dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi
Yunus Gibi Gülümse
Hiç aralıksız, durmaksızın gülümseyebilir misiniz? Tabi ki yapamazsınız bunu… Ama sürekli gülümseyen birileri var bu dünyada, kimler onlar? Elbette yunuslar…

Nasıl bir yaratılıştır ki yunusların yüzü, her şeye rağmen, onlardan birinin resmi ile hele ki kendisiyle karşılaştığınızda (ne büyük şanstır) hangi gerilimin içinde olursanız olun gevşer; bütün vücudunuzda bir gülümseme ve huzur duygusuna, hipnotize olmuş gibi kapılır gidersiniz. 
Öylesine güzeldirler ki onlar, tenlerine dokunmak istersiniz. Estetik harikası olan anatomik yapıları iç okşar adeta. Eğer denemediyseniz hemen şimdi deneyin lütfen… Bir yunus resmine bakın, nasıl içinizdeki duygular sevgi ve huzura doğru koşacak… Çünkü onlar gülümsemenin boyutu Alpha’nın varlıklarıdırlar ve sizi o boyuta taşırlar.
Bu eşsiz güzellikteki canlının özellikleri uzun yıllardır insanın araştırma sahasına girmekten tabi ki kurtulamamış ve araştırmalar değişik alanlarda çalışmalara ve sonuçlara neden olmuş. Aslında sonu yok gibi görünüyor bu sonuçların, çünkü yunuslar gerçekten gizemli varlıklar.
Yunusların ilginç özelliklerine bir bakalım beraberce.
Yunus burnu taklit edilerek yapılan gemi pruvalarında % 25 oranında yakıt tasarrufu sağlanıyor. Concorde uçaklar yunus vücudu modellenerek yapılmıştır.
Denizaltılarda yunusun süngersi vücut yapısı taklit edilerek yapılan modelleme onların hızını 2.5 kat arttırmıştır. Yunus derisi üç tabakadır. Dıştaki tabaka ince ve çok esnektir; içteki tabaka kalındır ve plastik kıllı bir fırça görünümünü sağlayan esnek kıllardan oluşmuştur. Tabakaların üçüncüsü olan ortadaki ise süngerimsi bir maddeden yapılmıştır. Son hızla yüzen yunus balığına etki edebilecek ani bir basınç iç katmanlara iletilerek söndürülür. Alman denizaltı mühendisleri, dört yıllık bir araştırmayla aynı özelliklere sahip sentetik bir kaplama yaptılar.
Bu kaplama iki kauçuk tabakadan oluşuyor ve  tabakalar arasında yunusun deri hücrelerine benzeyen kabarcıklar bulunuyor. Bu kaplamaların kullanılmasıyla denizaltıların hızlarında % 250 oranında bir artış meydana geldi.
Yunusların ses dalgaları ile kurdukları iletişim, bilim ve teknik dünyasında çığır açmıştır. Yunuslar başlarının önündeki özel bir organdan saniyede 200.000 titreşimli ses dalgaları yollarlar. Bu titreşimlerle sadece yollarındaki engelleri hissetmekle kalmaz aynı zamanda, yankının özelliklerinden cismin yönünü, uzaklığını, hızını, büyüklüğünü ve şeklini de ayrıntılarıyla hesaplayabilirler. Sonarın çalışma prensibi yunusların bu algısıyla aynıdır.

Otago Üniversitesi’nden David Lusseau, 7 yıl boyunca 64 adet yunustan meydana gelen bir grubu inceledi. Bunun sonucunda yunuslar arasındaki, insanlar ve insan yapımı şebekelerdekine benzer bir iletişim ağının varlığını keşfetti. Lusseau, yunusları izlerken, daha sık bir araya gelen bireylere odaklandı. Bu yunusların daha çok erişkin dişilerden meydana geldiğini ve topluluk iletişiminin merkezleri olarak görev yaptıklarını anladı. Lusseau “çap” ismi verilen bir ölçme yöntemini kullandı.  Yunusları, yüzgeçlerine koyduğu işaretlerden izleyen Lusseau, iletişim merkezleri olarak görev yapan yunusların gruptan ayrılması durumunda ise topluluğun büyük bir esneklik ortaya koyduğunu anladı. Yunus topluluğunun iletişimi, anahtar roldeki bireylerin eksikliğinde bile etkilenmiyordu. Yunus topluluğundaki bu esneklik, nüfusun üçte biri yok olsa dahi, topluluğun birliğini sürdürmesini mümkün kılıyordu. Bu kusursuz iletişim ağının insanların kullandığı internet ağı gibi iletişimlerde modellenmesiyle mevcut kusurların giderilebileceği düşünülüyor.
Yunusların bir diğer ilginç özellikleri;  beyinlerinin yarısıyla uyumalarını sağlayan bir yöntem geliştirmiş olmaları.

Yunuslar 'uyanık kalarak uyumak' için beyinlerinin yarısını kapatırlar, beynin diğer yarısı, nefes almak gibi hayati işlevlerin denetimini sağlar. Beynin yarısının uyuduğu sırada metabolizmanın yavaşladığı ve yunusların neredeyse hiç hareket etmedikleri belirlendi. Bu durumda, yunusların bir yüzgeçlerinin su yüzünde olması nedeniyle suyu dalgalandırdıkları ve böylece fark edilebildikleri kaydedildi. Yunusların, beyinlerinin iki kısmını dönüşümlü olarak harekete geçirdikleri ve her seferinde diğer gözlerini kapadıkları ifade edildi. Tek taraflı uyumanın laboratuarlardaki testlerde de kanıtlanabildiği, bilim adamlarının beynin 'uyuyan' kısmında yavaş beyin dalgaları, 'uyanık' kısımda ise hızlı beyin dalgaları saptadıkları, 20 dakika sonra da bu tablonun tersine döndüğü ve yunusların günde 8 saat bu şekilde uyudukları tespit edildi. Uykuda ölmelerini engelleyen bu yöntem kim bilir hastalıklarda ilham kaynağı olacaktır.

Yunuslar çok karmaşık neokortekse (beyinde problem çözme, farkındalık vb. zekâ belirtileri ile ilgili bir birim) sahipler. Araştırmacılar yunuslarda Von Economo sinir hücreleri denilen hücreler de buldular. Bu hücreler insan ve maymunlarda duygular ve sosyal algılamalar ile
bağlantısı olduğu bilinen hücre gruplarıdır. Yunuslar aynada kendilerini tanıyabiliyorlar. Bu birçok hayvanın yapamadığı bir özellik. İnsanların sergilediği farklı mimiksel anlatımları anlayabiliyorlar. Ya da özel su altı klavyesindeki tuşlara basarak oyuncak istemeyi öğrenebiliyorlar. Öğrenme biçimleri tıpkı küçük çocuklarda gördüğümüz biçimlere benziyor.
Ve geldik yunusların en mutluluk verici özelliklerine…
Yunuslarla yüzmek; mutluluk ve insan beyninde rahatlama, huzur sağlamakta, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, farkındalığı, dikkati ve kendini kontrolü ilerletmekte ve  bireyin sınırlarını ve kendine güvenini hissettirmekte. Bu özellik daha eski yıllardan beri bilinmekle birlikte ilk olarak 80’li yıllarda Down sendromlu bir çocukla Dr. Nathonsan’ın yaptığı bir çalışmada dikkati çekti. Çocuğun davranışlarında farklılıklar ortaya çıktı ve araştırmalar devam etti. 
Yunuslar, insan vücudundaki bir uyumsuzluk ve farklılığı güçlü sonar sistemleriyle fark edip değiştirebiliyor. Yunuslar beyinlerinde bulunan boş bir odacıkta yüksek titreşimli sesler üretirler. Bu ses dalgalarını birbirleri ile iletişime geçmek, yönlerini tayin etmek, balık sürülerini bulmak için etraflarına yayarlar. Duyma eşiğimizden yüksek olan bu ultrasonik sesleri bizler duyamayız ancak çok tiz sesler olarak ya da su içerisindeyken ense kökümüzde birtakım titreşimler olarak algılarız. Yüksek titreşimdeki ses dalgalarının maddelerin içinden geçme (ultrason) özelliği vardır. Yunusların ürettiği ses dalgaları insan vücudunun içinden geçerler. Bu geçiş sırasında omurga ve beynin rezonans titreşimine girdiği ve bunun da sinir sisteminde sistemin daha iyi çalışmasını sağlayan çeşitli biyokimyasal maddelerin üretimini tetiklediği anlaşılmıştır. Yunuslarla yarım saat yüzmek çocuğun dış dünyaya farkındalığını ve merakını arttırmaktadır. Yunus terapisinde çocukların  başaramadıkları becerileri birdenbire yapabildikleri görülür. Gülmek, ilk sözcüklerini söylemek, cümle kurmak, göz teması kurmak gibi…
8,3 W/cm2 lik yunus yankı sistemi yoğunluğu ve 200.000 Hz e çıkabilen  frekansları ile fiziksel hücre ve dokuların değiştiğini; sinir hücrelerindeki etkisini yunustan bize ulaşan rezonans (tınlaşım) ile açıklayabiliriz.
Yunuslarla iletişim sonrası, sağ ve sol beyin yarı kürelerinde eş güdümlülükte artış görülmüş, artı olarak Alpha ve Theta spectrumundaki yavaş beyin dalgalarında yüksek derece tespit edilmiştir. Yunus terapisi öğrenme işlemini normale göre 10 kat daha artış sağlamakta ve bu gelişim 6 aydan 1 yıla uzayan sürede kesin etki sağlamaktadır.
Yunus terapisi zihinsel, bedensel ve ruhsal rahatsızlıkları bulunan hastaların sağlıklarına tekrar kavuşabilmeleri ve ya rehabilite olabilmeleri için yeni kapılar açmıştır. Beynin Alpha ve Theta dalga boylarının tedavisel özellikleri son yıllarda kesin olarak ortaya çıkmıştır. Üretilen Alpha ve Theta dalga boyu cihazları ile mutluluk ve öğrenme terapileri yapılmaktadır. Yunusların bu tedaviler için esaret altına alınıp kullanılması doğabilimin gerekleri düşünüldüğünde, yunuslar açısından sakıncalı yanlar da taşımaktadır. Bu yüzden onlara zarar vermemek için dikkatli çalışmalarla onların özelliklerini taklit etmeye ve onları incitmemeye zorunluyuz.

Bize her özelliğiyle mutluluk için modeller deşifre eden bu güzel varlıkların gülümseten enerjisi, önümüzdeki yıllarda kim bilir hangi sırlarını hediye edecek…
Son yılların sıkıntılı ve gergin dalga boyundan çıkıp Yunusun gülümsediği Alpha boyutunda buluşmak dileğiyle…

indigodergisi.com

Hiç yorum yok: