Sevdiğiniz insanla tartışmaktan değil, yanlış tartışmaktan korkun... 
Ortak bir sonuca varmaya odaklanarak tartışan çiftlerin ilişkisi daha 
sağlam temellere oturuyor, daha kuvvetli ve uzun ömürlü oluyor.
Tartışmak bir ilişkinin kaçınılmazıdır” diyor Uzman Klinik Psikolog 
İlknur Yılmaz ve ekliyor: “Çok nadir olarak çok uyumlu ve neredeyse 
hiç tartışmayan çiftler görsek de çoğu zaman tartışmanın olmadığı 
ilişkilerde sorunların görmezden gelindiğini söyleyebiliriz. Bu 
durumda sorunlara reaksiyon gösterilmiyor, çözüm yolları 
uygulamaya dökülmüyor, taraflar kendi içlerine dönüyor ve bir 
kilitlenme yaşanıyor.” Çok tartışan ya da hiç tartışmayan çiftlerin 
zamanla bu özelliklerini bir kimlik gibi üzerilerine giydiklerini ve 
ilişkilerinin “disfonksiyonel” yani fonksiyon gösteremeyen bir hale 
geldiğini belirten Uzman Psikolog Yılmaz, böyle durumlarda çiftlerin 
ilişkilerini sürdürseler dahi mutsuzluklarının yüzlerinden okunduğuna 
dikkat çekiyor. Bu mutsuzluk, kişilerin iş hayatlarına, sosyal 
hayatlarına ve çocukları ile ilişkilerine de yansıyor. 
Peki çiftler arasındaki tartışmaları çeşitlere ayırabilir miyiz? Uzman 
Psikolog Yılmaz, çiftlerin tartışmalarını çekirdek ailelerin ve çekirdek 
aile olmayı başaramamış çiftlerin tartışmaları olarak ikiye ayırıyor ve 
ikinci grubun Türkiye’de çok kalabalık olduğuna dikkat çekiyor. 
Sosyoekonomik şartlar fark etmeksizin, ülkemizde birçok çift 
geldikleri aileden tam olarak kopamadıkları, yeni kurdukları ailenin 
sınırlarını çizemedikleri ve anne babaya karşı halen sorumluluk 
hissettikleri için sorun yaşıyor. Bu yaşananlar da birçok tartışmanın 
fitilini ateşliyor. 
Tehlike çanları çalıyor mu? 
Artık tartışmalarınızda hararetin yükselmesi şiddete dönüyorsa; 
psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddetten biri yada birkaçı devreye 
giriyorsa, iki taraf da artık evliliklerinin devamı konusunda 
motivasyon eksikliği hissediyorsa evliliğinizin çatırdamaya 
başladığını düşünebilirsiniz. En önemli ayrıntı ise; tartışma anında 
yaşananların uyandırdığı hissin kişiden kişiye değişiyor olması. Her 
gün tartışan çiftlerden bazıları bu duruma karşı hassasiyet 
geliştirirken bazıları baş etmekte daha usta oluyor. 
Sorunları baştan çözün 
 internet sitesinde benzer soruları yanıtlayan 
Uzman Psikolog İlknur Yılmaz, çözemedikleri sorunları olduğuna 
inanan çiftlerin evliliklerinin ilk yılından itibaren terapiye 
başvurabileceğini söylüyor. Çiçeği burnunda çiftlerin evliliklerini 
kurtarmak için motivasyonlarının yüksek olduğunu belirten Yılmaz, 
“Çözemedikleri bazı sorunlar için el ele gelen, birbirlerinin gözünün 
içine sevgiyle bakan çiftlerin hayatında ufak tefek bazı şeyleri 
değiştirmeyi başardığımızda harika sonuçlar alıyoruz. Onlara 
problem çözme yöntemlerini öğretiyoruz. Böylece evliliklerini sağlam 
bir temele oturtmuş oluyorlar” diyor. 
Kavga bir iletişim şekline dönüşüyor 
Çiftler arasında incir çekirdeğini doldurmayacak diye tabir edilen 
sebeplerle de sık sık tartışmalar yaşanıyor. “İki yetişkin insan sudan 
sebeplerle birbirlerini neden üzüyor?” diye sorduğumuzda, Uzman 
Psikolog İlknur Yılmaz’ın yanıtı şöyle oluyor: “Bu tür tartışmaların 
sebebi ya biriktirilmiş ve söylenmemiş sıkıntılar ya da defalarca 
konuşulmaya çalışılmış ancak çözümlenememiş meseleler oluyor. 
Kişi çaresizlik noktasına geldiğinde bu tür tartışmalar çıkabiliyor. 
Kişinin ilişki dışındaki alanlarında yaşadığı stresler de bu durumu 
tetikliyor. Örneğin bir taraf o gün patronundan kötü davranış 
görmüşse sudan tartışmaların şiddeti artabiliyor.” 
Enerjisi çok yüksek olan öfke ve üzüntü gibi duyguları yaratan 
sorunlar, çözümlenemediği zamanlar bu iletişim kopukluğu ve bloke 
edilme hissi kişiyi çaresiz bırakıyor. O yoğun enerjinin bir kanal bulup 
çıkması gerekiyor. İşte bu durumda da kavga çıkarmak bir iletişim 
şekline dönüşüyor. Bazen dışarı vurulamayan bu olumsuz enerjiler; 
depresif sendromlar ya da vücutta ağrılar, gerginlikler olarak kendini 
gösteriyor. 
Unutmayın! 
Tartışmalarda en önemli nokta kişilerin karşı taraf için “O benim en 
sevdiğim kişi. Beni anlamak istiyor” gibi olumlu düşünceler 
hissetmesi yani ruhsal bir yakınlık duyması. Aksi taktirde dikkat 
edeceğiniz hiçbir püf noktası fayda sağlamıyor. 
Doğru tartışmayı öğrenin 
➤ Biriktirmeyin Sorunları biriktirince olumsuz enerjiyi besliyorsunuz 
ve o da bir gün volkan gibi patlıyor. Buna izin vermeyin. 
➤ Etiketlemeyin “Sakar, beceriksiz” gibi suçlayıcı, yargılayıcı sıfatlar 
kullanmayın. Kendinize dönük cümleler kurun. Var olan sorunun 
sizin için ne ifade ettiğini anlatın. 
➤ Saygılı olun Hakaret içeren, küçümseyici, aşağılayıcı eleştiriler 
yapmayın. 
➤ Dinleyin Karşınızdakinin konuşup boşalmasına izin verin. Bu 
sırada ses tonu da yükselebilir. Onun sözü bitince siz de her şeyi 
kendi açınızdan anlatın. 
➤ Onun adına konuşmayın Eşinizin beynine girme ihtimaliniz yok. 20 
yıllık evli olsanız da onun ne hissettiğini bilemezsiniz. “Sen böyle 
yaptın, böyle düşünüyorsun” diye üzerine gitmeyin. Kendinize ait 
duyguları konuşun. 
➤ Empati kurun Herkesin aynı duyguları hissedemeyeceğini 
unutmayın ve karşı tarafa “Senin bulunduğun noktada değilim ama 
saygı ile karşılıyorum” mesajı verin. 
➤ İma etmeyin Söylemek istediğinizi açıkça söyleyin, karşı tarafın 
imalarınızı anlamasını beklemeyin. 
➤ Eski defterleri açmayın Geçmişi hatırlamak sorunu çözümlemediği 
gibi, var olan soruna da tuz biber eker. 
➤ Galip çıkmaya çalışmayın Her zaman haklı olmayı beklemek çok 
hayalci bir yaklaşım. Önemli olan tartışmanın sonunda ortak bir 
zemini birlikte oluşturabilmek. Biraz sizin biraz da karşı tarafın 
beklentilerinde törpülenme olursa haksızlığa uğrama duygusunu 
yaşamazsınız. 
➤ Karşılaştırma yapmayın Eşinizi, arkadaşınızın eşiyle ya da bir 
başkasıyla karşılaştırmayın. 
➤ Şiddete başvurmayın Bir tartışmada hararet artabilir, sesinizi 
yükseltebilirsiniz ancak kesinlikle şiddetin hiçbir türüne başvurmayın. 
Çocuklar da tartışmayı öğrenmeli 
Genel kanı, çocukların önünde kavga etmemek gerektiği yönünde 
olsa da Uzman Psikolog İlknur Yılmaz, çocukların önünde doğru bir 
şekilde tartışmanın onları hayata hazırladığını söylüyor: “Anne 
babasının doğru yöntemlerle tartıştığını gören bir çocuk oyun 
oynarken arkadaşı ile yaşadığı anlaşmazlıkta duygularını nasıl ifade 
edeceğini öğrenir. Çünkü en doğru öğrenme yolu aile içinde 
öğrenmektir. Duyguların çocuktan gizlenmesi çocuğun ileride o 
duyguyla baş etmesini zorlaştırır. Anne babanın tartışmasında ses 
yükselse de çocuk tartışmanın normal olduğunu, sonunda da kötü 
bir şey olmayacağını hissetmeli.” 
Özel günlerde kavga 
Hiç dikkat ettiniz mi, beklentilerinizin en yüksek olduğu günlerde 
mutlaka bir tartışma patlak veriyor. Doğum gününüzde eşiniz 
beklediğiniz kadar ilgili olmadığı için kavga çıkarıyorsunuz ya da bir 
bayram günü aile ziyaretine giderken o size bağırmaya başlıyor. 
Tüm bunların sebebi özel günlerde beklentilerin artması ve buna 
bağlı olarak kaygının yükselmesi… Bunu önlemenin en kolay yolu ise 
böyle günlerde önceden planlar yapmamak, abartılı beklentiler içine 
girmemek ve günü akışına bırakmak. Bunu başarırsanız yıllar sonra 
dönüp baktığınızda 30. yaş gününüzdeki gözyaşlarınızı değil, 
beraber ne kadar çok güldüğünüzü hatırlamanız mümkün.







Hiç yorum yok:
Yorum Gönder