dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi

YAZIM KURALLARI - İMLA KURALLARI

    BÜYÜK HARFLERİN YAZIMI:
Yıldız ve gezen adları coğrafi değer taşırlarsa özel, taşımazlarsa cins da olarak değerlendirilirler.

    KISALTMALARIN YAZIMI:
Kısaltılan sözcüklerin harfleri okunur yalnızca ve kendisinden sonra gelen ek de bu harflerin okunuşuna göre sıralanır.
    Örn:
                TEK’te biraz işim var.
                DDY’nin bu yıl kaçıncı yıldönümü?
                BOTAŞ’ın hisselerinde değişme var mı?
Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın okunuşunu değil, sözcüğün okunuşunu esas alınır.
    Örn:
                kg’dan, cm’yi, mm’den…
                kg.dan, cm.yi, mm.den…

    SAYILARIN YAZIMI:
Harfle yazılan sayılar ayrı ayrı yazılır (çek, senet, makbuz gibi belge niteliğinde olanlar hariç):
    Örn:
                Elli yedi gün daha geçmeli.
                Bana iki bin sekiz yüz elli lira yirmi beş kuruş verdi.
               
    TARİHLERİN YAZIMI:
    YÖN ADLARININ YAZIMI:

    SÖZCÜKLERİN AYRI VE BİTİŞİK YAZILMASI:
Bileşik sözcü oluşturan sözcükler arasına ek veya başka sözcük giremez.
Bileşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden birinin ya da hepsinin anlamı kayabirilir.
    Örn:
                Adamotu, hanımeli, basımevi…
Kişi ve yer adları, birkaç sözcükten oluşurlarsa bitişik yazılır:
    Örn:
                İlknur, Kozakçıoğlu, Çetinkaya, Eskişehir, Samanpazarı, Gaziantep…
Pekiştirmeli sıfat veya zarflar bitişik yazılır:
    Örn:
                Bembeyaz, mosmor, tertemiz, upuzun…
İkilemeler ayrı yazılır:
    Örn:
                Yavaş yavaş, güzel çirkin, iyi kötü, oda moda, pılı pırtı, doğru dürüst…
“bir takım” sözcüğü “bazı” anlamında belgisiz sıfat olarak görev alırsa bitişik yazılır. Eğer bir bütünün parçalarının tümünü anlatırsa ayrı yazılır, yani kendi anlamını yitirmez.
    Örn:
                Birtakım insanlar iki şiir yazmakla şair olduğunu sanıyorlar.
                Bir takım çocuk elbisesi 6 lira olmuş.
               
    İLE’NİN YAZIMI:
    Kİ’LERİN YAZIMI:
                İLGİ ADILI OLAN Kİ
Bitişik yazılır.
    Örn:
                Seninki gene gelmedi.

                SIFAT OLAN Kİ:
Bitişik yazılır.
    Örn:
                Sınıftaki arkadaşın gene gelmedi.

                BAĞLAÇ OLAN Kİ:
Ayrı yazılır.
    Örn:
                İste ki öğrenesin.

    DE’LERİN YAZIMI:
Bulunma durumu eki olan –de bitişik, bağlaç olan de ayrı yazılır.
    Örn:
                8. Sınıfta öğretmen bekliyor.
                8. sınıf da bizimle geliyor.

    SORU EKİNİN YAZIMI:

    ÖZEL ADLARA GELEN EKLERİN YAZIMI:
                Özel adlardan türeyen sözcüklerin aldığı çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz:
                Örn:
Türçenin, Rizeliler, Türkçeyi…

    Özel adların aldığı yapım ekleri kesme imi ile ayrılmız.
                Örn:
Türklük, Tosyalı, Çince…

NOKTALAMA İŞARETLERİ VE ÖZELLİKLERİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIM

    NOKTA:

    VİRGÜL:
Cümlede özneden sonra; “genellikle de uzun cümlelerde kullanılır.”
    Örn:
                Eylül, buranın en güzel, en neşeli, en canlı ayıdır.
Bir düşünceyi kabul ya da reddetmek için kullanılan “EVET, HAYIR, YOK…” gibi sözcüklerden sonra:
    Örn:
-    Yok, ben bu işe karışmam.
-    Evet, senin dediğin doğruymuş.
Tamlama kurmuş görünüpü anlam kargaşası yaratan sözcükler arasına:
    Örn:
-    Küçük ağacın arkasına saklandı.
-    Küçük, ağacın arkasına saklandı.
Bağımlı sıralı cümleleri ayırmak için:
    Örn:
                İki günde bir, sırtına bir giysi geçiriyor, Galata’daki yazıhaneye damlıyor, orada oturuyor, çevresindekilere sorular soruyor, hesapları tartışıyor, bir çeşit denetleyici görevi yapıyordu.

