The New Economy of Nature kitabının yazarı Pulitzer Ödülü sahibi
Kathy Ellison'un Mommy Brain adlı nefis kitabını incelerken karşımıza
çalışmalarıyla bir Türk bilimadamı çıkıyor. Ellison, kitabını yazarken
meslektaşım psikiyatrist Samet Köse'nin bu alandaki öncü
çalışmalarını temel almış.
Dr. Köse, "annelerin doğacak çocukla başa çikabilmeleri için anne
olmayan kadınlara oranla farklı beyin işlevselliğine gereksinimleri var"
diyor ve şöyle devam ediyor: "Doğum yapan kadınlar, doğum
yapmayan kadınlara oranla emosyonel ve bilişsel yönden daha iyi
performans sergiliyorlar. Ilginçtir, gebeliğin ilk aylarında annelerin
beyni büzülmeye uğruyor ve salgılanan hormonların etkisiyle hacim
olarak küçüluyor, ama tam da bebeğin doğacağı donemde yeniden
eski hacmine dönüyor, üstelik çok daha yetenekli bir beyin olarak!"
Katherine Ellison, Annelik Beyni (The Mommy Brain) başlıklı kitabında
bu durumu şöyle aktarıyor:
"Bu kitabı yazarken bu alanda çalışan iki bilimadamının verilerinden
yararlandım. Jeffrey Lorberbaum veTürk meslektaşı Samet Köse,
beyin MRI'larını çektikleri sağlıklı annelerde ayrıca annelik sonrası
davranışsal değişiklikleri araştırdılar. Annelerin çoğu, gebeliğin
bitiminden sonraki 6-8 haftalık sürede genelde daha sıcak ve nazik
olduklarını, başkalarının bakış açılarını daha kolayca anladıklarını,
başkalarına daha az anksiyeteli göründüklerini, stresle daha kolay
başa çıktıklarını ve multitask (çok işlevli) olduklarını, örneğin bir
alışveriş merkezinde çok daha hızlı alışveriş yaptıklarını, eşyaların
yerlerini daha çabuk bulduklarını bildirdiler. Anneler ayrıca, görsel ve
işitsel olarak daha uyarılmış olduklarını ve bunun da multitask
olmalarına katkısı olduğunu ilettiler."
Samet Köse, yeni baba olduğu günlerde başladığı babalık beyni
üzerine çalışmasında ilginç verilere ulaştıklarını söylüyor. Babalar,
aynı bebek ağlamasını MRI ortamında dinlediklerinde annelere oranla
beyinlerinde daha farklı bölgesel aktivasyon gösteriyorlar. Dr. Köse,
"babaların beyninde ödül merkezlerinde annelerde gördüğümüz
aktivasyona rastlamadık" diyor ve şöyle devam ediyor: "Bunun yerine
babalar beynin görece daha yakın dönemde evrimsel gelişimini
tamamlamış kortikal bölgelerde aktivasyon gösteriyor. Özellikle bilişsel
işlevler ve görme ile ilgili merkezler olan occipital ve parietal
korteksde. Bu da yoğun babalık davranışının görece daha yakın
dönemde edinilen bir davranış olduğunu, annelik davranışının ise
kuşaklar boyunca geliştiğini ve yerleştiği görüşünü destekliyor. "
Dr. Köse'ye göre, anneler kendi bebeklerinin ağlama seslerine yanıt
vermede beynin ödül ve haz merkezleri olan emosyonel merkezlerini
kullanıyorlar, babalar ise beynin en rasyonel bölümleri olan
neokorteksi kullanıyorlar. Dr. Köse, bunun nedeninin ise anneler fazla
düşünmeksizin bebeğe yaklaşma ve bakım davranışı sergilerken,
babaların "ben şimdi ne yapacağım?" diye kendilerine sormalarından
kaynaklandığını düşünüyor.
Psikiyatrist Samet Köse, "anne olunur, anne olarak doğulmaz diye
sözlerine başlıyor." İnsanlarda, gebelikle birlikte annede bir dizi
hormonal değişim görülüyor. Bu değişim, annenin doğacak olan
bebeğine bakabilmesi için motivasyon ve ödül merkezlerini harekete
geçiriyor. Biz Medical University of South Carolina'da, National
Institute of Mental Health'in finansal açıdan desteklediği
çalışmalarımızda ilk kez annelik ve babalık beyin merkezlerini
fonksiyonel MRI yöntemiyle inceledik. Bunu yaparken de annelerin
MRI ortamında daha önceden kaydedilmiş kendi bebeklerinin ağlama
seslerini kullandık. Hipotalamus-ortabeyin-limbik ve kortikal bölgelerin
birlikte etkileşerek annelik beynini oluşturduklarını bulduk. Bu bölgeler
sosyal bağlanma bölgeleri olarak işlev görüyor ve motivasyon, dikkat,
emosyon, empati, karar verme, ve eyleme geçmede önemli
bölgelerdir.
Biz bu çalışmalarımızı şu anda doğum sonrası depresyon geçiren
annelerde sürdürüyoruz. İlerde kokain, eroin vb madde bağımlısı olan
annelerde aynı çalışmaları yaparak bu annelerin bebeklerini ihmal
edişlerinin tamamen beyin kökenli olduğunu, bu durumun tedavi
edilebilir olduğunu, erken dönemde müdahele ederek bu annelerin
bebeklerine gerektiği biçimde ilgi ve bakım göstermelerinin
sağlanabileceğini, bebeklerinin de anneleriyle sağlıklı bağlanma
yapmalarını hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi, ruhsal bozukluklar anne ile
bağlanmanın olmayışı, ya da güvensiz bağlanma nedeniyle oluşuyor.
Bowlby'nin "güvenli bağlanma" (secure attachment) adını verdiği
süreç için sağlıklı bir bebek kadar, sağlıklı bir anneye de gereksinim
var. Hatta bağlanmanın anne karnında geçen süreyi de kapsadığını
ileri sürülebiliriz. Anne-baba ve bebek arasındaki ilişki bebeğin dış
çevre ve diğer insanlarla ilişkileri için de çok önemli.
Samet Köse son olarak şu mesajı veriyor: "Bedenen ve ruhsal
yönden sağlıklı nesiller istiyorsak, annelere yatırım yapmalı, hem
gebelik sürecinde hem de sonrasında sağlıklı bir anne-bebek iletişimi
ve güvenli bir bağlanma için gerekli koşulları sağlamalıyız. Daha
becerikli, daha üstün yetenekli anneler ise cabası!"
Prof.Dr.Kemal Sayar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder