dünyanın yedi harikası
 felsefe dünyası
 ünlü ressamlar ve resimleri
 icatlar ve keşifler
 Namık Kemal hürriyet kasidesi
 Mevlana ve Mesnevi

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ

Kanuni son derece elverişli koşullarda tahta geçti.
Saltanatta hak iddia edecek şehzade yoktu.
Hazine ağzına kadar altınla doluydu.
Güçlü bir donanma oluşturulmuştu.
Yeniçeri birlikleri mükemmel denecek durumdaydı.
Osmanlı Devleti hem doğuda hem batıda rakipsiz bir stratejik konuma kavuşmuştu.
Memlükler tarih sahnesinden silinmiş, Saf eviler ve Venedikler sindirilmişti.
Avrupa’daki Osmanlı topraklarına komşu durumda güçlü bir rakip yoktu.
Bu nedenle Kanuni devri, Osmanlıların en parlak dönemidir.
Osmanlı Devleti’nde Fatih’ten sonra geniş kanunlaştırma hareketleri I.Sultan Süleyman zamanında gerçekleştirildiğinden kendisi Kanuni olarak adlandırılmıştır.
İÇ İSYANLAR
Kanuni Sultan Süleyman ,son derece elverişli bir ortamda tahta geçmesine rağmen,ilk yıllarına da bazı iç isyanlarla uğraşmak zorunda kaldı.
Kanuni’nin karşılaştığı isyanların başlıcaları şunlardır.
a)Canberd Gazali İsyanı
Canberd , Memlük komutanlarındandı. Mısır seferi sırasında Yavuz’a sığınınca Şam valiliğine atanmıştı.
Yavuz’un ölümü üzerine Canberd , Şam’da bağımsızlığını ilan etti. Mısır’ı almak istediğse de isyanı bastırıldı.(1527)
b)Ahmet Paşa İsyanı
Ahmet Paşa,divanda 2.vezirdi.Ulus gereğince kendisinin sadrazam olması gerekiyordu. Oysa Kanuni, boşalan
sadrazamlığa İbrahim Ağa’yı getirdi. Ahmet Paşa’yı da Mısır valiliğine atadı.
Buna kızan Ahmet Paşa, Mısıra varır varmaz bağımsızlığını ilan etti. Fakat Padişaha bağımlı komutanlar ve yeniçeriler Ahmet Paşa ile mücadele ederek onu öldürdüler.(1525)
c)Baba Zünnun İsyanı
Yozgatlı(Bozoklu) olan Baba Zünnun bir vergi işinden dolayı isyan ederek Yozgat’ı işgal etti.
Üzerine gönderilen birkaç paşayı yendiğsede sonunda yakalanarak idam edilince taraftarları dağıldı.
d)Kalenderoğlu İsyanı
Hacıbektaş soyundan gelen Kalenderoğlu, Yavuz zamanından beri sinmiş olan Şiileri etrafında toplamıştı.
Bir vergi, işinden dolayı ayaklanma başladı.
Yavuz Selim zamanında dirliklerine el konulan Dul kadirli sipahilerin de katılımıyla ayaklanma oldukça büyüdü.
Birkaç Osmanlı Paşasını yenen Kalender oğlu , sonunda Sadrazam İbrahim Paşa kuvvetlerine yenildi ve öldürüldü.(1527)
Celali ayaklanmaları içinde dinsel içerikli son ayaklanmadır.


MACARİSTAN SEFERİ
NEDENLERİ
Macaristan’ın Balkanlardaki milletleri Osmanlılara karşı kışkırtması

Kutsal Roma Germen İmparatoru Şarlken’e güvenen Macaristan’ın Osmanlılara vermesi gereken vergiyi yollamaması
Osmanlıların gönderdiği elçinin Macarlar tarafından öldürülmesi
Kanuni önce Tuna yoluyla Belgrat üzerine bir donanma gönderdi. Arkasından,bir ordu ile Macaristan’a girdi.(1521)
Belgrat’ın alınmasından sonra dolaylarındaki bazı kaleler de (Karlofça, Salankamen,Ösek) alındı. Belgrat , bundan sonra Avrupa’ya yapılan seferlerin önemli bir üstü oldu.
MOHAÇ MEYDAN SAVAŞI (1526)
NEDENLERİ
Macar Kralının Osmanlılara karşı Şarlken’den ve
Avusturya Arşidükası'ndan destek sağlayarak bir cephe oluşturması
Şarlken’e esir düşen Fransa Kralı I.Fransuva’nın
Kanuni’den yardım istemesi.
Kanuni’nin Fransuva’yı yanına çekerek Avrupa
Hristiyan birliğini parçalamak istemesi .
SONUÇLARI
Kanuni Mohaç Ovası’nda Macar Ordusunun ağır bir
yenilgiye uğratarak Macaristan’ın başkenti Budin’e (Budapeşte) girdi.
Macaristanın bir bölümü doğrudan doğruya Osmanlı
Devletine bağlandı.
Bir kısmında ise Osmanlı Devleti’ne bağlı Erdel Beyliği
kuruldu.
(Böylece , Osmanlı Devleti ile Kutsal Roma Germen İmparatorluğu arasında tampon bir bölge oluştu)
I.VİYANA KUŞATMASI (1529)
Osmanlı müttefiki Yanoş’un krallığını istemeyen Macar
soyluları, Avusturya Arşidükası Ferdinand’ın yardımını istediler.
Bunun üzerine Ferdinand Yanoş’a savaş açarak
Budin’e girdi.
Kanuni tekrar Macaristan seferine çıkmak zorunda
kaldı. Budin’i geri aldı. Yanoş’u tekrar Macar krallık tahtına oturttu.
Kanuni, Ferdinant’la bir meydan savaşı yapmak
istiyordu. Bu nedenle Ferdinand’ı izlemeye karar verdi.
Viyana önlerine geldi. Kenti derhal kuşattıysa da çok iyi
korunmuş olan Viyana’yı almadı.
ALMAN SEFERİ
Viyana seferinden sonra Ferdinand bir yandan İstanbul’a elçiler göndererek Macar Kralı olarak
tanınmasını istedi, isteği kabul edilmeyince Budin’i kuşattı.
Bunun üzerine Kanuni tekrar sefere çıktı. Budin’i kurtardı.
Ferdinand, Andrea Dorya aracılıyla Akdeniz’de bazı girişimlerde bulunduysa da bir sonuç elde edemedi ve Osmanlıdan barış istemek zorunda kaldı.
İSTANBUL ANTLAŞMASI (1533)
Ferdinand, Kanuni’nin üstünlüğünü kabul
etti. Avusturya Arşidükası protokol bakımından Osmanlı sadrazamına eşit sayılacaktı.
Ferdinand, Macar topraklarından elinde kalan yerler
için yıllık vergi vermeyi kabul etti.
Ferdinand, Yanoş’un Macar krallığını tanıdı.
Barış süresi Avusturya’nın arzusuna bırakıldı.
Kanuni; Ferdinand, barışı bozmadıkça bu antlaşmanın yürürlükte kalacağını bildirdi.
Macarista’nın Osmanlı Ülkesine Katılması
Macar Kralı Yanoş öldükten sonra Ferdinand antlaşmayı bozup Macaristan’ı işgal etti.
Bunun üzerine Kanuni Macaristan’a yeni bir sefer yapmak zorunda kaldı.
Sonuçta Macaristan üç parçaya bölündü.
Bir kısmı doğrudan doğruya Budin Beylerbeyliği adıyla Osmanlı Devletine bağlandı.
Bir kısmı Yanoş’un oğluna Erdel Beyliği olarak bırakıldı.
Kuzey Macaristan ise Avusturulya’nın elinde kaldı.
1551’de Ferdinand’ın Erdel işlerine karışması üzerine Osmanlı-Avusturya savaşları yeniden başladı. Bu savaşlar Kanuni’nin ölümüne kadar sürdü.
OSMANLI-FRANSIZ İLİŞKİLERİ
Osmanlı-Fransız ilişkileri Fransa kralının Kanuni’den yardım istemesiyle başladı.
Kanuni, Fransızları Avrupa birliğinden uzaklaştırmak
amacıyla onlarla 1535’te bir dostluk ve ticaret antlaşması imzaladı.
Bu antlaşma ile Fransızlara kapitülasyonlar diye bilinen birçok ticari imtiyazlar verildi.
Kapitülasyonlarla Fransız tüccarlarına gümrük indirimleri vergi ayrıcalıkları ve hukuksal güvenler sağlamıştı.
KAPİTÜLASYONLAR NİÇİN VERİLDİ
Daha önce de I.Murat’tan itibaren yabancı tüccarlara bu tür ayrıcalıklar verilmiş. Fatihte de Venediklilere bazı ticari haklar tanınmıştı.

O dönemde,yabancı tüccarlara bu tür ayrıcalıkların verilmesi son derece olağandı .
Kanuni, bu kapitülasyonları vermekle ,
Sönmeye başlayan Doğu Akdeniz ticaretini canlandırmayı
Yabancı tüccarlara ayrıcalıklar tanıyarak onlara Doğu Akdenize çekmeyi amaçlıyordu.
Kapitülasyonlar Nasıl Zararlı Hale Geldi?
Kanuni,Fransızlara bu ayrıcalıkları verirken bu ayrıcalıkların,(anlaşmayı imzalayan hükümdar sağ kaldığı
sürece geçerli olacağım)belitmiştir. Nitekim Fransızlar, her padişah değiştikçe,yeni padişaha ve önemli devlet adamlarına hediyeler vererek bu imtiyazları yeniden aldılar.
(1740)’ta kapitülasyonlar birçok devlete daha verildi ve sürekli hale getirildi.
Osmanlı Devleti’nin ekonomik yapının ve dönemin gereği olarak Avrupalılara kapitülâsyonlar vermesinde hiçbir sakınca yoktu. Tersine birçok yarar vardı. Ekonomik yapı değişip ayrıcalık verme politikası artık geçerliliğini kaybedince bu tür uygulamalara baş vuran Avrupa ülkeleri, verdikleri ayrıcalıkları kaldırdılar.
Osmanlılarda ise gelişmeler bunun tersine oldu. Giderek güçlenen Avrupa ülkeleri Osmanlı Devleti üzerindeki siyasal ve ekonomik baskınlarını artırdılar.
Sonuçta Osmanlı ülkesi Avrupa devletlerine bir açık pazarı haline geldi ve yarı sömürge durumuna düştü.
B-DOĞUDA GELİŞMELER
Şah İsmail’in ölümünden sonra yerine geçen oğlu,Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki en büyük düşmanları olan
Alman İmparatoru Şarlken ve
Avusturya Arşidükü Ferdinand
İle ittifak kurdu.
Bunun üzerine Kanuni,İran üzerine üç sefer düzenledi.
Birinci seferde Bağdat alındı.(1534)
İkinci seferde Kanuni’nin Avusturya seferinden yararlanarak Safevilerin ele geçirdiği yerler(Tebris,Nahcivan,Van)geri alındı.
Üçüncü seferde meydan savaşı yapılacak bir kuvvetle karşılaşılmadı. Erivan,Nahcivan,Karabağ feth edildi.
Bu savaş her iki taraf içinde zararlı oluyordu.
Bunun üzerine İran Şahı elçi göndererek barış istedi.
Amasya Antlaşması (1555)
İranlılarla yapılmış olan bu ilk resmi antlaşmaya göre;
Bağdat,Tebris ve Doğu Anadolu Osmanlılarda kalacaktı.
C-DENİZLERDE GELİŞME
Rodos’un Alınamsı (1522)
Rodos Adası,Akdeniz'in deniz yolları üzerinde önemli bir üs durumundaydı. Burada örgütlenmiş olan Sen Jan Şovalyeleri ticaret gemilerine saldırmaktaydılar.Şarlken ve Ferdinand’ın desteklediği bu korsanlar birilği Osmanlıların Akdeniz’deki ticari çıkarlarını her fırsatta zedeliyorlardı.
Kanuni, Rodos üzerine büyük bir donanma gönderdikten başka kendiside büyük bir ordu ile adya geçti.
Karada ve denizde çok şiddetli çarpışmalardan sonra şovalyeler adayı boşaltmak zorunda kaldılar.(1522)
Şarlken bu şovelyelere Malta Adası’nı vererek onların dağılmalarını önledi.
Akdeniz’de Egemen Mücadeleri
Kanuni’nin Avrupa içlerine kadar nüfuz etmesi üzerine Şarlken, Osmanlıları Akdeniz’den vurmak istedi.
Osmanlılar o dönemde karada çok kuvvetliydiler.Bu nedenle Şarlken, Kanuni doğrudan doğruya karşı karşıya gelmekten kaçınıtordu.
Ancak, Osmanlılar denizde henüz karadaki kadar kuvvetli değildiler.
Şarlken; Venediklileri, Papa’nın güçlerini, İspanya ve Malta şovalyelelerini bir araya getirdi.Bu birlik bir yandan Mora kıyılarına saldırırken öte yandan Osmanlı ticaret gemilerini vuruyordu.
Bu durum karşısında Kanuni, Akdeniz’in ünlü denizcilerden Barboros’u Kaptan-ı Derya’lığa getirdi.Ayrıca kendisine Cezair Beylerbeyliği verdi.
Barboros, Adalar Denizi’ndeki hemen hemen bütün adları ele geçirdi. İtalya ve İspanya kıyılarını vurdu, bazı adları aldı.
Preveze Deniz Savaşı(1538)
Akdeniz’deki bu egemenlik mücadelesi kaçınılmaz olarak, büyük bir hesaplaşmaya yol açtı.
Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz’in birleşik donanması Preveze Körfezi önlerinde Osmanlı Donanması ile karşı karşıya geldi.
Barboros kendisinden üstün olan bu birleşik güce karşı büyük bir zafer kazandı. Zaferin kazanılmasından Turgur,Murat ve Salih reislerin de büyük katkıları oldu. Birleşik Donanmaya da Andrea Dorya komuta ediyordu.
Şiddetli bir deniz savaşından sonra Osmanlılar üstün geldiler.
Sonuçları
Venedikliler, Akdeniz’deki ticari çıkarlarını sürdürebilmek için Osmanlılarla anlaşma yolunu seçtiler.
Venedikliler ağır bir savaş zarar ödentisi vermeyi kabul ettiler.
Bu büyük zafer, Osmanlılar’a Orta Akdeniz’de üstünlük sağladı. Bu üstünlük İnebahtı Savaşı’na (1571) kadar devam etti.