    İKİ NOKTA:

    NOKTALI VİRGÜL:
Bağımsız sıralı cümleler arasına:
    Örn:
                At ölür meydan kalır; yiğit ölür şan kalır.
Birbirine bağlaçlarla (fakat, ancak, çünkü…) bağlanan cümlelerde bağlaçların önüne:
    Örn:
                Sizi hep koruyacağım; çünkü bana çok gereklisiniz.
Virgülle ayrılmış farklı tür ya da takımları ayırmada.
    Örn:
                Karadeniz kıyılarında en çok, çay, fandık, mısır; Akdeniz kıyılarında ise sebze, pamuk, ve narenciye üretimi yapılır.

    ÜÇ NOKTA:
Söylenmeyen, söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine:
    Örn:
                Aramızda ona, … adını vermiştik.

    SIRA NOKTALAR:
Bir alıntıda alıntıya alınmamış sözcüklerin bulunduğunu göstermek için.
Herhangi bir nedenle yazılmak istenmeyen sözcüklerin bir bölümü yerine:
    Örn:
                K……. bu olaydan dersini almıştı.

    SORU İŞARETİ:
    ÜNLEM İŞARETİ:
    TIRNAK İŞARETİ:

    KESME İŞARETİ:
Özel adlardan sonra konur.
    Örn:
                Ahmet’le ne zaman tanışacağız?
                Bana Gül’den haber var.

    KISA ÇİZGİ:
Kavramlar arasında, başlangıç, sonuç ve ortaklık bildirmek için:
    Örn:
                Türkçe, Ural – Altay dilleri arasındadır.
                2005 – 2006 öğretim yılı başladı.

    UZUN ÇİZGİ:
Konuşma çizgisi de denir.
Yazıda konuşan kişinin konuşmasının başına konur.
    – Eee, daha daha nasılsın?

    AYRAÇ (PARANTEZ):
Cümle kuruluşla ilgili olmayıp, cümlenin ya da içindeki sözcüğün anlamını açıkyalıcı özellikteki arasözler, sözcükler parantez içinde gösterilir.
    Örn:
                Vatanı, (güzellik yönündün) cennete benzetmiştir.
                Bu durumu Çardaklı (Çankırı) her haliyle yansıtıyor.


PARAGRAFTA ANLAM, PARAGRAF ÇEŞİTLERİ, PARAGRAFIN YAPISI İLE İLGİLİ KONU ANLATIM

Paragraf, aynı amaca yönelen cümle topluluğudur.
Biçimce ve anlamca bir bütündür.
İlk cümle, istenilen cümlenin bir nedeni ise, bir sonraki cümle de, bir sonucu, bir devamıdır.

1. KONUSU (HAMMADDESİ):
Her yazı bir konu üzerine konur.
Konu, demircinin işlediği demir, marangozun işlediği  ağaçtır.
Yazarın üstünde çalıştığı hammadde, sosyal ya da doğal her durum, her ilişkidir.

2. ANADÜŞÜNCESİ:
Yazarın konuya bakış açısı, konuyu değerlendirişidir.
Konuyu yazarın yorumlayışıdır.
Konuyla ilgili düşüncesini kesin yargıyla belirtmesidir.

3. YARDIMCI DÜŞÜNCESİ:            
Ana düşünceyi inandırıcı kılan yan düşüncelerdir.
Ana düşünceyi türlü yönlerden destekler, örnekler, açıklar.
Okur yan düşünceler yardımıyla ana düşünceye ulaşır.

4. YAPISI:
Paragraf, bir ana düşünce ve bu düşünceyi destekleyen yan düşüncelerden oluşur.
Her bir cümle kendisinden önce ve sonra gelene dil ve düşünüş yönünden bağlanmalıdır.

a. GİRİŞ:
Paragrafın ilk cümlesi genellikle açıklamaya, geliştirmeye, desteklemeye gerek duyar.
Giriş cümlesi başına bağlayıcı öğe (de, öyle ki, ise, bunun bir nedeni de vb) almaz.

b. GELİŞME:
Giriş bölümünden sonra gelen cümleler, giriş bölümündeki bu açıklamayı destekleme, birbirine anlamca bağlı olarak verme amacıyla sıralanır.

c. SONUÇ:
Paragrafın sonuna gelen cümle daha kesin yargılıdır.

5. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI:
Bir düşüncenin okura kolayca aktarılıp kavratılabilmesi için kullanılan yollardır.

a. TANIMLAMA
Düşünceyi okur ya da dinleyicilere aktarmanın doğrudan bir yoludur.
Anlatılmak istenen kavram, yalın bir anlatımla verilir; ayrıntılara sapılmaz.
Anlatılmak isteneni okurun kolayca kavraması amaçlanır.
İçinde tanım cümleleri vardır genellikle.

b. KARŞILAŞTIRMA:
İki varlık ya da nesnenin benzerlik ve karşıtlıklarını ortaya koyar.

c. ÖRNEKLEME:
Düşünceye bir somutluk kazandırmak için çevreden örnekler alınarak yapılır.
Zihinde canlandırmak amaçlanır.

ç. TANIK GÖSTERME:
İlgili konuda güvenilir kişilerin sözlerinden yararlanmaktır.
Tanık olarak seçilen kişinin sözü ve adı veya yalnızca sözü tırnak içinde verilir.

6. ANLATIM TEKNİKLERİ / BİÇİMLERİ:
Anlatılan konunun sergileniş biçimleridir.
Her konunun sergilenişinde belli bir amaç gözetilir.
Amaca göre anlatım biçimlenir.
Doğru, güzel ve etkili anlatım için bu teknikler kullanılır.

a. AÇIKLAYICI ANLATIM:
Öğretme amaçlı yazılarda daha “açıklayıcı anlatım” kullanılır.
Açıklayıcı anlatımda sergilenen konunun neden ve niçinlerine yanıt aranır.

b. TARTIŞMACI ANLATIM:
İleri sürülen bir yargının çürütülmesi, bir düşüncenin değiştirilmesi durumunda başvurulur.
Yazar, okuru, öne sürdüğü düşüncenin karşınsında bir düşünceye sahip varsayarak yola çıkar.
Yazar, okurun sahip olduğu belli kanı ve inançlarını değiştirmeyi ön plana alır.
Paragrafın ilk cümlesi bir kanı cümlesidir.

c. BETİMLEME(TASVİR):
Yazıyla resim yapmak, okunanın akılda canlanmasını sağlamak için yapılır.

b. ÖYKÜLEME (HİKAYE ETME):
Okuru, bir eylem içinde, verilen olguların içinde yaşatmaktır.
Geneldi di’li geçmiş, veya miş’li geçmiş zaman içinde verilir.


1. DOĞRUDAN ANLATIM:
“…” dedi. = kişinin sözünü aynen / doğrudan almakla yapılır.
    Örn:
                Ahmet, “Buralarda kışlar çok sert geçiyor.” dedi.

2. DOLAYLI ANLATIM:
… diğini söyledi. = kişinin sözünü dolaylı olarak almakla yapılır.
    Örn:
                Ahmet, buralarda kışların çok sert olduğunu söyledi.

3. NESNEL ANLATIM:
Kanıtlanabilirliği vardır.
Kişiden kişiye değişmez.
Bilimseldir, tartışılamaz.
Bilimsel olduğu için kesindir.
    Örn:
                Okulumuz Çardaklı’dadır.
                Bu kitap 350 sayfa ve her sayfası değişik süslemelerle bezenmiş.

4. ÖZNEL ANLATIM:
Kişiden kişiye değişir.
Bakılan olay kişiye göre değişik algılanır.
Tartışılabilir.
    Örn:
                Okulumuz Çardaklı’nın gururudur.
                Bu kitap çok kalın ve her sayfasında süsleme kullanılması bunaltıcı.

Hiç yorum yok: