dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi
İŞLETME YÖNETİMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İŞLETME YÖNETİMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Görev tanımı örneği

GÜVENLİK MÜDÜRÜ (GÖREV TANIMI)
İŞİN ADI : GÜVENLİK MÜDÜRÜ
SORUMLU OLUNAN BÖLGE : BÜTÜN OTEL
İŞİN ÖZETİ : Tesisin Sürekli Olarak İç ve Dış Güvenliğinin Sağlanmasından Sorumludur.
OTORİTE LİMİTLERİ :
Basına açıklama veremez
Genel Müdür onayı dışında işletme ekipmanı alamaz
Genel Müdür onayı dışında personel alımı yapamaz, iş akdini fesh edemez.
SORUMLU OLDUĞU KİŞİLER : GENEL MÜDÜR
İLETİŞİM KURACAĞI KİŞİ VE DEPARTMANLAR : Otelin Tüm Departmanları
DENETLEDİĞİ PERSONEL : Güvenlik Şefi, Güvenlik Görevlileri
GÖREV SAATLERİ : Haftada 6 gün, günde 10 saat
GENEL GÖREV VE SORUMLULUKLAR :
1. İşletmenin güvenlik politikaları doğrultusunda, işletmenin güvenlik ve emniyetini yönetimle ortak çalışarak korumak,
2. Sahip olunan insan gücünü, otelde en iyi korumayı sağlayabilmek için organize etmek,
3. Bütün acil durum ekipmanlarının günlük teftiş etmek ve en iyi şekilde korunmalarını sağlamak,
4. Personeli arasında en üst disiplin seviyesini korumak,
5. Personel arasında oluşan ufak sorunları çözmek,
6. Bütün departmanlarla çok iyi ilişkiler içerisinde olmak,
7. Bölgelerdeki gerekli denetimlerin yapıldığına emin olmak,
8. En üst düzeyde suç önleyici önlemleri almak, suçu tespit etmek, VIP koruması ve misafir ilişkileri gibi konulara vakıf olmak ve güvenlik personelinin davranış ve kılık kıyafetinden sorumlu olmak,
9. Personeli eğitmek,
10. Personelin yanlış davranışlarını amirlerine bildirmek,
11. Bütün kurallara tam olarak uymak ve diğer personele bağlılık ve disiplin örneği olmak,
12. Yönetim tarafından düzenlenen toplantılara katılmak, kendi departmanı içinde periyodik toplantılar düzenlemek,
13. Müşteri ve personelin her türlü güvenliğinden emin olmak,
14. Otel içinde oluşan bütün vakalardan haberdar olmak ve gerekli önlemlerin alınmış olduğundan emin olmak,
15. Departmanlardan gelen güvenlik politikası ile ilgili teklifleri, güvenlik ihtiyaçlarını, basın ya da polis araştırmalarını yönetime bildirmek




İlginizi çekebilecek diğer konular:

Girişimcilik destek programı

Genel destek programı

AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı

KOBİ Proje Destek Programı
devamını okuyunuz... >>

SWOT ANALİZİ

SWOT Analizi Nedir?
  Kurumsal yapının bir takım kriterlere tabi tutularak incelenmesi teknikleri, modern iş yönetiminin elinden düşmeyen araçlarıdır. Bu sayede o kurumun şu anki durumu, doğru işleyip işlemediği kolaylıkla belirlenmiş olur. Bu tekniklerden biri olan "SWOT Analizi", firmanızın kurumsal işlerliği, rekabet gücü, sektördeki konumu, piyasadaki dış tehditlerin varlığı vs. gibi iç ve dış değerlendirmelerin yapılabildiği en etkili değerlendirme yöntemlerinden biridir.
 Kurumsal strateji ve konumlanma açısından başvurulan bir yöntem olan SWOT analizi, ilk başta ifade edildiği gibi, firma, kurum, örgüt vs. gibi bir organizasyonun iç-dış durumunun etraflıca incelenip değerlendirildiği bir analiz uygulamasıdır. SWOT kelimesinin açılımı ise İngilizce olarak,
S- Strength (organizasyonun olumlu ve güçlü olan özelliklerinin belirlenmesi)
W- Weakness (organizasyonun olumsuz veya zayıf olan özelliklerinin belirlenmesi)
O- Opportunity (organizasyonun içte ve dışta sahip olduğu fırsatları belirtmektedir)
T- Threat (organizasyonun etrafındaki olası tehlike, risk ve piyasa tehditlerini belirtmektedir)
4 kapsamlı bir analiz alanını ifade etmektedir. Kısaca SWOT analizi, iç ve dış durum değerlendirmesini içeren ve yönetim açısından şu an ki konumu ve önünü görebilme açılarından büyük kolaylık sağlayan stratejik bir yönetim uygulamasıdır.
Kurumlar için SWOT analizinin iki önemli faydası vardır: Birinci fayda, kurumun şu anki mevcut konumunun ne olduğunu net şekilde ortaya dökmesidir. S ve W harfleri olarak ifade edilen analizin ilk kısmı, bu durumun yani kurumun güçlü ve zayıf yönlerinin, olumlu-olumsuz iş akışı ya da performansının belirlenmesi, o kuruma "kendisini bilmesi" gibi önemli bir edinim ve bilgi sağlar. O ve T harfleri ile belirtilen analizin ikinci bölümü ise daha çok dışsal etkileri, piyasadaki oluşumu, kurumun burada olası fırsat ve tehditlere karşı "ne yapabileceğinin" bir analizidir. Yani ikinci kısım, şu anı değil, gelecekteki olası gelişmelere yönelik bir durum değerlendirmesini içerir, bu açıdan biraz daha tahmine ve öznel verilere dayanır. Bu anlamda SWOT Analizi, 4 kapsamı içeren 2 yönlü (hem iç hem dış) bir analiz tekniğidir.
 SWOT Analizinin her iki yönde de kurumsal işlerliği ortaya koyması açısından o kuruma büyük olanak sağladığını ifade etmiştik. Fakat bu olanağın iyi biçimde değerlendirilmesi, firmanın iç yapısı ve iş akışının, çalışanların durumunun, çevresel ortam ve çalışma düzeninin, teknoloji düzeyinin, müşteri profilinin, kurum kültürünün, performans değerlerinin, bilgi akışının ve diğer tüm unsurların dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, eksik bilgi ve yetersiz analiz verileriyle firma için gerçek sonuçlara ulaşmak ve başarılı olmak imkansızlaşabilmektedir.
SWOT Analizinde iç-dış durum değerleri
SWOT Analizinde temel başarı, doğru soruyu sorup, bu soruya doğru cevabı verebilmekte yatar. Örneğin değerlendirmenin ilk kısmı olan "mevcut durumun", güçlü ve zayıf yanların belirlenmesi sürecinde değerlendirmesi gereken faktörlerin seçimi ve bunlara ait değerlerin doğru olarak belirlenmesi çok önemlidir. Söz gelimi herhangi bir firma için bu mevcut durum değerleri söyle belirlenebilir ve burada belirlenen faktörler analizde sorulacak sorular olarak listelenir. Örneğin güçlü ve olumlu yönleri belirleme kısmında;
• Güçlü bir lidere ve yetenekli yöneticilere sahip miyiz?
• Yeni ve bize faydası olan teknolojileri kullanıyor muyuz?
• Yeni ürün ve yeni stratejiler (inovasyon) geliştirebiliyor muyuz?
• Bilgi ve becerisi yüksek çalışanlara sahip miyiz ?
ve bunlara eklenebilecek yeni sorularla içsel güç ve başarı durumu yani SWOT Analizinin "S" bölümü analiz edilmiş olur. Benzer şekilde;
• Kurumsal yapıda stratejik bir hedefleme eksikliği var mıdır?
• Lider, yönetici ve çalışanların yetenek ve bilgilerinde bir yetersizlik söz konusu mudur?
• Ar-Ge (araştırma ve geliştirme)ye verilen önem ne ölçüde?
• Kurum kültürümüzde aşınma ya da eksiklik söz konusu mu?
• Satış, pazarlama, ürün ya da hizmet kalitesi ve verimliliğimizde düşüklük var mı?
vs. gibi içsel yapının zayıf ve olumsuz yönlerinin (W bölümü) tespit edilmesine yönelik sorular listelenir. Dışsal göstergeler ise "O" ile simgelenen potansiyel dışsal fırsatlar ve "T" ile simgelenen tehlikelerden oluşur. Bu kısımlar için değerlendirmeye alınacak değerleri şöyle özetleyebiliriz;
Örneğin fırsat yaratan değerleri, 
• Teknoloji ve iç-dış pazarlarda oluşan değişimler
•  Devletin, hükümetin ya da uluslararası kurumların (AB gibi) politikalarındaki değişiklikler
•  Ülkedeki ekonomik ve sosyo-kültürel yapıdaki gelişmeler
Tehdit ve risk yaratan değerleri ise,
• Kurum olarak karşılaşabileceğimiz engeller nelerdir ?
•  Mevcut ve potansiyel rakiplerimiz ne yapmaktalar?
Ürün ve hizmet üretirken, iç ve dış sektörde iş, ürün veya hizmet standartları değişmekte mi ?
• Durmadan ilerleyen ve değişen teknoloji piyasadaki konumumuzu tehdit ediyor mu ?
• Nakit durumumuzu zora sokacak finansal sorunlarımız var mı ?
olarak belirtebiliriz.
SWOT Analizinin etkinliği ve başarısı analiz çeşitliliğine bağlı
SWOT analizinden beklenen yararı elde etmek, değerlendirmenin anlamlı ve doğru sonuçlar çıkarması ve buna bağlı olarak kurumsal yapının iç-dış durumunun belirlenmesi; SWOT analizinde değerlendirmeye alınan faktörlerin değerlerinin, çok sayıda başka analizle desteklenmesine bağlıdır. Şöyle ki; eğer çevresel fırsatları SWOT analizinde değerlendirmek istiyorsak, örneğin müşteri istek ve düşüncelerinin belirlenmesi için "müşteri analizi" yapılmalıdır. Burada çıkacak müşteri beklentileri değerleri, fırsatlar hanesine yazılabilmelidir. Benzer şekilde risk ve tehditler değerlendirilmesi isteniyorsa iç ve dış pazarlardaki rekabet yapısını ve rakiplerin gücünü belirlemek için "rekabet analizi" mutlaka yapılmalıdır, burada çıkan değerler de tehdit ve riskler bölümüne yazılabilmelidir. Benzer şekilde piyasa yapısını öğrenmek için "pazar analizi", sosyo-ekonomik ve demografik yapıyı belirlemek, devletin ekonomi yönetimi politikalarını değerlendirmek  için "çevre analizi", kurumun kendi iç durum ve performansını öğrenmek için "performans analizi", kurumun içinde bulunduğu piyasadaki faaliyet alanlarının genişliği ile ilgili "stratejik seçeneklerin belirlenmesi" gibi çok sayıda analiz ve teknikle SWOT analizi için yeteri veri ve bilgi akıtılmalıdır.
 Kısaca özetlersek SWOT analizi, bu gibi birbirinden bağımsız ve farklı analizlerle beslenen büyük bir ırmak gibi olmalıdır. Ne kadar çeşitli ve yüksek hacimli bilgi ve veri akıtan analizler devreye sokulup kapsamlı veriler elde edilebilirse, SWOT analizinde oluşacak sonuçlar da çok daha net olacak, kurum yöneticilerine şu an ve gelecek için daha net öngörüler ve sağlıklı bir perspektif kazandırabilecektir.


SWOT analizi incelenen kurumun, tekniğin, sürecin, durumun veya kişinin güçlü (Strenghts) ve zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemekte ve dış çevreden kaynaklanan fırsat (Opportunities) ve tehditleri (Threats) saptamakta kullanılan bir tekniktir.
SWOT Analizinde amacımız; iç ve dış etkenleri dikkate alarak, varolan güçlü yönlerimizden ve fırsatlardan en üst düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayıf yanlarımızın etkisini en aza indirecek plan ve stratejiler geliştirmektir.
SWOT analizi, sadece güçlü olduğumuz ve büyük fırsatların yattığı alanlara odaklanmamızı sağlamakla kalmayıp zayıf olduğumuz ve gelecekte bizi bekleyen tehditleri de görmemize yardımcı olur.
Başka bir deyişle SWOT Analizi:
*Çevresel faktörlerin incelenmesi ve
*Fırsatların araştırılması
*Tehditlerin anlaşılması
*Kuvvetli yönlerinizin tesbiti
*Zayıf yönlerinizin itiraf edilmesini kapsayan bir yöntemdir.

SWOT Analizinin iş dünyasında genel olarak uygulandığı durumları şu şekilde sıralayabiliriz:
>Yeni bir pazara girerken pazarın yapısının çözümlenmesinde
>Stratejik bir plan geliştirilmesi aşamasında
>İş süreçlerinin geliştirmesinde
>Sorun tanımlama ve çözüm oluşturulması aşamalarında
>İnsan kaynakları geliştirilmesinde ve performans yönetiminde
>Nicel verilerin yetersiz, bilgilerin kişilerin belleklerinde olduğu durumların analizinde
Güçlü Yönlerin Saptanmasında
*Üstün noktalarım nelerdir ?
*Neleri iyi yaparım ?
*Başkaları, güçlü yanlarım olarak neleri görmekteler ?
*Hangi tür işleri daha iyi yapıyorum?
Zayıf Yönlerin Saptanmasında
*Neleri kötü yapıyorum ?
*Neleri iyileştirmeye gereksinimim var ?
*Başkaları hangi konularda benden daha iyiler ?
*Başkalarının gözüyle ne gibi zayıflıklarım var ?
Fırsatların Saptanmasında
*Çevremde ne gibi ilginç gelişmeler yaşanıyor, neler olup bitiyor ?
*Önümde duran fırsatlar neler?
~Fırsat yaratan kaynaklar nelerdir ?
–Teknoloji ve pazarda oluşan değişimler
–Hükümet politikalarındaki değişiklikler
–Sosyo-kültürel yapıdaki değişimler
–Yerel olaylar
Tehditlerin Saptanmasında
*Önümde ne gibi engeller var ?
*Rakiplerim ne durumdalar ?
*İş, ürün veya hizmet standartlarında her hangi bir değişim söz konusu mu ?
*Değişen teknoloji her hangi bir şekilde beni tehdit ediyor mu ?
*Finansal sorunlarım var mı, yoksa hangi durumlarda çıkabilir?
gibi genel soruları kendimize yöneltmeliyiz ve tamamen gerçekçi olmalıyız.
Kişisel SWOT analizimizi yapabileğimiz gibi kurumlarda da beyin fırtınası yöntemleriyle SWOT analizi yogun olarak yapılmaktadır. Özellikle iş görüşmelerinde “Kendinizi kısaca anlatın, güçlü yönleriniz nelerdir?” şeklinde sorularla karşılaşma olasılığınız yüksektir.
SWOT analizi sonucunda:
*Güçlü yönlerimizi fırsatlardan yararlanacak şekilde kullanabiliriz.
*Zayıf yönlerimizin farkına vararak onları güçlü yönlere dönüştürecek stratejiler geliştirebiliriz.
*Çevremizdeki tehditleri güçlü yanlarımız ile bütünleştirilebilecek fırsatlara dönüştürebiliriz.
devamını okuyunuz... >>

İŞLETMELERDE LİDERLİK VE ÇATIŞMA YÖNETİMİ

GİRİŞ

Çatışma, örgüt kuramcıları, araştırmacılar, uygulayıcılar ve yöneticiler için giderek önem kazanan ve daha çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. İnsanoğlunun bulunduğu her ortamda çatışmanın da olması kaçınılmaz bir olgudur. Belli ölçüde çatışmanın işletme içerisinde olumlu yönde etkileri bulunmaktadır. Neoklasik anlayışın hâkim olduğu düşünce ile bu çatışmaları örgüt içerisinde bastırmak yerine işletmenin amaçlarına hizmet edecek şekilde yönetilmesi gerekmektedir işte bu noktada liderin örgüt içerisinde ki davranış biçimi önem kazanmaktadır. Bu sunumun amaçı çatışmanın nedenleri, yönetim biçimleri ile ele alınarak liderin işletme içerisinde oluşan çatışmayı nasıl yönetebileceği ve çözüm yollarını ile birlikte anlatılmaya çalışılmıştır.

1.    LİDERLİK KAVRAMI VE KAPSAMI

1.1. LİDERLİĞİN TANIMI

Liderliğin tanımı ve oluşumu ile ilgili çok çeşitli tanımlamalara rastlamak mümkündür. 1900’lü yıllardan bu yana toplumbilimciler tarafından birçok tanımlaması yapılan liderlik, genel olarak üç önemli özellik etrafında açıklanabilir.[i] Bunlar;

Kişiye verilen unvan
Kişinin özelliği
Lider olan bireyin içindeki davranış yapısı şeklinde sıralanabilir.

Bunlar doğrultusunda liderliği şöyle ifade edebiliriz. “Liderlik belli durum ve koşullar altında amaca ulaşmak için başkaların davranış nedenlerini etkileme sanatıdır.”[ii]

1.2. LİDERLİK YAKLAŞIMLARI

Liderlik ile ilgili birçok teorik çalışmalar yapılmıştır. Bunları üç grup altında toplayabiliriz.
•        Liderin özellikleri yaklaşımı
•        Liderin davranışları yaklaşımı
•        Durumsallık yaklaşımı
1.2.1.    LİDERİN ÖZELLİKLERİ YAKLAŞIMI
Bu teori liderlikte liderin özelliklerine birinci planda önem vermektedir. Bu teoride liderlerin entelektüel, duygusal, sosyal gibi kişisel özellikleri ve fiziksel özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Liderlikle ilgili olarak belirlenmeye çalışılan listede fiziksel özellikler olarak: boy, ağırlık, güçlülük, yaş, fiziksel olgunluk belirtileri, sağlık durumu, yakışıklı gibi faktörlerin önemi tartışılmış kişisel özellikler olarakta: zeka, hitabet yeteneği, bireysel arası ilişkiler ve haberleşme yeteneği, güven verme veya güvenilir olma, girişimcilik ve riski göze alma, cesaret ve kendine güven gibi faktörlerin önemi tartışılmıştır. Ancak düşünürler bu konuda tam bir görüş birliğine varamamışlardır[iii]             

1.2.2. LİDERİN DAVRANIŞLARI YAKLAŞIMI
Bu teoride liderin özelliklerinden çok davranışlarına önem vermektedir.


                      Şekil 1 – Ohio Üniversitesi yaklaşımı

Burada girişimcilik ruhu yüksek olan lider işi etkili biçimde planlayıp organize etmekte, grubu oluşturan üyeler arasında olumlu ilişkiler kurmakta, haberleşmeyi kolaylaştırmakta ve işte başarı gösterme olasılığını artırmaktadır. Kişiyi dikkate alan lider ise, üyelere arkadaşça ilişkiler kurmakta onlara samimi ve dostça yaklaşmakta, bireylerde saygı ve güven uyandırmaktadır. Şu halde yukarıdaki şekilde en etkin lider 1 numara ile en etkisiz lider ile 4 numara ile işaretlenmiş bulunmaktadır
1.2.3.    DURUMSALLIK YAKLAŞIMI

Liderlik yere ve zamana göre değişen karmaşık bir sistemin belirlediği yönetsel bir rol davranışıdır[iv]
1.3. LİDERLİK – YÖNETİCİLİK AYRIMI

Yönetim, bir kurumun amaç, değer ve hedeflerini saptama ve bunları gerçekleştirme; liderlik ise bir yön belirleme, çalışanların o yönde ilerlemesini motive etme sürecidir.

Liderlik kavramı geleceğe yöneliktir. Liderler kurumun ayakta kalmasını sağlamak işlerin yapılma biçimleri ile, nelere değer verildiğini belirlemek, vizyon oluşturmak ve bu vizyonu kurum içinde benimsetmek sürecinden sorumludur

Yönetim kavramı ise durağandır; yalnız bu günle ilgilidir, yapılmasına gereken işleri ve amaçları yolunda gösterilen ilerlemeleri değerlendirmeyi hedefleyen sistem ve süreçleri kapsar [v]
Yöneticinin, yönetim işlevini yerine getirebilmesi için belirli bir yönetsel makamı işgal etmesi ve bu makamın gerektirdiği yetki ve sorumluluklara sahip olması gerekir. Yöneticilik bir makamı elde bulundurmanın sağladığı bir hak ve yetki iken, liderlik, kendinden doğan bazı güçleri kullanabilme yeteneğidir [vi]
Bugün çoğu ABD şirketinde fazla yöneticilik ve az liderlik söz konusudur. Bu şirketler liderlik uygulama kapasitelerini geliştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Başarılı şirketler liderlerin ortaya çıkmasını beklemez. Liderlik potansiyeline kişileri ciddi şekilde arar ve onları bu potansiyellerini geliştirmek için tasarlanmış deneyimlere sokar. Gerçekten de özenli bir seçme, eğitme ve cesaretlendirme ile bir firmada önemli liderlik rolleri üstlenecek insanlar bulunabilir. Gerçek meydan okuma, güçlü liderlik ile güçlü yöneticiliği birleştirmek ve birini diğerini dengelemek için kullanmak[vii]
1.4. LİDERLİK ÇEŞİTLERİ
Uygulamada üç farklı lider tipi ile karşılaşmak mümkündür. Bunlara aşağıdaki gibi üç ara grupta toplayabiliriz.
a- Grup büyüklüklerine göre
Şahsi lider: Küçük bir grupta lider, grup üyelerinin hepsi ile karşılıklı görüşüp konuşma halindedir. Grubun çalışması sırasında liderin kişiliği ağır basar.
Yönetici Lider: Grup büyüdükçe liderin kişiliğinin kapsamı ve etkisi de azalır. Özel ilişkiler yerine formel ilişkiler kurulur
b-Durumlarına göre
Pozitif lider: Olumlu, teşvik edici, harekete geçirici, grubu katılmaya yönelten bir lider tipidir.
Negatif Lider: Olumsuz, baltalayıcı,  ümit kırıcı, engelleyici, harekete geçme ve geçirme kabiliyeti olmayan bir liderdir.[viii]

c-Anlayış ve davranışlara göre liderler [ix]
Liderlik davranış biçimlerinin sakıncaları
Lider davranış biçimlerine göre çatışma yönetim şekli

Demokratik Lider: Amaçların plan ve politikaların belirlenmesinde işbölümünün yapılmasında ve iş emirlerinin meydana getirilmesinde önder daima aslarına aldığı fikir ve düşünceler doğrultusunda önderlik davranışı belirlemeye önem gösterir.
Zaman kayıplarına neden olması karar sisteminin yavaş işlemesinde görülür.
Herkesin fikir vermeye zorlanması, uzmanı olmadığı konularda kendisinden fikir sorulması yanlış fikirlerin ortaya atılması
Birleştirici sorun çözme yöntemleri
-Mutabakat
-Yüz yüze gelme ve karşılıklı konuşma
-Yüksek kademe amaçları belirleme

Uzlaşma yöntemi
Otokratik lider
Otakratik liderin baskıcı ve saldırgan bir niteliği vardır. Kesin emri olmaksızın kimse bir şey yapmaz. Tek karar alıcıdır. Korku, ceza, tehdit eder.
Liderin aşırı ölçüde bencil davranması ve aslarının duygu ve inançlarını hiç dikkate almaz ve iş görende psikolojik açıdan tatminsizlik yaratır. Yaratıcılık azalır. 



Hakimiyet ve Baskı Yöntemi
Serbestçi lider
Grup üyelerini tamamen serbest bırakan bir liderlik modelidir. Liderin rolü diğer grup üyelerininki gibidir. Lider sadece örgüt dışından bilgi ve kaynak sağlamak bakımından katkıda bulunur.
Üyeler birbirine karşı farklı nitelikte amaçlar geliştirebilir. Bu durum kriz döneminde örgütün dağılmasına neden olabilir.



Uzlaşma Yöntemi

          


1.5. İŞLETMELERDE LİDERLİK VE LİDERLİK FONKSİYONLARI
İdeal bir lider ve yöneticide bulunması gereken özellikler

•        Liderliğin ilk temel bileşeni bir rehber görüştür. Nereye ve niçin gitmekte olduğunuzu bilmiyorsanız, muhtemelen hiçbir yere ulaşamazsınız.
•        Liderliğin ikinci temel bileşeni tutkudur. Hayatın vaat ettiği şeylere karşı duyulan tutku, meslek tutkusu, eylem tutkusu.
•        Liderliğin diğer bir bileşeni de dürüstlüktür.
•        Dürüstlük güvenin temelidir. Güven ise liderliğin bir bileşeni olduğu kadar aynı zamanda onun ürünüdür.
•        Liderliğin diğer bir bileşeni merak ve cürettir.
•        Hakiki liderler doğmaz, yetişirler. [x]
1988 yılında ABD’de 500 üst düzey yönetici arasında yapılan ve 24 Ekim 1888 tarihli Forture Dergisinde yayınlanan bir araştırma başarılı  bir liderlik için 7 anahtarın gerekliliğinden söz eder.
1-    Astlara güven duyma
2-    Geniş görüş geliştirmek için planlamaya önem vermek
3-    Serinkanlı olmak
4-    Riski teşvik
5-    Uzmanlık
6-    Muhalefeti teşvik: Böylece karşıt fikirler de öğrenilmiş olur.
7-    Ayrıntılara boğulmadan basitleştirmek.[xi]
2. ÖRGÜTLERDE ÇATIŞMA VE ÇATIŞMANIN ÖNEMİ
2.1. ÇATIŞMANIN TANIMI
İnsanların etkileşimde bulunduğu her ortamda kaçınılmaz bir olgudur. Bireyler, gruplar ve örgütler amaçlarını gerçekleştirmek için çalışırken diğer bireyler gruplar ve örgütler ile sürekli bir etkileşim içindedirler. Bu etkileşim sürecinde taraflar arasında ilişkilerde ve etkinliklerde uyuşmazlık veya tutarsızlıklar iki taraf arasında çatışmayı doğurur.
Buna göre çatışma en genel anlamda çatışma, iki veya daha fazla kişi yada grup arasındaki çeşitli kaynaklardan doğan anlaşmazlık olarak tanımlanabilir.[xii]
Örgütün içinde meydana gelebilecek birbirinden farklı yaklaşımların bulunduğu görülmektedir. Klasik yöntem düşüncesine göre çatışma istenmeyen bir olaydır. Mümkünse bundan kaçınmalı ve meydana geldiği anda hemen çözümlenerek ortadan kaldırılmalıdır. Neoklasik yaklaşıma göre de çatışma örgütler için istenmeyen bir olgudur; örgütün ahengini bozmakta, karışıklık yaratmaktadır; ortaya çıktığında hemen ortadan kaldırmaya yönelik tedbirlerin alınması gerekir.[xiii]

Son olarak modern yönetim anlayışı tarafından benimsenen bu görüş, çatışmaları tamamen ortadan kaldırmak yada bastırmak yerine, örgütteki çatışmaların yönetim tarafından tanınmasına ve örgüt amaçlarına hizmet edecek şekilde yönetilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu görüş;
1. Örgütsel çatışmaların, örgüt yapısındaki bozuklukların yada üst yönetim hatalarının bir göstergesi zorunluluğunun olmaması.
2. Çatışmanın örgütün bir parçası olduğunun, bunun temel nedenlerinin bireyler ve gruplar arası farklılıklardan oluştuğunu; bu farklılıkların ortadan kaldırılmasının olanaksızlığını belirterek,
3. Kontrol altına alınabilen yada yönetilebilen çalışmaların hem örgütsel, hem de bireysel amaçlar için yararlı olacağıdır.
Genel anlamda çatışmalar hem bireysel hem de örgütsel açıdan olumsuz sonuçlara yol açan bir kavram olarak ele alınmasına rağmen etkin şekilde yönetilebilen çatışmaların örgüte getirdiği olumlu sonuçların ortaya konulması, çatışmaya yeni bir anlam kazandırmaktadır.[xiv]
 2.2. ÖRGÜTLERDE ÇATIŞMA TÜRLERİ

Ø      Bireyler arası çatışma
Ø      Gruplar arası çatışma
Ø      Bölümler arası çatışma
Ø      Örgütler arası çatışma [xv]
2.3. ÖRGÜTLERDE ÇATIŞMA NEDENLERİ

Ø      İşbölümü
Ø      Fonksiyonel bağımlılık
Ø      Sınırlı kaynaklar
Ø      Ortak karar verme
Ø      Yeni uzmanlar
Ø      Algısal farklılıklar
Ø      Amaç farklılıkları
Ø      İletilim farklılıkları[xvi]
Ø      Yönetim alanı ile ilgili belirsizlikler
Ø      Çıkar farklılıkları
Ø      Kişilik farklılıkları
Ø      İşçi-İşveren ilişkiliklerindeki kutuplaşmalar
Ø      Değişen koşuların öngördüğü yeni nitelikler [xvii]




2.4. ÇATIŞMANIN ÇÖZÜLMESİNDE KULLANILAN STRATEJİLER
Kaybedeyim - Kaybet stratejisi: Çatışmaya düşen iş görenin, kendi durumunun daha kötüye gideceğini düşünerek karşı tarafın da kaybetmesini istemiştir. Bu strateji seçildiğinde, sonuçta iki taraf da kaybeder.
Kaybedeyim - Kazan stratejisi: iş görenin, yenilginin karşılığını daha sonra almayı düşünerek, yenilgi karşı tarafın çıkarına peşinen kabul edip çatışmaya son vermesidir.
Kazanayım – Kazan stratejisi: Çatışmanın, tarafların karşılıklı tatmin olmasıyla sonuçlandırılmasıdır. Çatışma çözümlemede, hem birey, hem de örgüt açısından en olumlu sonucu veren stratejiyi kazanayım – kazan stratejisidir.
Kazanalım – Kaybeden stratejisi: Çatışmada taraflar tüm olanaklarını kazanmak için kullanır. Sonuçta biri kazanır, diğeri kaybeder. Stratejinin uzun dönemde etkisi belirsizdir. Ayrıca çatışmaya giren iki tarafta, aynı stratejiyi uyguladıklarında iki eşit güçteki grubun çatışmaya girmesi sonucunda her iki taraf için de kayıp durumu söz konusu olabilir.[xviii]

2.5. ÖRGÜTSEL ÇATIŞMANIN YÖNETİM YOLLARI

Bu kısımda “çatışmanın teşvik edilmesi, azaltılması ve çözüme kavuşturulması yöntemleri” olmak üzere çatışma yönteminin üç boyutu ele alınmıştır.

2.5.1. ÇATIŞMANIN TEŞVİK YÖNTEMİ
B u yöntemler, düşük çatışma düzeyi ile birlikte iç başarımın ve yaratıcılığın tatminkar olmaktan uzak bulunduğu örgütler veya bunların çeşitli birimlerde yaratıcılığı ve verimliliği iyeleştirme üzere çatışmanın bilinçli olarak teşvik edildiği durumlarla ilgilenirler. Çünkü yapıcı ve yaratıcı çalışmanın çok düşük bulunduğu ortamlarda çalışan insanlar daha yeni ve daha iyi iş yapma yol ve yöntemlerini geliştirmeye çalışmak yerine mevcut durumu pasif bir şekilde kabullenmeyi tercih eder. Çevre koşulların hızla değiştiği günümüz iş dünyasında, varlığını sürdürmek isteyen bir örgütte böyle durumun devam etmesi mümkün olacağına göre, yönetimin,işletme yapısında yaratıcılığı harekete geçirecek yapıcı bazı çatışmaları teşvik etmesi gerekir. Yönetimin bu alanda yapabileceği önlemler veya geliştireceği önerilerin kısaca açıklaması yararlı olacaktır.
a) Örgüte Dışarıdan Taze Kan Niteliğinde Yeni Elemanların Alınması
Sürekli bir durgunluk içine girmiş herhangi bir örgüt veya birimlerini tekrar harekete geçirmenin en etkili yollarından biri, yetişme tarzı, değerleri ve yönetim anlayışı çağdaş olan kişileri hiyerarşik yapının hakim noktalarına gerektirmektir. Bu kişiler örgüte yeniden çeki düzen vermek ve gerekirse rahatsızlıkları ortaya çıkaracak yapıcı bazı uyuşmazlık ve çatışmaları da teşvik etmek suretiyle yaratıcılığı ve dinamizmi hakim kılmaya çalışacaklardır.
b) Örgüte Haberleşme Alanında Yeni Düzenlemelere Gitmek
Resmen haberleşme ağı içinde yer alan bazı bireyleri veya grupları bu ağın dışında bırakarak ve bunların yerine yeni grupları dahil ederek örgütsel güç yeniden dağıtma tabi tutulabilir ve bu yolla yaratıcı nitelikte çatışmalar yaratabilir.
c) Örgütün Yeniden Yapılandırılması
Örgüte eski çalışma ekiplerinin ve departmanların dağıtılıp bunların yeniden yeni üyeler ve sorumluluklarla oluşturmaları ve belirsizlik ve yeniden çalışma döneminin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Bu dönem süresince ortaya çıkacak çatışmalar aynı anda grup üyelerinin daha iyi çalışma yöntemlerini geliştirmelerin de mümkün hale getirecektir.
d) Rekabetin Teşvik Edilmesi
Örgütte çalışanlara ikramiye, teşvik primleri verilerek veya onları onurlandıracak biçimde adlarının işletmenin belirli yerlerinde elan edilmesi suretiyle yüksek düzeyde bir iş başarımının sağlanmaya çalışılması rekabeti teşvik edecek ve hızlandıracaktır. Eğer rekabet yüksek düzeyde davam ettirebilirse bu taktirde gruplardan birinin diğerine üstün gelmeye çalışması sonuçta yapıcı ve üretken çatışmayı teşvik edecektir.
e) Uygun Yöneticilerin Seçilmesi
Yöneticilerin aşırı derecede otoriter olması ve üyelerden hiç kimseye karşıt görüş ortaya koymamalarına izin vermemesi nedeniyle bazı çalışma grupları yüksek derecede pasif davranışlar gösterebilir. Bazı gruplarda yöneticinin gevşek davranması nedeniyle taşkın eylemlere girişebilirler. Gruplar için en uygun yöneticilerin bulunup seçilmesi örgütte bulunmayan faydalı çatışmaları teşvik edebilir.[xix]
2.5.2. ÇATIŞMANIN AZALTILMASI YÖNTEMLERİ
Yöneticilerin büyük bir kısmı çatışmaları teşvik etmek yerine, bunların azaltılması konusuyla çok daha yakından ilgili bulunmaktadırlar. Bu başlık altında biz de çatışma ile ilişkilendirilen düşmanca duygu ve bu davranışların azaltılması veya düşürülmesi yöntemlerini kısaca tartışmak istiyoruz.
“Çatışmanın azaltmanın yöntemi” haline gelen birkaç öneri aşağıda verilmiştir.
•        Gruplar arası haberleşmenin, kesintisiz, doğru ve uygun biçimde işlemesinin sağlanması.
•        Gruplar arası ilişkilerde kazanma ve kaybetme duygusunun gelişip yerleşmesinin önüne geçilmesi
•        Gruplar örgüt dışında ortak bir hedef gösterecek yıkıcı çabaları yoğunlaştırılmalarının sağlanması. 
•        Gruplar için ortak ve yepyeni bir amacın ortaya konulması. [xx]
2.5.3. ÇATIŞMANIN ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ
Örgütlerde ortaya çıkan çatışmaları, uzun süre çözümsüz bırakmak mümkün değildir. Ama, çatışmaların mutlak çözümlenmesinden çok daha önemli olan bunların çözümlenmesinde izlenen yol ve yöntemlerin tarafları ne ölçüde tatmin ettiğidir. Örgütlerdeki çatışmaları çözmenin belli başlı üç vardır. Bu yöntemler, soruna yapıcı ve etkili bir çözüm getirme açısından önemli farklılıklar gösterirler. Ayrıca, bu yöntemler tarafların gelecekte de çatışma ile uğraşmaya devam edip etmeyeceklerini belirlemeleri yönünden de farklılıklar arz eder.
2.5.3.1. HAKİMİYET VE BASKI (DOMİNANCE AND SUPPRESSİON) YÖNTEMİ
Hakimiyet ve baskı yönteminin genellikle iki yönü bulunmaktadır. Bunlardan ilki söz konusu yöntemlerin çatışmayı çözmekten çok güç kullanımı yoluyla onu bastırması veya yer altına itmesidir. İkinci olarak bu yöntem, taraflar arasında kazanma ve kaybetme durumu yaratarak kaybeden tarafın hayal kırıklığına ve düşmanca tavırlar içine girmesine neden olmasıdır. Yöntemin özünü oluşturan hakimiyet ve baskı şu şekilde ortaya çıkabilmektedir.
•        Güç Kullanma veya Zorlama: Bu yolla, yönetici güç ve otoritesini kullanarak çatışmaları çözüme kavuşturmaya çalışır. Yöneticinin önerdiği veya empoze ettiği çözüm yolu taraflardan birini tatmin ederken diğerini tatminsizlik içine itebilir.
•        Yumuşatma: Çatışmanın bastırılmasında daha diplomatik bir yoldur. Burada, yöneticinin kendi çözümünü taraflara empoze etmeye çalışmak yerine çatışmadan vazgeçmeleri için taraflardan her birini ikna etme çalışması söz konusudur. Çatışmanın konusu hakkında yöneticinin taraflardan daha fazla bilgiye sahip olması ve akılcı önerilerde bulunabilmesi halinde bu yönetim etkili olabilir.
•        Kaçınma: Çatışmanın çözümünü yöneticinin aktif rol almaktan kaçınması ve bu tutumu nedeniyle bütün tarafları tatminsizlik içinde bırakmasıdır. Başka bir deyimle kaçınma yönteminde, yönetici açık taraf tutmamakta ve doğrudan çatışmaya müdahale etmek istememektedir. Bunun sonucu olarak, çatışmanın çözümü ile ilgili kararlar gecikir ve taraflar sürekli tatminsizlik içinde kalırlar.
•        Çoğunluk Oyu Kuralı: Grup çatışmasını çoğunluğun oyu kuralı ile çözümlemeye çalışmak, üyelerin izlenen yöntemin adil olduğuna inanmaları durumunda etkili sonuçlar verebilir, ancak, taraflardan biri diğer gruptaki üyelerin oların serbestçe kullanılmasına engel olmak sureti ile çoğunluğu sağlama yoluna giderse, bu taktirde ulaşılan çözüm demokratik olmaktan çıkıp baskı ve hakimiyet kurma durumuna dönüşmüş olur.
2.5.3.2. UZLAŞMA (COMPROMİSE) YÖNTEMİ
Bu yöntemde, yöneticiler iki veya daha fazla grup arasında var olan çatışmayı taraflar arasında ortak bir zemin bulmak sureti ile çözmeye çalışırlar. Baskı yönteminin tersine, bu yöntemin avantajı, uzlaşmaya varan tarafların birbiri hakkında çok daha az gizli kalmış düşmanca duygulara sahip olmalarıdır. Bununla beraber, örgütsel bakış açısından uzlaşma yöntemi zayıf bir sorun çözme yöntemidir. Çünkü çözüm yolu, her zaman, örgütün amaçlarını en iyi şekilde gerçekleştirmesine hizmet etmemektedir. Bunun yerine, taraflarca ulaşılan çözüm, iki kesimin birlikte yaşamalarına olanak verecek kadar çatışmanın bulunduğu bir ortalama çözümdür.
Bu yöntemde kullanılan belli başlı yollar arasında, kesin çözüme ulaşıncaya kadar çatışan tarafların birbirinden ayrı tutulmaları, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmek üzere üçüncü bir kişinin veya grubun arabulucu olarak çalıştırılması (tahkim). Kurallara sığınma ve nihayet çatışmaya son vermesi için taraflardan birinin diğerine bir bedel vermesi sayılabilir. Ancak, bu saydığımız yolların hiçbiri ne tam olarak tarafları tatmin etmekte ne de yaratıcı çözümü getirebilmektedir.
2.5.3.3. BİRLEŞTİRİCİ SORUN ÇÖZME YÖNTEMİ
Bu yöntemde, taraflarca tamamıyla kabul edilen bir çözüm yolu araştırılır ve  böylece taraflardan hiçbirisi herhangi bir fedakarlığa katlanmış olmaz, Bütünleşme hükmetmenin tuzağında ve uzlaşmanın sık sık oluşan statik durumundan kurtulmak için yollar arar. Her iki tarafında, “senin dediğin değil, benim dediğim olacak” şeklindeki iddiaları yerine, taraflarca tamamen tatminkar bulunan bir yol aranır. Bu yöntemin üç çeşit uygulama şekline rastlanmaktadır. Bunlar “Fikir birliğine varma veya mutabakat, yüz yüze görüşme ve yüksek kademe amaçları belirleme” şeklinde ifade edilebilir.
•        Mutabakat: Çatışma halindeki taraflar sorunlara en iyi çözüm yolunu bulmak için bir araya gelirler. Grup mutabakatı, kuşkusuz bireysel mutabakattan çok daha etkili ve kalıcı çözümler sağlayabilir.
•        Yüz yüze Gelme ve Karşılıklı Konuşma: Çatışma halindeki taraflar görüşlerini birbirine doğrudan iletirler. Bu çözüm yönteminde çatışmanın nedenleri karşılıklı olarak tartışılır, araştırılır ve ortaya çıkan sonuçlar ışığında çatışmaya çözüm yolları önerilir.
•        Yüksek Kademe Amaçları Belirleme: Bu yöntem çatışmanın çözüme kavuşturulmaya çalışılması anlaşmazlıkların giderilmesinde genellikle en etkili yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle bunalım dönemlerinde geçerli olan bu çözüm yöntemleri bunalım atlatıldıktan sonra etkisini yitirebilir.[xxi]
2.6. ÇATIŞMANIN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ

Çatışmanın Birey ve Örgüt İçin Olumlu Yönleri;
1.      Çatışma örgüte yeni amaçlar kazandırabilir.
2.      Çatışma iş görenleri güdeleyerek, örgütteki tembelliği ortadan kaldırabilir.
3.      Örgütte iş görenlerin arasındaki iletişimin kanallarının açılmasına, bilgi akışının hızlanmasına yardım edebilir.[xxii]                               
4.      Çatışma problemlerin farkına varılmasına, tanınmasına ve daha iyi çözümler oluşturulmasına yardımcı olabilir.[xxiii]              
5.      Çatışma sonucunda modern örgütlerin yaşaması için gerekli olan uzmanlık alanlarının artıp yayılmasına olanak sağlanır.  Çatışma örgütün sorunlarının su yüzüne çıkmasına, böylece ilgililerin sorunlara çevirmesini sağlayabilir.
6.      Çatışmaya yol açan kararsızlık ve uyuşmazlıklar ortadan kaldırıldığında örgütü bütünleştirebilir.
7.      Örgüt içindeki yetki dağılımının dengelenmesi sağlanabilir.
8.      Çatışma örgütün etkinliğini ve verimliliğini geliştirebilir.
9.      Çatışma, yenileşmenin önemli bir kaynağı ve öğesi olabilir.
Çatışmanın Birey ve Örgüt İçin Olumsuz Yönleri;
1.      Çatışmanın sonucunda örgütte, emek, zaman, para savurganlığı artmaya başlayabilir.
2.      Çatışmalar, takım çalışmasına karşı pasif ve aktif direnişe yol açabilir. [xxiv]
3.      Örgütte güvensizliğin ve şüpheciliğin hakim olduğu bir hava oluşabilir.
4.      örgütün verimliliği düşmeye başlayabilir.
5.      yöneticiler giderek yetkeci bir yönetim biçimi geliştirebilir.
6.      Çalışanlarda stres ve bıkkınlığa neden olabilir.
7.      çalışanlar birbirinin edimlerini olumsuz değerlendirebilirler.
8.      örgüte adanmışlık ve bağlılık azalabilir[xxv].       
9.      Çalışanlar birbirini düşman görebilir. 
10. Örgütün amaçlarını savsakladığını ve amaçlardan sapıldığı görülebilir.
11. Örgüt içinde iletişimde azalma ve bozukluklara neden olabilir.[xxvi]



2.8. ÇATIŞMALARIN ANALİZİNDE LİDERİN İZLEYECEĞİ YOLLAR

Örgüt içindeki çatışmaları önlemek, yönetimin karşılaştığı en güç sorunların başında gelmektedir. Çatışmaların çözümünde birden fazla yöntem uygulanmaktadır. Ancak hangi çatışmada hangi yöntemin uygulanacağı söz konusu çatışmanın iyi bir şekilde analiz edilmesini gerektirecektir. Çatışmanın analiz edilmesinde ve çözüm yolunun tasfiyesinde  görev alacak kimselerin sosyal bilimler alanında uzman, sabırlı, başka insanların tutum, davranış, çıkar ve duygularını anlayabilen bu konuda belirli bir süre çalışmış ve iş tecrübesine sahip olması gereklidir. Bu kimseler örgüt içerisinden veya dışından bulunarak görevlendirilebilirler. Çatışmanın yapısının ayrıntılı analiz edilmesinde aşağıdaki yöntem uygulanabilir.

Çatışmanın nedeni anlaşmazlığın ortaya çıkış sebebi nedir?
Anlaşmazlığın kapsamına giren kişiler ve gruplar kimlerdir. Ve çatışma nasıl bir gelişme göstermiştir?
Anlaşmazlığı başlatan ve sürdüren görünürde olmayan gizli nedenler nelerdir?
Anlaşmazlığın çözümü için tarafların takındıkları tutumlar nasıldır?
Anlaşmazlığın büyümesi söz konusu ise buna ne gibi hususlar sebep olmuştur?
Muhtemel çözüm sonucunda hangi tarafın ne tür bir çıkar ve güç kaybı olabilecektir?
Birden fazla çözüm var mıdır? Anlaşmayı kökünden çözmeden geçici çözümlerle durum kurtarılabilir mi?
Örgüt dışı bir uzman veya tarafların hakem olarak kabul edilebilecekleri örgüt içinde hatırlı kişinin anlaşmazlığın giderilmesinde aktif rol oynaması mümkün müdür?
Taraflar belirli bir süre sonra dışardan müdahale etmeksizin kendi aralarında kabil edebilecekleri çözüm yolları bulabilirler mi?
Örgüt çözümün uygulanabileceği bir ortama sahip midir? Örgütsel koşullar hangi çözüm yöntemleri nasıl uygundur?
Çözüm etkinliği nasıl ve kim tarafından ne zaman denetlenecek?[xxvii]
SONUÇ
Belirli bir amacı yada amaçları gerçekleştirmek için farklı kültürlerden gelen insanların oluşturduğu örgütlerde çatışmalar kaçınılmaz bir hal almıştır. Örgütü oluşturan insanların değer, yetenek, amaç, beklenti, kişilik ve algı farklılıklarının olması doğaldır. Çatışmaların en önemli nedeni olan bu farklılıkların örgütün yararına olabilmesi yada örgütün etkinliğine ve gelişmesine katkıda bulunabilmesi liderlerin kurum içindeki çatışmaları etkin bir biçimde yönetmesine bağlıdır. Bu çalışmada liderlerin kurum içindeki çatışmayı nasıl çözümledikleri ve bu süreçte karşılaştıkları sorunları açıklamaya çalıştık. Bunun sonucunda çatışma yönetiminde kilit rolün liderlerin üzerinde olduğunu gördük. Nihayetinde çatışma yönetimi bir karar vermek demektir. Lider karşı karşıya kaldığı sorunları çözebilmek örgüt içi gruplar arasında görülen olumsuzlukları yok edebilmek için sunduğumuz alternatiflerden en uygun olanı seçmek durumundadır. Ancak en önemli şart liderin kişisel becerileridir. Dolayısıyla bu zor görevi kişisel becerilerini kullanarak yerine getirecektir.




İlginizi çekebilecek diğer konular:

Girişimcilik destek programı

Genel destek programı

AR-GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı

KOBİ Proje Destek Programı
devamını okuyunuz... >>