Trablusgarp’ın Fethi Ve Cerbe Savaşı
Trablusgarp, Malta Şovalyaleri'nin elindeydi. Turgut Reis, burayı kuşatarak ele geçirdi (1551) ve buraya beylerbeyi olarak atandı.
Malta Şovalyeleri'nin hazırladığı Haçlı donanması bu sefer ,Cerbe adası önlerinde Turgut Reis’in komutasındaki donanmayla çatıştı ve büyük kayıplar verdi. Cerbe Savaşı, Preveze’den sonra kazanılmış en önemli deniz zaferidir.
Bu savaştan sonra Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika’da Osmanlı üstünlüğü tartışılmaz hale geldi.
Malta Adası’nın Kuşatılması (1565)
Rodos’un alınmasından sonra şovalyeler Malta Adası’na yerleşmişlerdi. Burası hem Osmanlı ticareti hem de Osmanlıların Kuzey Afrika’daki toprakları için bir saldırı üssü haline getirilmişti.
Bunun üzerine Kanuni, adanın alınmasına karar verdi.
Kale kuşatıldı. Ancak çarpışmalar esnasında Turgut Reis’in şehit düşmesi ve adanın alınamayacağının anlaşılması üzerine kuşatmaya son verildi.
HİNT SEFERLERİ
Portekizliler, Ümit Burnu yoluyla Hindistan’a varmışlardı.Daha sonra bu yolu geliştirip tekellerine aldılar ve Müslüman tüccarların ticaretini engellemeye başladılar.
Bunun sonucunda Süveyş, İskenderiye, Basra ,Halep, Tripoli ve İran Körfezi’ndeki tıcaret merkezlerinin yolu kapandı.Buralarda büyük bir ticari bunalım başladı.
Osmanlılar buna seyirci kalamazlardı.
Kanuni, saltanatının ilk yıllarında genelde Avrupa’yla ve Akdeniz’e yöneldi.Portekizlilerin Hint Okyanusu’ndaki varlığı fazla önemsemedi.Ancak bölgeden günden güne sesler yükselince buraya da yönelmek zorunda kaldı.
Kanuni; Batı Hindistan’daki Gücerat hükümdarından yardım istediği de alınca Hint Seferleri başlatıldı.
Hint seferleri 1538’de başladı ve 15 yıl devam etti.
Hadım Süleyman Paşa (Mısır Valisi), Piri Reis, Murat Reis, Seydi Ali Reis gibi ünlü komutanlar Hindistan’a sırasıyla dört büyük sefer yaptılar.
SONUÇLARI
Bu seferden beklenen sonuç elde edilemedi.Bunun en önemli sebebi Osmanlıların; Hint Okyanus’unda,
Portekizlilere karşı güçlü bir donanma oluşturamamaları ve Portekizlilere üstün gelememeleridir.
Yardım isteyen Müslümanların Osmanlılara yardım
etmemesi de başarısızlıkta etkili olmuştur.
Bu başarısızlığa rağmen;
Yemen ve Aden alındı.
Basra Körfezi ve Kızıldeniz nispeten denetim altına alındı.
Arap Yarımadası ve Habeşistan Osmanlı denetimine girdi.
KANUNİ’NİN ÖLÜMÜ (1566)
Kanuni,son seferini Avusturya üzerine yaptı. Zigetvar Kalesi kuşatıldı. Kuşatma devam ederken Kanuni öldü.Kanuni’nin ölümü Kale alındıktan sonra açıklandı.

    

Hiç yorum yok: