‘Bana kendi uydurduğun bir yalan söyle, gel seni alnından öpeyim’ der atasözü. Kendi uydurmuş olduğun bir yalanı söylemek, başka bir ağızdan duyulup tekrarlanan bir gerçeği söylemekten hemen hemen daha iyidir. Çünkü birinci durumda sen bir insansın, ama ikincisinde bir papağandan hiçbir farkın yoktur.”
“Bazen öyle karşılaşmalar olur ki, hem de tanımadığınız insanlarla karşılaştığımız halde, öyle birdenbire, tek bir söz bile konuşmadan, ilk anda, ilk bakışta onlarla ilgilenmeye başlayıveririz.”
Yoksulluk ayıp değil, bu bir gerçek, hem içkiye düşkünlüğün de bir erdem olmadığını bilirim ben, hem de daha iyi bilirim bunu. Ama sefalet, sayın bayım sefalet ayıp. Yoksullukta yaradılışımızdaki soylu duygularınızı koruyabilirsiniz ama, sefalette hiç kimse, hiçbir zaman koruyamaz bunu. Sefalete düşmüş bir kimseyi sopayla bile kovalamazlar, süpürgeyle süpürürler toplumun içinden. Bunu da sırf onu daha çok alçatmak için yaparlar. Bunda haklılar da, çünkü sefalete düşerken ilk kez ben kendimi aşağılarım.”
Dostoyevski-suç ve ceza
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder