dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi

İLGEÇLER

Sözcükler ve kavramlar arasında türlü anlam ilgileri kurmaya yararlar ve anlamları ancak bu ilgiyle belirir.
Tek başlarına anlamları yoktur.
Cümle içindeki kullanışlarına göre anlam kazanırlar.
    Örn:
                Senin için aldım bu gülleri (sana özel)
                Güller kadar güzelsin (eşitlik)
                Ve başına
                Taç gibi takasın diye (benzerlik)
Cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlamında eksiklik, daralma veya bozulma olur.
    Örn:
                Sen kuş gibisin.> sen kuşsun
                Ağırlığı kadar para kazandı. > ağırlığı para kazandı.
                Bunun için çok geç. > bunun çok geç.
Kendilerinden önce gelen adlarla genelde öbek oluştururlar.
    Örn:
                İçimize /güneş gibi/ doğdun.
                Bütün bunları /azıcık mutluluk için/ yapmıştı.
Dilimizdeki ilgeçler çok değildir. Genelde ve sıklıkla kullanılanlar: “kadar, gibi, için, göre, ile” dir.
Bunların dışındakiler “dolayı, ötürü, üzere, doğru, karşı, yalnız, ancak, mi, …” dir.

Sık kullanılan ilgeçlerin cümleye kattıkları anlamlar:
1. gibi:
Benzetme ilgecidir. Karşılaştırma/eşitlik anlamı da verir.
    örn:
                Dünyada onun gibisi yoktur. (eşitlik)
                Dev gibi adamdı. (benzerlik)

2. kadar:
Benzetme ilgecidir. Zaman, karşılaştırma, yaklaşıklık anlam ayrıntılarını da verir.
    Örn:
                Sabaha kadar çalıştık. (zaman)
                Melek kadar saf biri. (benzerlik, gibilik)
                O, Ayhan kadar güçlüydü. (karşılaştırma)
                Bahçede yüz kadar öğrenci toplanmıştı. (yaklaşıklık)

3. ile:
Birliktelik, araç, durum, neden anlam ayrıntıları verir.
    Örn:
                Asya’yla buraya geldiler. (birliktelik)
                Ankara’ya uçakla gidin. (araç)
                Annesinin boynuna sevinçle sarıldı. (durum)
                Dalgınlıkla unutmuşum. (neden)
               
4. için:
    Amaç, neden sonuç, hakkında, özgülük (aitlik), uğruna anlamlarını verir.
    Örn:
                Gözünü açmadığı için göremedi. (neden-sonuç)
                Onun için iyi şeyler söylemiyorlar. (hakkında)
                Kış için hazırlıklar başladı. (kışa özgü, ait)
                Bu kitaplar için iki yüz bin lira  ödedik. (bedel, karşılık)
                Yurdumuz için çalışmalıyız. (uğruna)

5. göre:
Görelik, görecelik, uygunluk, ölçütlük, karşılaştırma anlamları verir.
    Örn:
                Bu, bize göre bir ev değil. (uygunluk)
                Bana göre adam gelmeyecek. (bence, bana sorulursa)
                Ayağını yorganına göre uzat. (ölçü)
                Öğrendiğimize göre Ali gelecekmiş. (bakılırsa)
                Kardeşlerine göre biraz daha huysuz. (karşılaştırma

Hiç yorum yok: