dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi

KÖKTÜRK ALFABESİ



Göktürk yazısı, oldukça düzenli ve gelişmiş bir yapıya sahiptir. Sözcüklerin oluşturulması, kullanılacak harflerin sıralanışını düzenleyen belli uyumlarla sistemli hâle getirilmiştir. Göktürk yazısına sistemli bir yapı kazandıran belli başlı yazım kuralları, aşağıda maddeler hâlinde sıralanmıştır.
1. Sözcük sonundaki ünlüler, her durumda gösterilmek zorundadır. Örneğin “bu kadar” anlamındaki “bunça” sözcüğü, “” biçiminde yazılmaktadır. Sözcüğün son sesini karşılayan “” harfi, genellikle ilk hecelerde yazılmasa da son hecede kullanılmak zorundadır. Bu durum bütün ünlülerde geçerlidir. “” (yigirmi), ““ (birle), ““ (edgü), ““ (bunta) ve “” (Tengri) sözcüklerinde, son sesi karşılayan tüm harflerin kullanıldığı görülmektedir.
2. İlk ve orta hecede “” harfinin karşıladığı “a – e” ünlüsü genellikle kullanılmaz. Bunun nedeni, kullanılan ünsüz harflerin çoğunun zaten “a” veya “e” sesini içeriyor olmasıdır. Örneğin “Tengri” sözcüğü Eski Türkçede “” biçiminde yazılmaktadır. Bu sözcüğün ilk hecesinde bir ince ünlü olan “e” ünlüsü bulunduğu hâlde,t bu ünlü yazıda gösterilmemektedir. Bu durum, “” ünlüsünün “ince” okutması nedeniyle karışıklığa neden olmamaktadır. “”(altun), “” (Umay), “” (kagan), “” (men)… gibi örneklerde de ilk veya orta hecede bulunan “a – e” ünlülerinin gösterilmediğini görebiliriz.
Bazı sözcüklerde ilk veya orta hecedeki “a” ünlüsünün gösterildiğini görebiliriz. Bu yazım, bu sözcüklerdeki “a” ünlüsünün uzun olduğunu gösterir.
3. Bir sözcüğün art arda gelen iki hecesinde aynı ünlü varsa, bunların yalnızca bir tanesi (genellikle ilk hecedeki) gösterilir. Örneğin “üçün” sözcüğü “” biçiminde yazılmaktadır. Burada ilk hecedeki “ü” ünlüsünü karşılayan “” harfi, ikinci hecede de olmasına rağmen yazıda gösterilmemiştir. Aynı şekilde “Tigin” adının “” biçimindeki yazımında da hem ilk hecede hem de ikinci hecede “i” ünlüsü bulunmasına rağmen, “i” ünlüsünü karşılayan “i” harfi yalnızca ilk hecede kullanılmıştır. Bu kuralın istisnaları bulunmakla birlikte, genel kullanım böyledir. “ ” (kılıntım) örneğinde de bu kullanım görülmektedir.
4. İçinde hem ünsüz hem de ünlü sesi barındıran çift sesli ““, ““, “K” ve “” harfleri kullanıldığı zaman, yanlarındaki ünlüler yazılmaz. Eğer yazılmışsa, burada uzun ünlü olduğunu düşünmek gerekir. “” (Türük) sözcüğünde “” harfi “ük” sesini karşılatığı için, yeniden “” harfini kullanmaya gerek kalmamıştır. “” (balık) örneğinde de bu kullanımı görebiliriz.
5. İlk hecenin düz ünlüsünden sonra gelen yuvarlak ünlüler, genellikle gösterilir. ““ (altun) ve “” (kelürtüm) sözcüklerinde “a” ve “e” düz ünlülerinden sonra gelen “u” ve “ü” yuvarlak ünlülerinin gösterildiğini görebiliriz.
6. İlk hecedeki yuvarlak ünlülerden sonra gelen düz ünlüler de genellikle gösterilir. ““ (oglıtı) ve “” (süçig) sözcüklerinde, “o” ve “ü” yuvarlak ünlülerinden sonra gelen “ı” ve “ü” düz ünlülerinin yazıldığı görülmektedir.
7. İlk hecedeki yuvarlak ünlüden sonra gelen yuvarlak ünlüler, genellikle gösterilmez. ““ (bodun) ve ““ (köngül) sözcüklerinde, ilk hecedeki “o” ve “ü” yuvarlak ünlülerinden sonra gelen “u” ve “ü” yuvarlak ünlülerinin yazılmadığı görülmektedir.
8. İnce ünlülerle birlikte kullanılan “[s] harfinin, bazen “[ş] harfi yerine kullanıldığı görülmektedir. Bunun tam tersi olarak “[ş] harfinin, “[s] harfi yerine kullanıldığı da görülmektedir. ““ (İlteriş), ““ (yaşar) ve “” (kişi) sözcüklerinde “ş” sesinin “s” harfiyle karşılandığı görülmektedir.
9. Bir sözcükte “ok, uk, ko, ku” sesini karşılayan “” harfi ile “[o, u] ünlüsü yanyana kullanılmışsa, bu kullanımın “uzun ünlüyü” gösterdiğini anlamak gerekir. “” (kōndukta), “” (kōp), “” (kūt) ve “” (kūtay) sözcüklerinde, ilk hecedeki ünlünün uzun olduğunu görebiliriz.
10. Bir sözcük içindeki ikiz veya benzer ünsüzler, tek harfle gösterilebilir. Örneğin “” (balıkka) ve ““ (Yollug) sözcüklerinde ikiz ünsüzler, tek harfle gösterilmiştir.
11. Göktürk yazısında sözcükleri veya sözcük gruplarını ayırmak için, bugünkü yazıda kullandığımız biçimde “boşluk” bırakmak yerine, “iki nokta” (:) kullanılmıştır. Her sözcükten veya sözcük grubundan sonra iki nokta konularak, yazının okunması kolaylaştırılmak istenmiştir. Bugün için bu, oldukça zahmetli ve gereksiz bir çabadır. Fakat o dönemde, sert yüzeyler üzerine kazınan sözcükleri ayırmada, iki nokta kullanılması anlamlıdır. Ayrıca yazıtlarda kullanılan iki nokta (:) imi (tamgası), Göktürk yazısındaki tek noktalama işaretidir. Bu noktalama işaretinin örnek kullanımı şöyledir:


Hiç yorum yok: