

süçir- “tatlılaşmak” < süçi- “tatlılanmak”

yilgür- “çırpınmak”< yilgü- ‘çırpınmak, heyecanlanmak’, vd.



Geçişli eylemler:

kadır- “döndürmek, karşı koymak”< kadı

-kėŋür- “genişletmek”< kėŋü-



-sIk-:

Edilgen eylemler türetir:

alsık- “alınmak, soyulmak, elindekini kaybetmek” < al-

bilsik- “bilinmek”< bil-

bassık- “saldırıya uğramak, basılmak”< bas-tutsuk- “yakalanmak”< tut-ursuk- “dövülmek” < ur- “vurmak”



 -(X)ş-:

 İştaş çatılı eylemler türetir:

açış- “birlikte açmak”< aç-

alış- “birlikte almak; beraber yapmak”< al-

biliş- “bilişmek, tanışmak” < bil

kuçuş- “kucaklaşmak” < kuç- “kucaklamak”

uruş- “vuruşmak, savaşmak” < ur-, vd.





 -(X)t-:

Ettirgen çatılı eylemler türetir:

arıt- “temizletmek; temize çıkarmak, günahtan arıtmak”< arı-

azıt- “azıtmak, yoldan çıkarmak”< az- “yoldan sapmak”

bayut- “zenginleştirmek”

saçıt- “saçtırmak”< saç-

uzat- “uzatmak” < uza-, vd.





 Eylemden Ad Türeten Ekler

-(X)g:

Eylemden ad ve sıfat türünde sözcükler türetir.

aġrıġ “ağrı” < aġrı- “ağrımak”

arıġ “temiz, pak” < arı-

bitig “kitap, Kuran-ı Kerim”  < biti- “yazmak”

katıġ “katı, sert, çok”< kat-

keçig “köprü, geçit”< keç-



-gA:

Eylemin gösterdiği hareketi yapanı gösteren adlar ve nesneler türetir:

bilge “bilgili, zeki”< bil-

kısġa “kısa”< kıs

yorıġa “rahvan giden at” < yorı- “yürümek”, vd.



-gAk:

Eylemden ad ve sıfat türünde sözcükler türetir:

orġak “orak” < or- “kesmek”

turġak “kapıcı, nöbetçi”< tur-





-(X)gçı:

Eylemin gösterdiği hareketi yapan eyleyici adları türetir:

bitigçi “yazıcı”< biti-

soruġçı “sorucu”< sor-

satıġçı “satıcı, tüccar”< sat-, vd.



-gXn:

Sıfat türünde sözcükler türetir:

azġın “azgın, azılı” < az- “azmak, yolu şaşırmak, yoldan çıkmak”

barkın “yolcu”< bar-

tutġun “esir”< tut-, vd.







 -(X)glXg:

Sıfat türünde sözcükler türetir:

kaçıġlıġ “kaçkın, kaçan”< kaç-

uçuġlıġ “uçan”< uç

yadıġlıġ “yayılı” < yad- “yaymak”, vd.



-ġUçI:

Eylemden sıfat ve işi yapını gösteren adlar türetir:

alġuçı “alıcı”< al-

atġuçı “atan, atıcı”< at-

barġuçı “giden”< bar-

emlegüçi “tedavi eden, iyileştiren” < emle-

küç kılġuçı “zulmeden”< kıl- -





ġUk:

Az sayıda örnekte görülen bu ekle türetilmiş sözcüklerden birkaçı şunlardır:

kayġuk “kayık”< kay-

tapuzġuk “bilmece”< tapuz- “buldurmak”



-I:

Eylemden nesne ve özne adları türetir:

buşı “hiddetli, sinirli, hırçın” < buş- “hiddetlenmek, kızmak, öfkelenmek”

egri “eğri”< egir-

yakşı “güzel, iyi”< yakış-, vd.





-(X)k:

Eylemden soyut ve somut adlar türetir:

açuk “açık”< aç

artuk “fazla, ziyade” < art-

bedük “büyük”< bedü-

süzük “süzük, süzülmüş,duru, temiz”< süz-, vd.



-(X)m:

Eylemlerden soyut ve somut adlar türetir: alım “alacak, borç” < al-

bėrim “borç”< ber

kedim “giyecek, elbise” < ked-

todum “doyum”< tod- “doymak”, vd.



-mUr:

Az sayıda sözcük türetmiştir:

tamur “damar, nabız” < *tam-mur < tam- ‘damlamak’

yaġmur “yağmur” < yaġ-





-Xn:

Eylemden ad ve sıfat türünde sözcük türetir:

akın “akın, sel”  < ak-

kelin “gelin”< kel-

tügün “düğüm” < tüg- ‘çatmak, bağlamak’

yalın “alev” < yal- “parlamak”



 -(X)nç:

Eylemden soyut adlar türetir:

korkunç “korku, korkma”< kork-

ögünç “övünç, övünme”< ög-

urunç “rüşvet”< ur-, vd.

umınç “ümit”~ umunç< um-



 -(X)ndI:

Eylemlerden sıfat ve ad türünde sözcükler türetir:

akındı “akan (su)” < ak-

ekindi “ekilen (tohum)”< ek-

ögündi “övülen(kişi)” < ög-

üdründi “seçilmiş (şey) “< üdür-

süpründi “süprüntü” < süpür-

yėrindi “iğrenç, kötü, alçak, değersiz, bayağı”< yėr- “yermek, beğenmemek, vd.



–(X)ş:

Eylemden somut ve soyut adlar türetir:

aġış “yükseliş” < aġ-

biliş “biliş”< bil-

çıkış “son, bitiş, çıkış; gider, masraf”< çık

keçiş “geçme; geçit”< keç-

kėŋeş “görüşme, danışma”< kėñe

ukuş “akıl, anlayış”< uk-, vd.



-(U)t:

 Eylemden somut ve soyut adlar türetir:

basut “yardım, arka”< bas-

çöküt “kısa, kısalık, cücelik” < çök-

kedüt “giyecek, hilat < ked-

yanut “karşılık, cevap”< yan- “dönmek”, vd.

______________________________________

Addan Ad Yapan Ekler: +aġu/+egü; +(a)ġu(n)/+(e)gü(n); +ç, +aç/+eç; +ça/+çe; +çı/+çi; +çIl; +daş/+deş; +DAm; +dak; +er; +ġaç; +gey; +ġıl/+gil; +k, +ak/+ek; +kıya/ +kiye, +kına; +l; +la/+le; +lAġ; +lXg; +lXk; +sıġ; +sXz



Addan Eylem Yapan Ekler: +A-; +(A)d-; +(A)r-; +DA-; +ġar-; +ġır-; +I-; +(X)k-; +la-/+le-; +lAn-; +U-



 Eylemden Eylem Yapan Ekler: -ar-/-er-, -DUr-, -ġIr, -ġUr-, -(X)k-, -(X)l-, -msın-/- msin-, -(X)n-, -Ir-(I), -sIk-, -(X)ş-, -(X)t-



 Eylemden Ad Yapan Ekler: -(X)g, -gA, -gAk, -(X)gçı, -gXn, -(X)glXg, -ġUçI, -ġUk, -I, -(X)k, -(X)m, -mUr, -Xn, -(X)nç, -(X)ndI, –(X)ş, -(U)t ----------------------------------





Hiç yorum yok: